"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye bunalımda, âcil tedbir lâzım

Cevher İLHAN
24 Ocak 2015, Cumartesi
Geçtiğimiz haftalarda, Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı “Türkiye’nin psikolojik haritası”ndaki çarpıcı rakamlar yoğun gündemin karambolunda kayboldu.

Bakanlık istatistiklerine göre, 2009 ile 2013 yılları arası kıyaslamarla ülkedeki ruhsal rahatsızlıklar hakkında çarpıcı rakamlar ortaya çıkıyor. 2009’da ruhsal rahatsızlık şikâyetiyle kliniğe başvuranların sayısı 3 milyon iken, üç kat artarak 2013’te 9 milyon 163 bini aşmış. Yine antidepresan tüketimiyle ilgili rakamlar “imdat!” işâretlerini veriyor. Meselâ 2013 yılında, yalnızca İstanbul’da 6 milyon 736 bin 378 kutu antidepresan kullanılmış. Psikolojik rahatsızlık şikâyetiyle başvuranarın rekoru da İstanbul ve Ankara’da. İstanbul’da 2009’da psikolojik rahatsızlık şikâyetiyle başvuranların sayısı 262 bin iken bu sayı dört yılda yaklaşık altı kat artarak 1 milyon 500 bin sınırına dayanmış, Ankara’daki artış ise altı katın da üzerine çıkmış.

Özetle, Türkiye nüfusu göz önüne alındığında psikolojik şikâyetlerle sağlık kuruluşlarına başvuranların oranı yüzde 12’ye ulaşmış.

İşin ilginç tarafı, psikolojik rahatsızlıkların artmasının maddî nedenlerinin başında, savaşların, şiddetin, yoksulluğun, işsizliğin, kayıpların yanı sıra büyük oranda antidepresan ilâçlarının gereksiz kullanımına bağlı olarak artması geliyor. Bütün bunlar, Türkiye’nin ne denli vahim bir bunalımda olduğunu bir defa daha ortaya koyuyor. Ancak felâket, sâdece Türkiye’nin başında değil, bütün dünyanın başında. Dünya Sağlık Örgütü öngörüsüne göre, 2020’de depresyon hastalıkları birinci sırayı alacak.

Siyasî iktidarın günübirlik siyasî rant hesapları adına yasalara yoğunlaşmak yerine Türkiye’nin bu temel problemine eğilmesi; âcilen maddî ve mânevî tedbirleri alması gerekiyor…

İşte Türkiye’nin psikolojik haritası.

GARABET

“Karartma” ve “ön alma”!

Yüce Divan oylamasında iktidar partisindeki yüksek fire tartışmaları devam ediyor. Firecilere “ihânet” ve “nâmert” salvolarından sonra karartmalar sürüyor.

Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Şahin’in, partisinin Yüce Divan oylamasında verilen fireler hakkında “Firelerin yolsuzlukla ilgisi yok, tepki oylarıdır onlar” çıkışı bunlardan biri. “AK Parti’nin Genel Başkan Vekili olarak konuşuyorum. Asgarî ücretin yeni bin liraya çıktığı bir ülkede bir siyasetçi 700 bin TL’lik saat alamaz, kolunda taşıyamaz. Bu siyasî etik açısından son derece yanlış bir davranıştır” diyerek, meseleyi bakanın pahalı saatti satın aldığı şeklinde sadece “ahlâkî” açıdan sıkıntılı bulduğunu söyleyip geçiştirmesi dikkat çekti.

Oysa sözkonusu bakanın 700 bin liralık ithal saati kendi parasıyla değil, rüşvet olarak aldığına dair iddialar var. Ne mahkemede ve ne de komisyonda da Zerrap’ın bir otel kağıdına parayı aldığına dair notundan başka hiçbir belge ortaya konulmuş değil.

Böylece, yolsuzluk, rüşvet, kara para aklama iddialarının yargıdan kaçırılmasını gözden kaçırıyor. Kısacası, Şahin’in “Kusura bakmasın bu eski bakan arkadaşlarımız. Dobra dobra konuşuyorum” dediği “dobra dobra ön alma” olarak tezâhür ediyor…

BÖYLECE

Yargı, “darbe”, “kargaşa”,“kaos”

Mâlûm baştan beri iktidar partisi sözcüleri, 17-25 Aralık soruşturma ve engellenen operasyonlarını “darbe” olarak nitelendirdiler.

Ancak gelinen vetirede iktidara yakın mâlum medya bununla da kalmadı; eski bakanlar hakkındaki yolsuzluk, rüşvet, kara para aklamaları iddialarına dair fezlekelerin Yüce Divan’da yargılanması “tuzak” olarak yorumladı, mahkemede hükme bağlanmasını istemek “kaos ve kargaşayı istemek” olarak lanse etti…

Böylece, Türkiye’de bir ilk daha yaşandı…

Okunma Sayısı: 1443
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı