"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ayrılık

Cihat ERDOĞ
03 Aralık 2016, Cumartesi
Ayrılık, bir yerden kısa veya uzun süreli uzaklaşmaktır.

Beraberinde hasret duygusunu da akla getirir. Tekrar bir araya gelince kavuşma deriz. Ölüm de bir ayrılıktır. Geçici dünya hayatından ebedî hayata geçiştir. Haşir meydanında, Mahkeme-i Kübrada ve Cennette beraber olmaktır. Fâni olandan ayrılıp, bâki olana kavuşma halidir. Uyku da bir ayrılıktır. Kısa sürede olsa hayattan kopuştur. Yabancı bir diyara gidince de gurbet olur. Hasretle yakınımızı bekleriz. Kavuşunca hasretle ve özlemle ona sarılırız. Bir meslekten veya işten emekli olmak da ayrılıktır. Sararan yaprağın dalından kopup düşmesi de ayrılıktır.

Ayrılık, hasret insanî bir duygudur. Bu durum insanı insan yapan duyguların sonucudur. Çünkü insan sadece et ve kemik yığınından ibaret değildir. Bu duygular, az da olsa, ruhu olan hayvanda da vardır. Yavrularına yiyecek bulmak için yuvadan ayrılan annenin, dönüşünde yavrularla aynı duyguları yaşar. Yavrunun yiyecekten önce annesine sürtünmesi onun bu ayrılıktan sonra hasretini giderme refleksidir. Sevk-i İlâhidir. Ayrılık ve sonrasında, kavuşma olayın gerçekleşmesidir. 

İnsanda bu duygu daha da gelişmiştir. Okul dönüşü veya okula giderken öğrencinin annesine sarılması, iş dönüşü babasına sarılması bu duyguların tezahürüdür. Bir anlamda bizleri insan yapan değerlerdir. Hazreti Adem gibi 1000 sene yaşasak da, sonunda ölüm hakikatı ile karşılaşacağız. Fakat bu ayrılık düşüncesi ancak Haşir ve Cennet kavuşması ile teselli bulur. Bunun için bu duygular bizlere yaşama sevinci verir. Ona tutunmamızı sağlar. Yoksa bir gün önce veya bir saat önce neşe içinde sohbet ettiğimiz arkadaşımızı kaybetmek, ondan ayrılmak, bizlerde telâfisi imkânsız yaralar açardı. Hayattan kopardık. Yaşamaktan zevk alamazdık. Düşünmemiz dahi acı verirdi. Bunun için her şeyi en ince ayrıntısına kadar tasarlayıp yaratan Rabbimize hamd olsun. Hayat devam ediyor. Koparılan takvim yaprakları gibi zaman akıp gidiyor. Hayattan zevk alabiliyoruz. 

Hayata tutunabiliyoruz. Bu vurdumduymazlık değil, bilâkis hayatın cilvesidir. Hayat gerçeğidir. İki kapılı handaki devri daimdir. “Ece” der gibi göz açıp kapamaktır. Birileri ayrılıyor ki yenilere yer açılsın. Onlar da Allah’ın isimlerini, kendi kabiliyetleriyle gösterebilsin.  Varlık âleminde ömürlerince görünebilsin.  

Okunma Sayısı: 1710
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı