"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir Celali anekdotu

Davut ŞAHİN
28 Temmuz 2016, Perşembe
Acaba, bu son “kalkışma” ile Celali isyanları ile bir benzerlik var mı diye düşünmeden edemedim.

Araştırdım… Çıkan sonucu sesli düşündüm:

Yavuz Sultan Selim döneminde, Safeviler bir fitne yaydı. Propagandalar, öyle bir hal aldı ki, sayıları azımsanmayacak kadar çoğaldı. Osmanlılar aleyhine çalışan bu insanlar, ayaklanmak için uygun bir zaman ve fırsat kolladı.

Nitekim devletin en zayıf bir noktasında Şah/Kulu’nun idaresi altında isyan başlatıldı ve Yavuz Sultan Selim, ayaklanmayı güçlükle bastırdı.

Ardından Nur Ali isyanı baş gösterdi. Yavuz Sultan Selim’in aldığı tedbirler olmasa çok daha büyük katliamlar olacaktı diyor tarihçiler.

Ateş büsbütün söndürülemedi. Safevilik adına, zaman zaman ortaya çıkanlar oldu. Mesela, 1519 da Celal adında bir isyancının (Tarihçi Naima’nın ifadesiyle) “…kendini mecnunluğa urup ve abdal kisvetine girüp vatanı eşkıya encümeni olan Bozok’tan Tokat semtine firar edip Turhal civarına gidip bir mağaraya yerleşir.”

“Burada gizlice onu ziyaret eden taraftarları, ‘Meczubi ilahidir’ diyerek adını etrafa yaymaya başlar. Önceleri o, Mehdi bu gardan (mağara) aşikar olsa gerektir ve ben bu intizarla (beklemekle) memurum diye birçok insanı buna inandırdı ve yeterince güçlendiğini hissettikten sonra, Alemi men ser beşer alsam gerek, cümle münkir gitse ben kalsam gerek diye kendisine büyük bir paye vererek isyan başlatır.”

***

İsyan, önce Bozok vilayetinde başlar. Köyler, kasabalar yağmalanır. 4 bin çapulcu çoğalır. Öyle ki, Rum Beylerbeyi olan Sadi Paşa’nın kuvvetlerini yenecek duruma kadar gelir. 

Yavuz, Rumeli Beylerbeyi Ferhat Paşa ya vezirlik payesi vererek isyanı bastırmaya memur eder. Ferhat Paşa, Şahsuvaroğlu Ali Bey, Karaman Beylerbeyi Hüsrev Paşa ve Sadi Paşa ile birlikte, isyancı Celal ve çapulcuların üzerine yürür. Lütfi Paşa nın ifadesiyle, Nihayet ol bakilerin (eşkıya) leşkleri kirilüb ve başları olan habisin başı kesilüb Sultan Selim e gönderdiler diye verdiği bilgi önemlidir.

***

Devletin en kudretli devrinde, büyük gayret ve zorluklar sonucu bastırılan bu isyandan sonra, Anadolu’da her ne sebeple olursa olsun bu tür ayaklanmalara Bozok’lu Celal’in adına izafeten Celali isyanları denecektir.

Celaliler, özellikle Anadolu da, zaman zaman harekete geçip yakıp yıkmakta ve katliamlar yapmaktaydı. Yavuz Sultan Selim zamanında bastırılan isyanlar yıllar sonra torunları olan 3., 4. Murat ve 3. Mehmet e kadar uzanan uzun bir sürecin başlangıcı olacaktı.

***

Osmanlı’nın çöküş döneminde tımar sisteminin bozuluşu ile başlayan kalkışmayı tarihçiler, 1550’den beri meydana gelen bunalımları, sıkıntıların, patlamaların bir neticesi olarak değerlendirir.

Öyle ki, 1576 ve 1596 yılları arasında zirveye ulaşan Celali isyanlarına her kesimden katılım olmuş.

Devlet memurları, medrese öğrencileri, yeniçeriler, tımarlı sipahiler ve diğer asker taifesi yüzbinlerce insan bir araya gelerek Osmanlı düzenine başkaldırmış. Hatta sosyal düzenin yıkımında aktif rol oynamışlardır.

Birçok tarihçi, Celali isyanlarını Osmanlılar üzerinde oluşturulan büyük bir karışıklığın her sınıftan insanları birbiriyle kanlı çatışmaların tutuşmasından çıkan olaylar olarak değerlendirir.

Kanunlar ve kurallar hiçe sayılıyordu. Halk bizardı Osmanlı Padişahları, kendi atadıkları memurların zulmünü önlemek amacıyla, köylüyü silahlandıran ferman yayınlıyordu. Tam bir bunalım ve cinnet hali yaşanıyordu.

***

Tarihçi Naima, Anadolu’daki Celalilerin yapmış oldukları hırsızlıklar, zulümler ve işkenceler üzerinde geniş bir şekilde durmuştur. Öyle ki Celali isyanlarına katılan zümre arasında, Beylerbeyi, Sancakbeyleri, subaşı memurları diye bilinen Ehl-i örf diye tanımlanan devletin üst seviyesindeki memurlar vardı.

Başka

-Kapıkulu süvarileri,

-Suhte taifesi (medrese öğrencileri) vardı. Ki, eylemlerde en öne çıkan grup medrese öğrenceleri olmuştur.

Bunlardan bir kısmı öğrenci bölükleri adı verilen birliklerle öncelikle halka karşı gibi görünse de, daha sonra isyancılara isyan ederek, Celalilere karşı ortak hareket etmiş, kasaba ve köyleri birlikte savunmuşlardır.

Başka bir Suhte taifesi, köyleri yıkıp, yağmalamış. Tutuklanarak yargılanmış ve sonra da idam edilmişlerdi.

Başka kimler vardı?

-Yeniçeri ve Acemi oğlanları; Yeniçeriler devletin en üst kademelerindeki vezirlerden, paşalardan destek görmüşler... Bu sayede köy basıyor, yol kesiyor ve toprak sahibi oluyorlardı.

17. yüzyılın başlarına kadar devam eden kargaşa ve kaos ortamı, ileriki yıllarda devletin ağalarla antlaşma imzalamak zorunda kalmasıyla, müsalaha yoluna girmesiyle rafa kaldırılmış.

***

Bugüne kadar daha birçok şey yazmak mümkün. Ama bu son dönem “kalkışma” adeta tarihin bir tekerrürü gibi.

Okunma Sayısı: 1945
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı