“Tepe”den tâlimatla bürokratlara hazırlatılan, sağlıklı bir inceleme ve müzâkere yapılmadan, kamuoyundan gelen ikazlar dikkate alınmadan milletvekillerine imzalatılan önergelerin sokuşturulmasıyla “çuval”a dönen “torba teklifler” yığınının yasama mantığına, kanun tekniğine ve ciddiyetine uymadığı belirtildi.

Özellikle, ilgili ihtisas komisyonlarında “temel kanun” olarak görüşülmesi gereken yüzlerce teklif ve tasarının “torba kanun”la sıklıkla Meclis’e oylatılmasıyla yasamanın çivisinin çıktığı kaydedildi. İstisnai olması gereken usûlün âdeta genel kural haline getirildiği “torba”nın Anayasa ve Meclis İçtüzüğü hükümlerine aykırı olduğu tesbitleri yapıldı.

Haklı eleştiriler karşısında Başbakan “bir daha “torba kanun” çıkarılmayacağı”nı söylemek durumunda kaldı. Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsü, “Bundan sonra maalesef haklılık payı olan bu kadar çok maddeli ‘torba yasa’yı görmeyeceksiniz.. Artık ‘torba’ gibi bir lâfı yasama literatürümüzden çıkaracağız, Sayın Başbakanımızın tâlimatı budur” teminatında bulundu “Artık Meclis’e gönderilmeyecektir inşallah. Bir ‘torba yasa’ çalışması içinde değiliz” sözünü verdi…

OLDU BİTTİYE GETİRİLİYOR

Ne var ki, AKP’nin seçim öncesi bir defa daha “torba yasa” usûlsüz usûlüne başvurulması, yine iktidar partisi milletvekillerinin “yeni torba teklifleri”yle alelacele emr-i vaki yasaların çıkarılması, Başbakan’ın ve hükûmet sözcüsünün vaadlerini bir defa daha havada bırakıyor.

Görünen o ki, “garip “torba yasa” yetkisi bir defa daha istismar ediliyor. “Torba kanun” paravanında bir kısmı daha önce Anayasa Mahkemesi’nce “Anayasa’ya aykırılık” kararıyla reddedilen yasalar yeniden “torba”ya doldurularak Meclis’e dayatılıyor.

Meclis Plân ve Bütçe Komisyonu’ndan apar topar geçirilen her biri farklı bir komisyonun alanına giren muhtelif “teklifler”le “torba” bir defa daha “çorba”ya dönüşüyor. Muhalefetin en azından tekliflerin sınırlandırılması ve alt komisyon kurulması talepleri reddediliyor.

Son “torba”da da, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet, İGDAŞ’ın özelleştirilmesi, Kızılay ve Yeşilay’la teklifleri toptan apar topar getiriliyor. Meselâ, daha önce itirazlar üzerine Bakanın geri çektiği Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Anayasa ve YÖK Kanunu ile çelişilerek yeniden getiriliyor.

Bütün uyarılara rağmen, yeniden “madenlerde denetimi özelleştirme” amacıyla hükûmetin Meclis’e sunduğu “Maden Yasası ve Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa” tasarısı taraflarla tartışılmadan oldubittiye getirilerek “torba”ya konuluyor.

Yine AKP’li vekillerin “torba teklif”iyle, “ilçe millî eğitim müdürü ve üstü kadrolara yapılacak atamalarda görevde yükselme veya unvan değişikliği sınavının uygulanmayacağı”ndan sınavsız atamalara, Danıştay’ın “yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanmaması” maddeleri sokuşturuluyor.

ÜÇÜNCÜ KEZ İNTERNET YASAĞI

Bu arada Telekomünikasyon İletişim başkanına (TİB) re’sen internet yayınlarını yasaklayan ve siteleri kapatan tasarı “torba”ya atılıyor. İktidarın ilk kez Şubat 2014’te çıkardığı, Cumhurbaşkanı Gül’ün “düzeltilmesi şartı”yla onaylaması üzerine yeni bir yasayla “mahkeme kararı”na bağladığı, ancak Gül’den sonra “mahkeme kararı” şartını ikinci kez kaldırdığı ve en son Anayasa Mahkemesi’nin Ekim 2014’te Anayasa’ya aykırı bularak iptal ettiği “internet yasağı”, üçüncü kez geri getiriliyor.

Buna göre, sosyal medyaya, basın özgürlüğüne getirilen yasaklara ek olarak, bu kez başbakanın ve bakanların direktifiyle internete yasaklamalar getirilecek. Hâkim kararı olmaksızın, jet hızıyla internet sitelerine erişim engellenecek, muhtevalarına müdahale edilip silinebilecek. Keza iktidarı eleştiren gazetecilerin hesaplarına ve sitelere ulaşımın engellenmesi kapsamında twittera yasak getirilecek.

Ayrıca TİB’in suç duyurusunda bulunmasıyla istenilen bilgileri vermeyen muhteva, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, 3 bin günden 10 bin güne kadar para cezası ile cezalandırılacak. Muhtevanın çıkarılması, erişimin engellenmesini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili muhteva ve yer sağlayıcılara 50 bin liradan 500 bin liraya kadar idarî para cezası kesilecek.

Anlaşılan, son 12 yılda Meclis tarihinde örneğine rastlanmayacak biçimde 150 kez “torba kanun” yöntemine başvuran ve 2004’ten bu yana 64 yasayla 2 bin 994 maddeyi çıkaran AKP iktidarı, “torba yasa” istimali istismarında inat ediyor.

Peki siyasî iktidar, neden sıklıkla netâmeli “torba kanun” emr-i vakisine başvuruyor?