"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

50’(inci) yıl

Davut ŞAHİN
01 Mart 2019, Cuma
Geçtiğimiz Pazar günü, Bediüzzaman’ı Anma ve Yeni Asya’nın 50’nci yılı münasebetiyle kardeşlerimizle hemhal olduk, kucaklaştık.

Kardeşlik duygusunun dostluktan ve akrabalıktan öte bir bağ olduğunu 50 yıldır bizzat görerek yaşıyoruz.

Gerek bu hizmette saçını ağartmış ağabeylerimizi görünce, gerekse sinevizyonda Mehmet Kutlular Ağabeyi izlerken, “Ne fırtınalar atlatmışız” demekten kendimi alamadım.

*

Kuşku yok ki, her iktidar kendi medyasını oluşturur. 

Bu kural dün böyleydi, bu gün de geçerliliğini sürdürüyor.

Çünkü iktidar seçmenini memnun etmek zorundadır.

İttihad ve Terakki basını ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan gazeteler de “güç”ün, yani iktidarın payandası olarak sahnede yerini aldı.

Sonraki iktidarlar, yani ihtilâl iktidarı da medyasını oluşturdu. Seçimle iş başına gelmiş ve darbeyle alaşağı edilmiş başbakan ve bakanlar hakkında ağza alınmayacak kadar galiz ifadelerle dolu manşetler, tarihte kara leke olarak arşivlerde yerini aldı.

*

Darbeler, darbeleri doğururken, “bir kısım medya” her yeni iktidarda kaşarlandı.

Medya, gazeteciliğin dışında her işi yapmaya soyundu; ticaret, ihale takipçiliği ve iktidar ortağı ortak olmak gibi…

ANAP iktidarı medyaya sınırsız hürriyet getirme iddiasıyla yola çıktı. Ama darbenin gölgesinden sıyrılamadı. Buna paralel olarak “müstehcen” yayınlar zirve yaptı.

ANAP’ın zayıflamaya başlamasıyla yeniden koalisyonlar dönemi başladı. Artık “medya” olarak tanımlanan gazeteler, patron ve üst düzey yöneticileri ile güçleri oranında siyasî iktidardan pay almaya ve ekonomik imtiyazlarını arttırmaya yönelik strateji geliştirdiler.

Sandığa giren partiler hırpalanıyordu. Koalisyon ne kadar güçsüzse, medyanın eli o kadar güçleniyordu.

*

Medya bu kadar “imtiyaz”a sahipken ne yaptı?

Daha mı hür oldular?

Hayır, tam tersi… İktidarlara at sineği gibi yapıştı.  Adeta hükümetlerin bir bileşeni gibi oldu. Üstüne üstlük, “derin devlet” olarak tanımlanan derin güçlerle flört etmeye başladı.

*

Bir kısım muhafazakâr gazeteler kendi medyasını oluşturma çabasında iken, bir yandan da “amiral” medyasıyla kapışmak zorunda kaldı. Keloğlan ve tek gözlü devin mücadelesi gibi… Gariban masal kahramanımız bu canavarla çarpışa çarpışa mücadelesini kazandı.

Çünkü bu gün iktidarda olanların çoğu o günün medya mağdurlarıydı.

Gariptir; medya kimi mağdur ettiyse, o halk nezdinde tutuldu. Medyanın bu “tersine” olan gayreti, onları iktidara getirdi.

Devran değişti. Mağdur saflarında olan “muhafaza-kâr”lar “iktidar”a gelince medyasını oluşturdu ister istemez.

Mağduriyetler kalktı, söylemler değişti. “Yandaş medya” tanımı, iktidarın sözcülüğünü üstlendi, kimisi de gücün yanında yer aldı. 

Yani dünün “kartel medyası”nın yerini şimdi “yandaş medya” aldı. Dedik ya, her iktidar kendi medyasını oluşturur…

*

Ya Yeni Asya?

Hiçbir dünyevî gücün yanında yer almadı. Doğrudan Risale-i Nur’un “naşir-i efkâr”ı oldu.

Nur sevdalısı Zübeyir Gündüzalp’in “Nur Talebeleri hapse girince, bütün gazeteler manşetten veriyorlar. Fakat beraat kararı çıkınca hiç kimse, bir şey yazmıyor. Maksadımızı anlatıp sesimizi duyurabilmemiz için bize bir neşir organı lâzım” sözlerinden yola çıkılarak, önce haftalık olarak İttihad, daha sonra da günlük olarak Yeni Asya ismiyle neşir hayatına atıldı.

Yeni Asya: Hak, hukuk, meşrûiyet, din ve vicdan hürriyetini savundu.

50’nci yıla adım atarken, nice badireler atlattı... Hem içten, hem dıştan müdahalelere maruz kaldık.

Varsın olsun… Çok zor şartlar altında bile olsa “dâvâya sadâkat” Yeni Asya ve okurlarını hiçbir zaman yıldırmadı.

Bu şerefle yaşamak bize yeter de artar bile!

Okunma Sayısı: 1592
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı