"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâmiyet şeref ve kemalin ölçüsüdür

Cihat ERDOĞ
02 Şubat 2015, Pazartesi
Evet, İslâmiyet ve Müslümanlık erdemdir, şereftir. Mükemmelliğin ve dürüstlüğün doruk noktasıdır. O yüce makama kibir ve tekebbür yaklaşamaz.

Gurur ve benlik orada yok olur. Ben değil, biz vardır. Gerçeklerin söylendiği, doğruların gün yüzüne çıktığı, yalanın ulaşamadığı kudsî bir makamdır. Fakir fukaranın sığındığı, korunduğu, hakkının verildiği yerdir. Aciz ve zavallı insanlar o çatı altında toplanıp, güç bulurlar. İnsanlar arasında ayrılık yoktur. Nifak oraya giremez. Makam ve rütbeler yok olmuştur. Fark, ayrımcılık kalkmıştır. İnsanlar tesbih tanesi gibi yan yana dizilmişlerdir. Çünki İslâmiyet Kâinat Sultanının vaazıdır, bildirisidir. Ortaya koyduğu kanunlardır. O düsturların bizlere ulaşmasına Sevgili Habibi (asm) vasıta olmuştur. Bizlere ulaştırmıştır. Bu şekilde susamış gönüller o hayat kaynağı ile hayat bulmuştur. Dolu dolu, doya doya, kana kana ondan içmişlerdir. Çöller yeşermiş, vahalar suya rahmete doymuştur.

İnanan gönüller öyle iman etmişler ki, top güllesi dahi onları dâvâlarından döndürememiştir. Tahkikî iman kazanmışlardır. Dünya nasıl uzayda bir nokta ise; dünyevî meseleler de mü’minin nazarında küçüktür, ilgiye değmez. Ebedî yurda girerken giyeceği kefeni düşünür mü’min. Kefenin cebi yok. Yanında sadece yaptığı hayır ve ibadetleri var. O inananlar israfa da kaçmazlar. Çünkü onlar sefih değillerdir. Günahtan uzak dururlar. Bozgunculuk yapmazlar. Munis ve uysal insanlardır. Onlar aldanmaz ve aldatmazlar. Feraset sahibidirler. Gerçekleri görürler. Son derece dürüst ve güvenilir insanlardır. Hile hud’a bilmezler. İkiyüzlü değillerdir. Dün ne demişlerse bugün de aynısını söylerler. Özleri sözleri birdir.   

İslâmiyet geliştikçe; inkişaf ettikçe, mü’minler sevinirler. Haz alırlar. Çünkü cehennemden ne kadar insan kurtulsa, onlar o kadar memnun olurlar. İsterler ki cehennem küçülsün, cehennemlikler daha az olsun. Ya da birinin vücudu o kadar büyüsün ki, ehl-i iman dışarıda dursun.

Mü’minler, şeytan gibi, insanları aldatmaya, kandırmaya tevessül etmezler. Bir karar verecekleri zaman istişare ederler. Birbirine danışırlar. Birbirlerinin fikrini alırlar. Doğrunun ortaya çıkması için gayret gösterirler. Memleketlerini, vatanlarını severler. Doğduğu yerleri ziyaret edip sıla-yı rahim yaparlar. Aileleri ile ilişkilerini kesmezler. Çünkü inanmışlar ki, akrabaları, eş ve dostları ile eğer hak ederlerse altlarından ırmaklar akan yeşilliklerde oturup yine sohbet edeceklerdir.

Ne mutlu inanan o insanlara ve İslâmiyet’i bulanlara. Ümitvâr olup İslâmiyet dairesi içine giren mü’minlere.

 

Okunma Sayısı: 1148
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı