"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalette de lâzım

Cihat ERDOĞ
14 Aralık 2016, Çarşamba
Hani derler ya, camiye, kışlaya, okula siyaset sokulmaz diye.

Demokratlar, iktidarları döneminde, bu kaideye uymuşlardır. Güzel de yapmışlardır. Liyakatlı ve lâyık olanları iş başına getirmişlerdir. Ama günümüzde camide, okulda, kışlada siyaset cirit atıyor. Fakat şimdilerde adaleti de bu kaide içine almak gerekiyor. Yani siyasetin sakıncalı yerleri üçten dörde çıktı. Siyasetin orduya sokulmasının sakıncalarına en güzel delil Balkan Savaşlarıdır. Balkan Savaşlarında İttihatçı ve itilâfçı çekişmesi, dört küçük Balkan devleti karşısında koskoca Osmanlı İmparatorluğunun yenilmesine sebep olmuştur. Komutan İttihatçı ise itilâfçı askerler işi gevşek tutmuş, komutan itilâfçı, asker İttihatçı ise gereği gibi savaşmamışlardır. Senin partin, benim partim çekişmesi koskoca Balkan topraklarının kaybedilmesine sebep olmuştur. 

Şimdilerde camiye de siyaset sokuluyor. Çoğu mütedeyyin insanlarla konuşuyoruz camiye gitmekte, cemaata katılmakta isteksiz davranıyorlar. Evde ibadetlerini yapmayı yeğ tutuyorlar. Gerekçe vaazların ve hutbelerin siyasî muhtevalı olması. Bu doğru değil. Elmas gibi hakikatler, yeryüzünün şişe parçaları mesabesindeki siyasete alet edilemez. Seksenli yıllarda da bu durumun değişik bir versiyonunu görmüştük. Camiler parsellenmişti. A partinin camisi, B partinin camisi diye. Bir partilinin gittiğine diğeri gitmiyordu. 

Gelelim eğitime; okulların durumu, eğitim felâket. Yaz boz tahtası olmuş. Yönetmelikler durmadan değişiyor. Bir uygulama başlamadan yenisi geliyor. ÖSYM’ce sağlıklı bir imtihan yapılamıyor. 

Atamalarda liyakate dikkat edilmediğini görüyoruz. Halbuki tayinlerde liyakata bakılmalı. Lâyık olanlar iş başına getirilmeli. Yoksa eğitim curcunaya döner. Gelişmiş devletlerle aramızda olan mesafe gittikçe açılır, kapanmaz noktaya gelir. Bir ülkenin kalkınması, ileri gitmesi için en önemli faktör eğitimdir. Geçenlerde bir hatırat okuyordum. Osmanlının son döneminde yabancı devletlerin yurdumuzda açtığı okulların kalitesinden bahsediyor. ‘Biz niye yapamıyoruz’ diye soruluyor. Ne yazık ki hâlâ o problemleri yaşıyoruz. Kaliteli eğitim veren sayılı kurumlar da sabote ediliyor. Fen liseleri gibi. Bir zaman ortaöğretim başarı puanı ile sabote ettik. Şimdilerde de sayılarını arttırarak. Alt yapısını hazırlamadan okul açarak. 

Adalet konusuna gelince, adaletin adil olmaması o devleti çökertir. Adalet mülkün temelidir. Aksi halde mafyaya gün doğar. Herkes hakkını kendi aramaya kalkar. Suçlu tutuklanıyor. Kamuoyu baskısı serbest bıraktırıyor. Sonra yine tutuklanıyor. Avukatı müracaat ediyor. Tekrar serbest. Bir kişi tutuklanacaksa tutuklanır. Kanuna bakılır. Yoksa kamuoyuna göre davranılmaz. Suçluysa suçludur. Değilse değildir. 

Bu durum akla şu soruyu getiriyor: Devlet ne üstünde duruyor? Kılıç ve kalem denmiş. Yani askerin kılıç gücü ile mahkemelerin, adil hâkimlerin verdiği adil kararlara dayanır. Onun gibi, askerin gücü azalır, hâkimlerde adil karar veremezlerse, o devlet yok olur. Adalet herkese, hepimize lâzım. Adalet bağımsız ve tarafsız olmalı. Siyasî tercihler, kararları etkilememeli. Verdiğimiz veya aldığımız hükümlerden sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız. Bulunduğumuz makamın hakkını verelim. Aksi durum kıyamet âlâmetidir.    

Okunma Sayısı: 1591
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı