"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’nin yargı bilânçosu

Cevher İLHAN
02 Mayıs 2016, Pazartesi
Geçen hafta HSYK Başkan Vekili Mehmet Yılmaz’ın “yargıya güvenin yüzde 30’lara düştüğü” yakınmasından sonra AYM Başkanı Zühdü Arslan da “bağımsız ve tarafsız yargı yoksa hukuk devleti yoktur” dedi. (DHA, 25.4.16)

“Hukukun üstünlüğünün sağlanması bir ülkenin geleceğinin teminatıdır. Hukuk devleti insan haklarına dayanan, hak ve özgürlükleri güçlendiren, anayasaya aykırı durumlardan kaçınan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devleti için yargı bağımsız olmalı, hâkim de âdil olmalı” temennilerini dile getiren AYM Başkanının istatistikî bilgilerle bireysel başvurunun başladığı 23 Eylül 2012’den bu yana yapılan toplam bireysel başvuru sayısının 59 bin 833 olduğunu ve 37 bin 536’sı yani yüzde 63’ü AYM tarafından sonuçlandırıldığını belirtip, “1215 ihlâl kararının dağılımına baktığımızda bunun yüzde 73’ünün âdil yargılama hakkının ihlâline ilişkin olduğunu görüyoruz. Âdil yargılamaya ilişkin ihlâllerinin yüzde 75’in mâkul sürede yargılanmamaları olduğu görülüyor” sözleri Türkiye’de “yargının durumu”nu bir defa daha açığa çıkardı.

Nitekim 28 Ocak 2016’da açıklanan AİHM’in 2015 bilânçosunda Türkiye’nin, en çok adil yargılanma hakkını ihlâl ettiği bildirildi. Strasbourg’da yayımlanan istatistiklere göre, 2015 sonunda AİHM’in önündeki toplam 64 bin 850 başvuruda Ukrayna (13 bin 850) ve Rusya’dan (9 bin 200) sonra 8 bin 450 başvuru ile Türkiye’nin üçüncü ülke olması bu gerçeği teyid ediyor.

HAKİKAT

“Adalet müessesesi hiçbir tarafgirliğe kaymaz”

Hâkim ve mahkemenin tarafgirlik şâibesinden uzak tamamen tarafsız bakmasını “adaletin birinci şartı” sayan Bediüzzaman, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını, çağdaş hukukun ulaşmaya uğraştığı “bütün dünya adâlet müesseselerinde cârî ve hâkim olan hukukî bir müteârife” olarak târif ediyor.

Bunu “Hükûmetin (devletin) daireleri içinde en ziyade hürriyetini (bağımsızlığını) muhâfaza etmeye ve tesirât-ı hâriciyeden (adâlet dışı etkilerden) bütün bütün azâde (tam bağımsız), en ziyâde bîtarafane (tarafsız), hissiyatsız bakmakla mükellef olan elbette mahkemedir” kuralıyla izâh ediyor.

Bediüzzaman’a göre, “Adliye memurları (hâkimler, savcılar), hissiyattan ve tesirât-ı hâriciyeden azâde ve serbest olmalı.” Hâricî “telkinat”, “tâlimat” ve baskılarla siyasallaşan yargı, “gayet bîtarafâne bir merci” dediği mahkemeler, başta devlet ve siyasî otorite olmak üzere bütün etkili mihraklardan bağımsız kalmalı; adâlet müessesesi hiçbir cereyâna kapılmamalı, hiçbir tarafgirliğe kaymamalı ve hiçbir baskıyı kabul etmemeli.

Mahkemede sanıkların makam-mevkilerine bakılmaması gerektiğini, “Cihangir hükümdarların ve kahraman kumandanların küçük mahkemelerde diz çöküp kemâl-i inkıyad (tam itaat) ile mutavaat göstermeleri (uyup baş eğmeleri), mahkemenin, hiçbir cihet ile zedelenmeyecek yüksek mânevî haysiyet ve şerefinin mevcudiyetini ispat eder” dediği tarihî vakıalarla tesbit ediyor. Hz. Ömer’in, hilâfetinde, yönetime, Müslümanların mukaddes değerlerine, dinlerine, kanunlara muhâlif bir Hıristiyan ile mahkemede muhâkeme olunmasını nazara veriyor.

(Tarihçe-i Hayat, 201-2; 564-5)

Okunma Sayısı: 1532
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı