15 Temmuz sonrası patlak veren darbe sürecinden sonrası meydanlar “Demokrasi nöbeti”ne tutuldu.
10 Ağustos tarihi sonrası için “normalleşme” düğmesine basıldı.
Türkiye’de normalleşmek mümkün mü?
Yani bir “emir”le insanlar normal hayatına devam edebilir mi?
Var mı böyle bir şey?
Hele, terör belası devam ettiği müddetçe...?
Hele, trafik kazaları, hâlâ çözülemeyen bir problem olarak devam ediyor ise?
*
Normalleşme sonrası televizyon ekranlarında “Çarkıfelek,” “Kim 500 milyar ister”, “Var mısın, Yok musun?” gibi sulu sepken yarışmalar yine start aldı. Aptal aptal “çakma delikanlı”ların cirit attığı yarışmalar da cabası.
Yalancı aşk dizileri ekranda dönmeye devam ediyor.
*
Trafik kazaları “normalleşme” sürecinde yine can alıyor.
Son bir ayın bilançosuna bakalım: Bolu Mengen’de 5 kişi öldü, 2 kişi yaralı. Gebze’de iki araç birbirine girdi: 4 kişi öldü. Samsun’daki trafik kazasında, 1 kişi ölü, 18 kişi yaralı… Sinop’tan Samsun yönüne giden otomobil yol kenarında bir kişiye çarptı; 1 ölü.
Daha sayalım mı?
Tekirdağ’daki trafik kazasında 1 Rus vatandaş öldü. Sivas’ta 4 ayrı trafik kazası: 15 kişi yaralı. Gümüşhane, Tokat, Aksaray, Ankara yolunda toplam; 16 kişi yaralı… Erzincan’da 4 yaralı.. Kayseri’de 5, Şanlıurfa Viranşehir’de 3 kişi yaralı… (aa)
Bu mu normalleşme?
*
Yine münferit cinayet haberleri akmaya başladı haber bültenlerinde. Namus cinayeti, çöplükte bulunan bebek cesetleri, hırsızlık, gasp, dolandırıcılık…
Bu haberleri izleyince, insanın içi acıyor… Haber bültenlerini seyrederken, insanın yine yüreği daralıyor.
Normalleşme dediniz öyle mi?
*
15 Temmuz darbesinde şehit olanların acıları henüz taze… Bir de üstüne üstlük, 12 yaşındaki bir çocuğun körpe bedenine sardığı bombayı patlatıp 50 kişiyi öldürme çabası ise, korkunç!
Bu korkunç acıları üst üste yaşıyoruz.
Zaman geçtikçe acılar azalır mı sahi?
Hayatınız içinde sizi üzen, inciten ve acı veren şeylerin bir süre sonra size normal gelmesi “normal” mi?
Yahut, tepki vermeme refleksi, normalleştirmenin doğurduğu bir duygu mu?
*
Acaba gitgide kanıksanıp, ağırlaşınca kabullenilmesiyle fark edilen bir sürecin adı mı “acı?”
Acılar her defasında “çekilebilir” bir duygu yüklemesi değildir. Bu hale getiriliyoruz galiba.
Yani “normalleşiyoruz.”
*
Bombalar patlamasa, çocuklar ölmese, anneler ağlamasa, darbeler olmasa, terör saldırıları olmasa…
Ne güzel normalleşirdik.
Ama burası Türkiye!
Bu ülke; her acı ölümün arkasından “Hayat devam ediyor” sözlerinin anlamını yitirdiği yer.