"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Trump’un “tahliye teşekkürü”

Cevher İLHAN
04 Haziran 2019, Salı
Cumhurbaşkanı’nın partisinin hazırladığı “Yargı Reformu Strateji Belgesi”ni Sarayda açıklayıp yürütmenin başı olarak Meclis’e yasa tâlimatı ve ödevi vermesi, en son Trump’un NASA çalışanı bir Amerikan vatandaşını serbest bırakılmasıyla ilgili Erdoğan’a teşekkürü, yargının bütünüyle siyasetin güdümüne sokulduğuna dair tesbitleri teyid etti.

Vakıa şu ki Adalet Bakanı ile ilgili başsavcılığın, sözkonusu şahsın “belli bir süre ceza çektikten sonra geri kalan cezâsının denetimli serbestlikle tamlayacağı” açıklaması kimseyi tatmin etmiyor.

Bundandır ki kulislerde Trump’ın telefonu ile nasıl serbest kaldığı, telefondan sonra en üst düzeyden bakana telefon açıldığı, bakanın da nöbetçi hâkime telefonla sözkonusu şahsın serbest bırakıldığı söylentileri dolaşıyor.

Tıpkı Cumhurbaşkanı’nın başta “al papazı ver papazı” diyerek tahliyesini “pazarlık konusu” yaptığı ve “Ben bu makamda olduğum sürece serbest kalmayacak” dediği Amerikalı Rahip Brunson’un, Trump’un ekonomiyi mahvedeceği şantajını savurduğu tweetinin ardından apar topar serbest bırakılıp aynı gün ülkesine uçmasında olduğu gibi “Erdoğan’a teşekkür ediyorum, bu konuyu konuşmuştuk” ifadelerinin ardından Amerikan vatandaşının alelacele serbest bırakılacağını söylemesi, öncelikle Türkiye’de yargının “tâlimatlandırıldığı” kanaatini kuvvetlendiriyor.

Gerçekten, tam da S 400’lere karşı “F 16 programı”nın iptal edileceğinin ileri sürüldüğü vetirede Trump’un isteğiyle bir Amerikan vatandaşının serbest bırakılmasının bedelinin neyi karşılığı ve bedeli?

Sahi, ağır ekonomik kriz sürecinde Trump Amerikan vatandaşının serbest kalması için Erdoğan’la ne konuştu, hangi tehditleri savurdu ve hangi şantaja gelindi?

Liyâkat yerine “siyasi sadâkat’

Demokratik meşruiyetin kilit taşı olan âdil ve dürüst seçimlerinin YSK’ca iptaliyle İstanbul seçimlerinin tekrarlanacağı süreçte, AKP hükûmetlerinde bakanlık yapmış eski tüfek siyasetçilerin ve atanmış son İstanbul Belediye Başkanı’nın kamu bankalarının yönetim kurullarına atanması siyasette “sadakat” - “liyâkat” tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Tam da AKP’li eski bir başbakanla bir bakanın yeni parti kurma çalışmalarını deklâre ettiği safhada, “arpalık” denilen kurullara atananların, bakanlık ya da milletvekilliği emeklilik maaşlarına ek olarak farklı farklı kalemlerden 40-50 bin liraya varan ve hatta aşan ek maaş alacakları kaydediliyor. Bunun “tek kişilik otoriter sistem”de sırf “kendine yakın olduğu” ya da başka partinin eski kadrolarından gidişini önlemek için bir “sus” payı olduğu belirtiliyor.

Zira kanuna göre bir banka kurulu üyeliğinde yer almak için en az on yıl bankacılık yönetiminde görev yapması geliyor. Buna rağmen sözkonusu isimlerin Cumhurbaşkanı kararnâmesiyle tepeden devlet bankalarına atamaları “siyasi sadâkat” uğruna ehliyet ve liyâkatin berhava edildiğini bir defa daha ortaya koyuyor.

Nitekim bu süreçte yine Cumhurbaşkanlığı kararnâmesi ile yeni oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine atanmasını bir iftar yemeğinde “Biz yok olmuştuk, bitmiştik, ezilmiştik, çürümüştük. Düşünebiliyor musunuz biz Cumhurbaşkanımızın yanında Başdanışmanlık falan değil, Yüksek İstişare Kurulu Üyesi. Başkanın kendisi olacak biz de yanında olacağız. Böyle bir şeyi Rabbim sadakatin sonucunda veriyor, yalakalığın değil” diye sevinçle açıklayan Meclis eski Başkanı AKP kurucusu Arınç, “sadâkatin sonucu” atandığını ikrar ediyor.

“Mecburiyet”le algı operasyonu

Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı’ndan iktidar partisi sözcülerine kadar her fırsatta “oyların çalındığı için iptal edildiği” tekrarıyla yoğun algı operasyonu yapıldı. Ancak YSK’nin mâlum tartışmalı “gerekçeli kararı”nda tek kelime “oyların çalındığı”na dair bir kelimenin yer almaması üzerine çeşitli tevillere sapıldı.

Bir televizyon programında, daha önce “çünkü çaldılar!” diyenlerin başında gelen AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım’a bir televizyon programında bu durumun sorulması üzerine, “‘Çaldılar’ demeye mecburdum. Algı operasyonu yapıldı. Hukuki bir tâbir değildi bu, ben farkındayım, halk diliyle…” ifâdesini kullandı.

Seçim akşamı sandıkların henüz yarısı açılmışken alelâcele “kazandık!” açıklamasını “çünkü sandık kurullarındaki arkadaşlarımız demoralize olurlardı…” gerekçesine bağlayan iktidar partisi adayının, siyasi rant uğruna ne tür vahim vartalara düştüğünü gösteriyor.

Ve Bediüzzaman’ın “yalandan, hileden, şeytanî fikirlerden hâli değildir” dediği “ahval-i siyasiye”de ve “lisân-ı siyasette (siyaset dilinde) siyasette lâfız mânânın zıddıdır” hakikatini bir defa daha doğruluyor. (Eski Said Dönemi Eserleri, 663)

 “Vebalini düşündüm…”

“Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul Eyüp İlçesinde cami açılışındaki konuşmasını izledikten sonra, meseleyi tanımlamak için bu ön adın artık yetmeyeceğini hissettim. Alenen yapılan bu din istismarı doğrusu yüzümü kızarttı. O camiye gelmek isteyen farklı parti ya da görüşlerden insanların hangi halet-i ruhiyeyi taşıyacağını-yaşayacağını düşündüm... Eğer bir tanesi bile bu sebeple gelmekten imtina ederse, veya yolunu değiştirip başka bir yere yönelirse vebalini düşündüm…”

Prof. Dr. Şaban Şimşek, 

(Akit eski yazarı)

* * *

NOT: Ramazan Bayramınızı tebrik eder; ülkemiz, İslâm dünyası ve insanlık için huzur, barış, birlik, rahmet ve berekete vesile olmasını dilerim. C.İ.

Okunma Sayısı: 2475
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı