"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yargı reformu” nasıl yapılacak?

Cevher İLHAN
20 Kasım 2020, Cuma
Maliye ve Hazine Bakanı’nın “istifası” üzerine yeniden alevlenen ekonomi ve hukukun üstünlüğü tartışmalarında önce Adalet Bakanı, “Hukukun güvenilirliği ekonominin de güvenilirliğini destekliyor, iç içe geçmiş bir konumda. Bu konuda daha fazla güvence nasıl olur, yakın zamanda iş dünyasının bu konudaki beklentileri, hem adaletin tecellisi, hem yerli hem yabancı yatırımcı için çok önemli” diye konuştu.

Ardından “Aslolan adaletin yerine gelmesidir. Hâkim ve savcılardan beklentimiz, ‘Kim ne der, ne düşünülür’ şeklinde değil, aslolan bu konuda, yani güncel meselelerden uzak bir şekilde hukukun, adaletin tesisi. Bu hususlarla alakalı HSK’nin ilke kararları var” diye ekledi. 

“Arkadaş, yargı konjonktüre bakmaz, yargı hatıra bakmaz, yargı birilerinin dediğine bakmaz. Yargı dosyaya, vicdanına, hukuka, Anayasa’ya bakar. Bizim beklentimiz budur. O yüzden adalet yerini bulsun, ne olursa olsun. Hiç kimsenin tavsiyesine, tâlimatına, telkinine bakarak değil, dosyaya bakarak vicdanınıza göre karar verin” da dedi.

ÖNCE VAHİM HUKUKSUZLUKLAR ORTADAN KALDIRILMALI

Ardından Cumhurbaşkanı sanki on sekiz yıldır iktidarda değillermiş ve bizzat “tâlimatları”yla yargıya güven sıfırlanmamış gibi “ekonomide reform” ve “acı reçete” projesinin yanı sıra “hukuk ve yargı reformu”ndan dem vurmaya başladı.

Ne var ki bütün bunlar olurken, zulme uğrayan milyonlar, özellikle 15 Temmuz bahanesiyle 20 Temmuz OHAL sürecinde nice vatandaşın, yargısız, haksız, hukuksuz tutuklanmaya mâruz bırakılması hukuksuzluğunu giderecek en ufak bir düzeltmenin işâreti dahi verilmiş değil. Yüz binler, hiçbir mahkeme kararı olmadan, ortaya hiçbir delil konulmadan, hakkında en ufak bir soru sorulmadan sahte ihbarlarla, dünyada hiçbir hukuk devletinde esas alınmayan uyduruk istihbarat jurnalleriyle, yargısız infazla KHK perdesinde kamudan ve özel sektördeki mesleklerinden, işlerinden edildi; yargı yoluyla masmiyetlerini ispat eden on binler de göreve başlatılmadı, mağduriyetleri devam ediyor.

Gerçekten Adalet Bakanı “yargı reformu”ndan, “hukukun, adaletin, hukukun tesisi”nden bahsediyorsa, “sivil ölüm”e mahkûm edilen, pazarda tezgâhtarlık yapmasına bile izin verilmeyen on binlerce KHK mağdurunun mağduriyetini gidermekten başlamalı. 

Keza Bank Asya’nın önünden geçen “suçlu” ilân edilip görevine son verilirken, aynı finans kuruluşunun yöneticisi Bakanlıkta idareci, Türkiye’nin öbür ucundaki bir öğretmen “irtibat” ve “iltisak”la kendisi dahil, yakınları işinden edilirken, “darbe teşebbüsü”nden yargılanan paşanın AKP’li kardeşi büyükelçi yapılıyor. 

Anayasa’ya göre kesin olarak uyması gereken Anayasa Mahkemesi kararlarına açıkça “uymayacağım” hukuksuzluğuyla bütün dünyanın önünde Türkiye’yi göz göre göre yargının “tâlimatlandırıldığı” bir “otoriter devlet” durumuna düşüren hâkimler hâlâ görevde. 

MAFYA LİDERİ TEHDİT EDERKEN…

Gerçekten, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne “hakkında mahkeme kararıyla tahliye kararı verilmiş olsa da Hâkimler ve Savcılar Kurulu üyeleriyle ‘iştişâre’ ettikten sonra uygulamaya geçer” garabetli tâlimatının gönderildiği, muhalif televizyonlara en basit bir bahaneyle günlerce kapatma cezası verilirken, hakkında üç binden fazla şikâyet olan “yandaş” kanala soruşturma dahi açılmayan hukuksuzluk zemininde nasıl “hukuk reformu” yapılacak?

Yerelden merkeze iktidara yakın hiçbir siyasinin, rüşvetçinin, müteahhidin, yolsuzluk yapanın hakkında dava dahi açılmadığı, mafya babaları, uyuşturucu baronları, kaçakçıları yine “yargıya tâlimat”la serbest bırakılırken, dört yıldır haksız ve hukuksuz hapiste kalan altı milyon oy almış bir partinin genel başkanının yeni bir uydurmayla dört yıl daha hapsinin istendiği, seçilmiş 70’e yakın belediye başkanının görevinden alınarak yerine “kayyım” atandığı “hukuksuzluk vartası”nda “yargı reformu”nun hangi esaslar üzerine bina edileceği merak konusu.

Neticede, “tâlimat”la cezaevinden çıkarılan bir mafya lideri ülkenin ana muhalefet partisi liderini “resmen” ve açıkça dünya kamuoyu önünde “tehdit” ederken, “hukuk devletinde böyle bir şey olamaz!” diyemeyecek kadar hukuksuzlukları içselleştirmiş zihniyetten “adalet reformu”nu kimse beklememeli. Böyle bir yola girerlerse iyi, ama zulümle kirlenmiş siyasi iktidarın hayra, hukuka, adâlete kabiliyetinin kalmadığı ortada.

Zaten kimse de inanmıyor…

Okunma Sayısı: 5692
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    20.11.2020 21:09:24

    Laf laf laf... taaa bine kadar laf.

  • Cemil

    20.11.2020 07:47:44

    Allah razı olsun. Bir khklı olarak bunlardan bir beklentim yok. Allah'a havale...

  • Müslüm

    20.11.2020 01:30:07

    Tuz kokmuş... Allah yardımcımız olsun. Yeise düşmeden yeni bir gayret lazım

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı