"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine “torba yasa” oldubittisi-2

Cevher İLHAN
19 Ocak 2019, Cumartesi
“Yasama kurnazlığı” olarak nitelenen, hukuk ve yasamada ciddî sıkıntılara sebebiyet veren son “torba yasa”da da bir dizi oldubitti dayatılıyor.

Özellikle 24 Haziran sonrası yeni “tek adamlık rejimi”nin kurumsallaşması hesâbına çıkarılan beş “torba yasa” ile 64 yasanın 148 maddesindeki değişikliklerde ortaya çıktığı gibi, çevre, Karayolları, trafik ve sağlıktan, tarım, eğitim ve adâlete kadar birçok yasa “Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnâmelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında “torba” ile değiştirildi.

Şüphesiz bazı gerekli ve önemli düzeltmelerin de yapıldığı son “torba yasa” ile kanunlar delik deşik ediliyor. Meselâ, ücretli çalışanlardan yüzde 100 gelir vergisi alınırken, “bazı mesleklerin bundan yüzde 70 muâf tutulması, cumhurbaşkanının bu oranı yüzde 100’e kadar arttırabilmesi ya da sıfıra kadar indirebilmesi”yle açıkça “vergi adâletsizliği”nin önü açılıyor.

Keza Kıyı Kanunu’nda “kıyılar, sahil şeritleri, doldurma ve kurutma yoluyla kazanılan arazilere ilişkin yapı ve yapılaşmaya dair bazı sınırlayıcı hükümler kaldırılıyor. Yine Mera Kanunu’ndaki değişiklikle jeotermal kaynak ve doğal mineralli sular için zarurî olan alanların tahsis amacı, valilikçe değiştirebileceği hususu getiriliyor. Bazı kurumlar, Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarılarak, ürün alımlarında kanun hükümlerinden istisna ediliyor.

“ANAYASA VE HUKUKUN İHLÂLİ” ŞERHİ

Ancak bunların başında Anayasa’nın “eşitlik ilkesi”ne aykırı olarak “cumhurbaşkanının belediyelere ödenek aktarma yetkisinin verilmesi” geliyor. Buna göre, partili cumhurbaşkanı, hiçbir gerekçe göstermeksizin istediği belediyeye ödenek verip istemediği belediyeye ödenek vermeyecek.

Böylece Cumhurbaşkanı’na Anayasada tanınan yetkiler dışında “yetkiler” bahşedilmekte “tek kişilik rejim” daha da katmerleştiriliyor AKP iktidarında 186 kez değiştirilen Kamu İhale Kanunu’na yeniden müdahaleyle “Cumhurbaşkanının yapacağı mal ve hizmet alımları”nın neredeyse tamamı kanun dışına çıkarılıyor.

Bu açıdan, sözkonusu 71 maddelik “torba yasa”ya “şerh” düşen ana muhalefet, “Sorumluluk ilkesi cumhurbaşkanı açısından geçerli değildir, Anayasa’da siyasal sorumluluk düzenlenmemektedir. Cumhurbaşkanı için kolejyal bir organ olan Bakanlar Kurulu’nun sorumluluğu benzeri bir sorumluluk bulunmamaktadır. Üstelik cumhurbaşkanı, bir parti başkanı olduğundan verilen yetkiler bir parti başkanı tarafından kullanılacak olması nedeniyle, cumhurbaşkanına Anayasada açıkça tanınmış olan yetki dışında bir yetki verilmesi düşünülemez” değerlendirmesinde bulunuyor.

Muhalefet sözcüleri, birbiriyle ilgisi bulunmayan yaklaşık 40 ayrı kanun ve iki kanun hükmünde kararnâmede değişiklik veya ekleme yapılarak mevcut sistemi değiştiren 71 maddelik “torba yasa” teklifinin söz konusu maddelerin tali ihtisas komisyonlarında değerlendirme yapılmadan, dahası Plân Bütçe Alt Komisyonu’nda detaylı görüşülmeden, tartışma ve inceleme yapılmaksızın, hızlandırılmış, vizyoner olmayan değişiklerin, tepkiyle yeni hükümler ihdas edilmesinin mevzuatta ve uygulamada ciddî sorunlara sebep olduğunu belirtiyorlar.

İKİ YASADAN BİRİ “TORBA”DAN!

Bunun içindir ki, “Cumhurbaşkanı için ihdas edilen ve kişisel tasarruflarında yoğunlaştırılan adsız işlemler”in, Anayasanın “demokratik hukuk devleti”ni esas alan 2. maddesine, “kayıtsız şartsız milletin olan egemenliğin kullanılmasının, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamayacağını; hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanmayacağını” belirleyen 6. maddesine; ayrıca “Yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM’nindir; bu yetki devredilemez“ hükmünü vaz eden 7. madde ile “cumhurbaşkanının yürütme yetkisini ve görevini Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanması ve yerine getirmesi”ni kayıtlayan 8. maddenin ihlâli olduğunu bildiriyorlar.

Hülâsa “kanunîlik ilkesi”nin, bütün işlem ve kategorilerde, yetki kullanımında öncelikle geçerli olduğuna dikkat çekilen “şerhler”de, Cumhurbaşkanı’nın onayıyla yürürlüğe giren “torba yasa”nın Anayasa Mahkemesi’nin şekil denetimi kapsamı dışında kalması hukuk tekniği açısından eleştirilirken, TBMM’nin yasama faaliyetininde önemli sınırlamalarla anayasal denetimsizliği arttırdığı kaydediliyor.

Gariptir; 2002-2007 arası çıkarılan “torba yasalar”ın oranı 0.53 iken, 2017’de 43.39’u aşmış. Neredeyse çıkan her iki yasadan biri “torba yasası.” Bu açıdan siyasî iktidarın, hukuka, Anayasaya, demokratik işleyişe aykırı olan “torba yasalar”a artık son vermesi büyük önem taşıyor.

Okunma Sayısı: 2720
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı