TESBİT
Bu süreçte ekonomik verilerde de yanıltmalar yapılıyor. Bunlardan biri yine işsizlik rakamları üzerinde. Özellikle iş bulma ümidini kaybettiği, yıllardır, aylardır iş bulamadığı için iş aramaktan cayan milyonları hesâba katmadan “işsizlik rakamları” açıklanıyor.
Oysa ekonomistler iş arayıp bulamayan (işsiz) sayısının 4 milyon 362 bine, iş bulmaktan ümidini kesenlerin bir milyona yaklaştığını belirtiyorlar. İşgücü göstergelerinin gerçekleri yansıtmadığını bildiriyorlar. Ekonominin yüzde 14.4 daralmasıyla son bir yılda işgücüne dahil olmayan 2.5 milyon işsize salgınla üç milyon işsizin eklendiğini, işsizler ordusunun kayıt dışı işsizlerle birlikte 15- 16 milyonu bulacağını söylüyorlar.
Dahası salgın sona erse bile birçok sektörün eski konumuna kavuşamaması ve bazı sektörlerdeki çöküşle, bunlardan kaçının işine döneceği bilinmiyor.
Bu arada firmaların İşsizlik Fonu’na müracaatıyla altı milyondan ancak iki milyonun “kısa çalışma ödeneği” alması, “torba yasa”yla -18 Mart’ tan bu yana- işyeri kapalı kalan işsizlere “ücretsiz izin aylığı” olarak 1770 lira değil,sadece 545 lira ödenmesi bir diğer yanıltma.
Bundandır ki Saray’ın yılın ilk üç ayında toplayıp harcadığı para 537 milyar lirayı bulurken, yüzde 93’ünü devletin başka birimlerinde kullanılıp karşılığında tahvil alınan İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki 132 milyar başta olmak üzere 669 milyarın nereye gittiği soruluyor.
Kısacası, kapatılan işyerlerinde çalışanların ve küçük esnafın zararları telâfi edilmezken, işsizlik rakamlarının da tam ve doğru olarak yansıtılmadığı ortaya çıkıyor.
VAZİYET
Kampanya”da beklenilen toplanmadı
Belediye ve Büyükşehir kanunlarındaki “belediyelerin şartsız bağış toplayabileceği” açık hükümlerine rağmen “Bakanlık genelgesi” ile “millet ittifakı” belediyelerinin “bağış kampanyaları” engellenirken, Cumhurbaşkanı’nın başlattığı “biz bize yeteriz” kampanyasında beklenen paranın toplanmadığı su yüzüne çıkıyor.
Onca propagandaya, “kamu spotları”yla yapılan tahşidata, cep telefonlarına gönderilen çağrılarla “10 lira” istenip millete salma salınmasına, valilikler aracılığıyla devlet dairelerine “tâlimatlı” resmi yazılarla memurların “kampanyaya katılmaya davet” edilmesine, bir nevi örtülü “fişleme” tehditlerine; birçok kamu - özel banka, finans kuruluşunun bağışlarına, holding, şirket, işveren grubu, sendika ile odanın katılımına rağmen üzerinden bir buçuk ay geçen kampanyada ancak iki milyar küsur toplanmış.
Kaldı ki bunun büyük bir bölümü de başta 100 milyon lira ile Merkez Bankası olmak üzere bazı kamu kurumları ve görevlilerince yapılmış; yani devletin bir cebinden alınıp diğer cebine konulmuş.
Oysa iktidardan yüz milyarlarca lira dolar garantili dev ihaleler alan şirketlerden en azından onlarca milyar meblağın toplanması bekleniyordu. Zira basit bir hesapla 200 bin milyonerin her biri 100 bin lira verseydi yine iki milyar toplanacağı; bir tek son beş yılda kamudan 327 milyar inşaat ihalelerini alan 300 şirketin her birinin Cumhurbaşkanı’nın verdiği İBAN’a 50 milyon göndermesiyle, bağış miktarının en az on beş milyarı bulacağı belirtiliyor.
En üst düzeyde büyük beklentilerle açılan “kampan-ya”nın vaziyeti bu.
KISACA
“Ekonomide ‘nükleer kış”
“Virüs salgınından önce ekonomimiz kıştan çıkıp ‘karakış’a giriyordu. TBMM 2020 Yılı Bütçesi kapanış konuşmamda da aynen böyle söylemiştim. Simdi salgınla birlikte geliyor olan artık karakış değil ‘nükleer kış’tır. Hafazanallah!”
İlhan Kesici