"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine “torba yasa” oldubittisi-1

Cevher İLHAN
18 Ocak 2019, Cuma
Yoğun iç ve dış gündemin, siyasî tartışmaların gürültüsünde siyasî iktidar yeni bir “torba yasa”yı yine Meclis’te etraflıca müzâkere edilmeden, âdeta kamuoyundan kaçırılarak apar topar geçiriliyor.

Gerçek şu ki, alelâcele geçirilen “torba yasalar” öncelikle yasama mantığına, kanun tekniğine ve ciddiyetine uymuyor.

Zira istisnaî olması gereken usûl âdeta “genel kural” haline getirilip, Anayasa ve Meclis İçtüzüğü hükümlerine aykırı olarak ihtisas komisyonlarında ele alınmadan, sağlıklı bir çalışma yapılmadan, “torba”ya sokuşturulan maddeler bölümler halinde topluca karambola getiriliyor.

Kısacası, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in “kanun yapma yetkisi” “torba”ya sıkıştırılıyor; milletvekilleri dahi muhtevasını bilmiyor; üzerinde çalışamıyor, sivil toplum katkı sunamıyor. Bu yüzden, her defasında güdük ve yetersiz kalan “torba yasaları” bir başka “torba” ile düzeltilmeye çalışılıyor.

TÂLİMATLA “TORBA” ÇUVALA DÖNDÜ!

Vakıa şu ki AKP iktidarında “tepe”den tâlimatlarla bürokratlara dikte ettirilen, muhalefetin ikazları, kamuoyundan gelen uyarılar dikkate alınmadan alelâcele milletvekillerine imzalatılan önergelerin sokuşturulmasıyla “çuval”a dönen “torba tasarılar” dayatıldı.

Özellikle 2007’den bu yana çıkarılan 150’den fazla “torba yasası”yla 100’e yakın kanunda üç binden fazla madde “torba yasa” adı altında çıkarıldı. Şimdi de mahalli seçimler öncesi son “71 maddelik torba”dan sonra yeni bir “torba yasası”nın Meclis’in önüne getirileceğinden bahsediliyor.

Oysa daha Nisan 2016’da dönemin Başbakanı Davutoğlu “bir daha ‘torba kanun’ çıkarılmayacağı”nı söylemiş; Başbakan Yardımcısı ve hükûmet sözcüsü, “Bundan sonra haklılık payı olan bu kadar çok maddeli ‘torba yasa’yı görmeyeceksiniz. Artık ‘torba’ lâfını yasama literatürümüzden çıkaracağız” teminatını vermişti.

Ne var ki bütün bu vaadler havada kaldı; AKP iktidarında hukukçulardan ve kamuoyundan gelen bütün çağrılara karşı, her fırsatta en önemli konularda hep “torba yasa” oldubittisine başvuruldu.

Bu süreçte 301 maden işçisinin can verdiği Soma fâciasından sonra “emeğin sömürüsü” taşeronluk, toplu sözleşme, maden işçileri ve çalışma hayatına dair 48 madde ile açılıp 148 madde doldurulan “torba yasa” yoğun eleştirilere rağmen çıkarıldı.

Keza İGDAŞ’ın özelleştirilmesi gibi özelleştirmelerde, internet kanununda, Kızılay ve Yeşilay’la ilgili Anayasaya ve yasalarla çelişen teklifler “torba yasa”yla “yasalaştırıldı.” Hatta “ilçe millî eğitim müdürü ve üstü kadrolara yapılacak sınavsız atamalarda görevde yükselme veya unvan değişiklikleri, Danıştay’ın “yürütmeyi durdurma kararlarının uygulanmaması” gibi hususlar “torba”ya sokuşturuldu.

Bu arada “torba” ile özelleştirmelerde -devir işlemlerinin üzerinden beş yıl geçtikten sonra- yargı kararına göre işlem yapılamayacağı hükmü getirildi. Dönemin Başbakanının oğlunun yönetimindeki Türgev’e ücretsiz veya düşük bedelle taşınmaz tahsisi, belediyelerin elindeki taşınmazları; malları, binaları, tabiat ve kültür varlıklarını doğrudan bir vakfa/derneğe bedelsiz vermesinin önü açıldı.

YASAMANIN ÇİVİSİ ÇIKTI...

Yine bu süreçte oluşturulan “havuz medyası”na 630 milyon dolarlık katkı sağlayan patronların “af yasası”ndan yararlanmaları, “havuz”a aktardıklarını muhasebeleştirmede sıkıntı yaşayan sanık ve patronların mal varlıklarına el konulamaması ve dokunulmamasına ilişkin “Zarrab affı” olarak bilinen kayırmacılık, aktarılan kaynakların vergisinin “sıfırlanması” gibi emrivakiler “torba” perdesinde yapıldı. Özel yurt ve öğrenci evlerinde kalan öğrenciler devlet yurtlarına geçmeye zorlandılar.

İlginçtir; tepeden baskılarla komisyondan ve Genel Kurul’dan geçirilen “memleket kültürü için önemi hâiz eserlerin kamuya mal edilmesi” paravanında “devlet tekeline alınması”na dair Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. maddesinin değiştirilmesiyle Risale-i Nur’un “devlet tekeline alınması” ve “bandrol yasağı”nın “yasallaştırılması” hukuk dışı garabeti de “torba”dan çıktı.

Bundandır ki hukukçular, ilgili komisyonlarda görüşülmeden ham olarak genel kurulun önüne konulan “torba kanunu”nun hukukla ilgisi olamadığını, İçtüzüğe ve Anayasa’ya aykırı bir durum oldu-ğunu bildiriyorlar. Meclis’te etraflıca görüşülmesi gereken yüzlerce teklif/tasarının “torba kanun”la Meclis’e oylatılmasıyla yasamanın çivisinin çıktığından yakınıyorlar.

Ve bu vetirede “çorba”ya dönüştürülen “torba yasaları” ile Meclis’in yasama işlevinin istismarla saptırılarak, siyasi rant uğruna zaten “hibrit-melez” kalan demokrasi ve hukuka darbe vuruluyor.

Okunma Sayısı: 2626
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı