Ramazan ve oruç...
Oruç insana fakirleri hatırlatır. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir, ikazını daha iyi duymasını sağlar. Zengin insanların fakir insanlara yardım elini uzatmasına vesile olur. İslâm iftarda paylaşmayı emreder. Misafirin 10 kısmetle gelip 1’ini yiyip 9’unu bıraktığını belirtir. Fakirleri doyurmak, oruçluya iftar ettirmek teşvik edilmiştir. Nitekim Peygamberimiz (asm )bir hadisi şerifinde: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz." (Tirmizi, Savm, 82) buyurmuştur. Ramazan’da suçlar azalır. İstatistikler bunu gösterir. Toplumda huzur gelir. Ramazan geceleri teravih ile hareketlenir. Sahura kadar Müslümanlar ayaktadır. Zaten oruçlu insan sadece midesini değil çoğu azasına da oruç tutturur. Dilini kötü sözden korur. Mezar ziyaretleri eş dost ziyaretleri toplum olarak insanları birbirine yaklaştırır. Hediye paketleri, iftarlıklar insanların arasındaki sınıf farkını ortadan kaldırır. Peygamberimiz (asm) oruçlunun diğer organlarına da oruç tutturması konusunda: "Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, ’Ben oruçluyum’deyin" buyurmuştur. (Buhari, Savm, 9) Dinimiz toplumun huzur ve mutluluğuna çok önem verir. Zaten Ramazan’da toplumdaki suçların azalması buna canlı bir şahittir. "Ben tok olayım; başkası açlıktan ölse bana ne!" gibi bencil düşünceler, ortadan kaldırır. Toplumdaki fakir, yardım ve merhamete muhtaç insanları düşünmemizi sağlar. Cemiyetin barışını ve huzurunu sağlar. İnsanların birbiri ile kaynaşmasına vesile olur. Bağlarımızı güçlendirir. Hayatımıza, sosyal yaşayışımıza bir dinamizm katar.