Ankara’ya gelen Trump’ın kıdemli danışmanı ve asistanı damadı Jared Kushner’le Cumhurbaşkanı’nın Saray’daki görüşmesine katılan Hazine ve Maliye Bakanı, sosyal medyada “Baş başa görüşmemizde ülkelerimiz arasındaki ekonomik işbirliğini artırmaya yönelik adımları görüştük” deyip âdeta geçiştirse de, Ankara’nın bu vahim konudaki tavrı hâlâ bilinmiyor.

İSRAİL’İN İŞGALİ KALICILAŞTIRILIYOR!

Oysa Trump’un damadının Ankara’ya kabul ettirmek peşinde olduğu ve peşinen bazı Körfez ve Arap ülkelerinin yattığı “yüzyılın plânı” perdesinde, Batı Şeria’da BM kararlarına rağmen kurulan yasadışı Yahudi yerleşim birimleri devam edecek ve İsrail’in işgali “yasallaştırılıp” kalıcılaştırılıyor.

Keza Batı Kudüs’ün yanısıra Doğu Kudüs de İsrail’e bırakılıp Kudüs şehri bütünüyle İsrail’in başkenti yapılacak; Batı Şeria tarafında kenar mahaller Filisinlilere bırakılıp bir kısmı Gazze’yi de kapsayan “ikinci bir Filistin” oluşturuluyor.

Gazze’de yeni bir devlet kurulmasıyla Filistin’in içine tefrika sokulması, Filistinli mültecilerin topraklarına dönmesine izin verilmemesi ve Batı Şeria’da Yahudilerin işgal ettiği yerleşim birimlerinin çok büyük bir kısmı boşaltılmaması komplosu kuruluyor.

Bu arada altı milyonu bulan Filistinli mültecilerin evlerine dönmesine izin verilmezken, Filistin topraklarının yüzde 80’i İsrail’e verilip ancak yüzde 20’si bırakılmasıyla İsrail’in işgali kat kat genişletiliyor; Filisin daha da küçültülüyor. Her bahaneyle bombalanan abluka altındaki Gazze’nin güvenliği ise Mısır’a veriliyor.

Özetle, “yüzyılın plânı” bir “anlaşma” ve “mutâbakat” değil, İslâm âlemi ve Filistin için tam bir felâket.

Zira Filistin krizi daha da ağırlaştırılırken, ABD ile işgal ve savaş ortaklarının küresel hegemonya ve çıkar hesâplarıyla İran’ın bölgeden tasfiyesi, Suriye’nin de Irak gibi bölünüp parçalanması ve İsrail’in bölgedeki egemenliği uğruna dayatılan “yüzyılın plânı”yla Ortadoğu ve bölge ülkeleri arasında tefrika fitnesi ateşi alevlendirilirken, Filistin ortadan kaldırılıyor.

ANKARA’DAKİLER YİNE LÂFLA GEÇİŞTİRİYOR…

Çarpıcı olan, seçim propagandasında Dışişleri Bakanı’nın “(Meclis’te) milletvekilleri, ‘İsrail’e kızıyorsunuz da İsrail’le ticaret artıyor’ diyor. İsrail’e kızabiliriz, doğru, haklıyız da. İsrail’in zulmüne sessiz kalamayız. Bunun farkındayız ama Bursa’dan gelen bir firmaya ‘Benim ilişkilerim İsrail’le kötü, sen de ticaret yapma’ diyemem” ikrarıyla AKP iktidarında İsrail’le ekonomik ve ticâri işbirlikleri kat kat arttığının itiraf edilmesi. (AA, 2.3.19)

Hûlâsa Ankara’dakiler, İsrail’in Filistin halkına ve Mescid-i Aksa’ya barbarca saldırılarını “yasallaştıran”, işgalini “meşrûlaştıran” son ceberût, vahşi ve işgalci uygulamalarına, amansız abluka ve ambargolarına, binlerce Filistinli çocuğu, kadını, yaşlıyı katleden katliamlarına karşı, seçim malzemesi olarak iç kamuoyuna yönelik “kuru kınama” ve “lânetleme”, “rest çekme”, “meydan okumalar”la veryansın edilirken, İsrail’le ekonomik mutâbakat zabıtları, ticarî ilişkiler, askerî - savunma sanayii ihâleleri ve İsrail’e kıyaklar tam gaz devam ediyor.

Ve bütünüyle İsrail’in Siyonist hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlayan, Filistin’i ikiye bölüp tefrika sokan, Filistin topraklarındaki işgali genişletip kalıcılaştıran, Doğu Kudüs’ü de Filistin’in elinden alınıp Filistin bütünüyle “İsrailleştiren” Trump’un Yahudi damadının yürüttüğü “yüzyılın plânı”na karşı Ankara’nın tavrı hâlâ bilinmiyor.