"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Biri silahlanma mı dedi?

Davut ŞAHİN
26 Temmuz 2016, Salı
Geçmişte, silah bir erkeğin namusudur, derlerdi. Hatta tarihimize baktığımızda bizi üstün kılan unsurlardan biri gelişmiş ve etkili silah yapmaktı. Dedelerimiz için, bu silahları cesaret ve maharetle kullanmak ayrı bir özellikti.

Tarihte, güçlü devlet ve medeniyetler kurmak ancak silahla mümkündü.

Silah, bizim kültürümüzün bir parçası olagelmiş hep. Sazımızda, sözümüzde, yemin merasimlerinde… Hatta düğünlerimizde ve defin işlemlerinde bile silah kullanmışız, kullanmaya devam ediyoruz.

*

Ancak şartlar değişti. Modern zamanın silahları da değişti. Artık eller tetikte değil, beyinde... Zihinler çarpışıyor, akıllar vuruşuyor. Algı operasyonları yapılıyor. Dolayısıyla, tabanca, top ve tüfek son çare olarak görülüyor ve hatta bu çözüm, üçüncü dünya ülkelerine has bir yöntem olarak addediliyor.

Geçenlerde arabamın camına iliştirilen bir not gördüm. Bireysel silahlanmanın önemine değiniyor ve hemen altında “vatan, millet, Sakarya” türünden hamaset notu iliştirilmiş. Firma belli ki, kâr derdinde.

Evet, Türkiye kötü bir hafta geçirdi. Darbe girişimi oldu ve uçurumun kenarından döndük desek yeridir. 

Pek tabii ki ortalık çok sakin değil. Her kafadan bir ses çıkıyor ve asker içindeki bir grubun kalkışması diye addedilen bu harekete karşılık, neden “milis kuvvetlerin” kurulması isteniyor. Pek tabii ki, bu da “silahlanma” ile mümkün. Bazı STK’lar ivedilikle silahlanma konusunda yeni yasa teklifinde bulunuyor.

*

Bir kere, ortalık sakin değil. Hisler ön planda olduğu  için de kimsenin normal düşündüğü söylenemez. Daha Türkiye darbe psikozunu atlatamadı. Ki, bu durumda “milis kuvvetleri” kurulması konusunda müzakereye açık tekliflerde bulunuluyor. Hele, hayat bir normalleşsin. Bunu yetkili kurul ve kurumlar oturup müzakere etmeli. 

Pek tabii ki, silahlanma konusunda en serbest ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri geliyor. Öyle ki, silahlanmayı vatandaşına “anayasal bir hak” olarak görüyor. Tabii, ceremesini de çekiyor.

Araştırma verilerine baktığınızda, sonuç hiç de iç açıcı değil.

ABD’de kadınların aile içi şiddet olaylarında silahla öldürülme oranı diğer gelişmiş ülkeler karşılaştırıldığında 11 kat daha fazla.

Amerika’daki silahlanmanın anayasal bir hak olmasının temel sebebi “meşru müdafa” hakkı içermesi… Ki, bu da 1791 yılında Haklar Bildirgesi’nin yani Amerikan Anayasası’nın bireysel hak ve özgürlükleri koruma amacını taşıması olarak nitelendiriliyor.

Gerçi “silahlanma özgürlüğü” sınırsız değil… Zira sınırlama yetkisi olan eyaletler de var. 

Ancak, silah sanayi, kamuoyunu yanıltan çok ilginç raporlar yazıyor. Bu raporlarda silahlanmanın temel tezi şu; kişisel silahlanmanın suç ile ilişkisinin olmadığı, hatta artan kişisel silahlanmanın suç olaylarını azalttığı yazılıyor. 

Raporda, silahlı ölümlerde problem silahın olmadığı, problemin temel kaynağının zanlıların psikolojik hastalıları olduğu öne sürülüyor.

İşte bu tez, bizi temel bir ironiye götürüyor; Amerikalılar bir yanda vatandaşının silahlanma özgürlüğünü koruyan devlet diğer yanda emniyeti konusunda güvenlik güçlerine güvenen vatandaşlarının hayatlarını tehlikeye atıyor.

Bu yönüyle aslında silahlanma meselesi devlet için bir zaafiyete dönüşüyor. Bu boşluk zamanla toplumsal algıyı da etkiliyor. 

PEW raporuna bakalım: ABD’de silahlanmanın her vatandaşın hakkı olduğuna inananların oranı yüzde 52… Silahlanmaya sınırlama getirilmesini isteyenlerin oranı yüzde 46… Aynı araştırma, Amerikalıların silahlanma ile ilgili algılarını da değiştiğini ve katılımcıların yüzde 57’sinin silah sahibi olmayı bir tehlike olarak görmediğini yazıyor.  (Temmuz 2014)

*

Evet, zor günlerden geçiyoruz. Bu günlerde alınacak her türlü olumsuz karar, hazırda bekleyen diğer unsurları harekete geçirir. 

Silahlanma ve milis kuvvetleri fikri, bizi apaçık bir iç savaşa sürükler. Olay intikam haline dönüşür ve aslında en çok da silah sanayiini memnun eder.

Son sözümüz; 

Silahlanmaya hayır!

Okunma Sayısı: 1843
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • SAİD HAKTAN

    26.7.2016 16:07:53

    ZATEN İNSANLAR SICAKLAR VE SICAK HADİSAT KARŞISINDA ÇOK ISINMIŞ.BİRDE EVİNE BELİNE SİLAH VERİN...BİR DEVLET RİCALİ BUNU SÖYLEYEBİLİYOR...Ya hu biz çok çabuk kızar ve çok kahramanız(!) kim kimi vurursa olur...Bazen idarecilerde saçmalarmış...Allah cc izan versin...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı