"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah’ımıza hamdolsun!

Davut ŞAHİN
20 Aralık 2017, Çarşamba
İşittim ki “Tanrımıza hamdolsun” ifadesi, “Allah’ımıza hamdolsun” olarak değiştirilmiş.

Bu söz beni hemen geçmişe götürdü.

Yetiştirme yurdu anılarıma...

Yıl 1980... Askerî darbe yeni yapılmış. Bastırılan sivil otoriteye karşılık askerî disiplin bütün kamu kuruluşlarına hakim… 

Yetiştirme yurdu koridorları bile darbe sonrası buz kesmiş… Kimi can ciğer öğretmenler, konuşamaz olmuş. Askerî vesayeti alkışlayanlar ise, birer asker gibi borusunu öttürüyor. Burunlarından kıl aldırmıyorlar.

Yurtlara askerî yeni düzenlemeler getirilmiş. Bunlardan biri; yemek salonlarında sabah, öğle ve akşam sofralarında yemek öncesi, tıpkı askerî garnizonlarda okutulan “yemek duası” gibi uygulamalar.

Dönemin komutanları bu yemek duasının okutulması için idarecilere baskı yapıyor… Öğretmenler bizim kitaplarımızı toplama derdinde. Ne “sağ”a ve ne de “sol”a müsamaha gösteriyor.

***

Bir gün nöbetçi öğretmen bana; 

“Senin sesin güzel, bugün bize yemek duasını sen okutturacaksın!” dedi.

Namaza yeni başlamışım. Okuduğum kitaplarda “Tanrı” ifadesinin Allah ifadesini karşılamadığını ve sakıncalı bir dil olduğunu öğrenmişim. (Su, Ahmet Şahin, Yeni Asya Yayınları)

Öyle ya; bazı bilgiler de, Asuriler, Türkleri, güneşe, yıldızlara tapınmaya alıştırdıkları için tanyeri ağarınca, güneşe tapındıklarını bu sebepten, Güneşin isminin, tanyeri ve nihayet Tanrı olduğu bilgisi taptaze hafızamda iken...

***

Hocaya beni çıkartmaması gerektiğini, aksi halde “Tanrımıza” ifadesini kullanmayacağımı söyledim. Şaşırdı. Hatta ciddi olup olmadığımı anlamak için yüzüme dik dik baktı. 

Bir de şart koşmuştum, “Eğer” dedim “çıkarırsanız Tanrı’mıza değil Allah’ımıza hamdolsun derim” diye...

Ama belli ki ciddiye almadı. Yemek salonunda ismimi anons etti ve salonun tam ortasına gelmemi istedi... 

Salonda bir uğultu oluştu. Yerimden kalkmamama rağmen ısrarla adımı anons edince dayanamadım ve söylenen yere geldim. Elime mikrofonu tutuşturdu ve öğretmenler masasına çekildi. 

Salon pür-dikkat ağzımdan çıkacak sözlere bakıyor. Beni bilen arkadaşlarım da merak içinde. İçimden besmele çekip başladım yüksek ses tonuyla söylenmeye;

“Rabb’imize hamdolsun...!”

Ok yaydan çıktı... Salondan bir-kaç saniye çıt yok...  Sözlerimi tekrar etsinler diye bakınırken, ön sıradakiler gülerek “Rabb’imize hamdolsun”, arka sıradakiler de “Tanrı’mıza hamdolsun” daha da arkadakiler “Allah’ımıza hamdolsun” dediler. 

Tam bir curcuna oluştu. Kimileri gülerek, kimileri de ciddiyetle söylediklerimi tekrar ettiler;

“Milletimiz var olsun!”

“Milletimiz var olsun!”

“Hepimize afiyet olsun!”

“Sağol!”

Herkes yerine oturdu ve çatal kaşık sesleri ayyuka çıkmaya başladı. Nöbetçi öğretmenin gözleri çakmak gibi olmuştu... Yerinden kalktı ve yanıma gelip “yemekten sonra idare odası”na gelmemi söyledi.

İdare odasına davet edilmek demek “cezalandırılmak” demekti.

Temiz bir dayak beni bekliyordu. Nitekim de öyle oldu. 

Allah’tan nöbetçi öğretmenimizin yaşı geçkindi de vurduğu her bir darbe fazla iz bırakmadı.

***

Askere “yemek duası” nereden geldi, kim tarafından emredildi bilen var mı?

Bildiğim bir şey varsa o da, 2015 Şubat ayı itibariyle kışlalarda yapılan yemek duasının yeniden tanzim edilmiş olması ve “Silahımla oynamayacağım, silahımı arkadaşıma doğrultmayacağım, silahımla kapalı alanlara girmeyeceğim. Tanrımıza hamd olsun, milletimiz var olsun. Afiyet olsun”dan ibaret bir bilgi kırıntısı…

Her ne ise;

Bu “Yemek duası” tartışmaları benim hafızamı canlandırmaya yetti.

Kimbilir kaç nesil bu tartışmaların bedelini ödedi? 

Ne diyelim; Allah’ımıza hamdolsun!

Okunma Sayısı: 2523
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    20.12.2017 13:51:46

    Rabbimize hamdolsun!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı