"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kutuplaşmanın neresindeyiz?

Davut ŞAHİN
31 Ağustos 2016, Çarşamba
Çok yakın bir tarihte bir kitap fuarında, sol tandanslı bir yazarın, sohbet sırasında ikide bir“Gerici dinci” ifadesi beni hem rahatsız etti, hem de geçmişe götürdü. Ne günlerdi!

*

Belki de “kutuplaşma” tartışmalarına temelinde bu anahtar kelimeler rol oynadı denebilir.

Resimler değişti, ama isimler hep aynı kaldı.

Seküler-muhafazakâr kutuplaşması

-İlerici-gerici

-Batıcı-Doğucu

-Cumhuriyetçi-Muhafazakâr

-Laik-anti-laik…

*

Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana var olan sınıf farklılıklarının temelinde“inanç farklılığı” yatıyordu. Eğer “laik” isen, efendi, anti-laik isen köylü olarak kabul görüyordu.

Sahte burjuva kesimi, inançlardan fersah fersah kaçarken, Fransız ekolü ile birlikte laiklik dayatması yapıyor ve Anadolu insanının “köylü” ve “köle” olarak kalmasını istiyordu. 

Bu, bal gibi kutuplaşmaydı.

Menderes’in iktidara gelmesiyle, millet kutuplaşmaya en güzel tokadı vurdu. Daha sonra sürecek olan siyasî rekabet de aslında kutuplaşmanın bir süreciydi, sonucu değil.

Sonrası, Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi dönemi… Toplum aslında siyasî tercihini ortaya koyarak ayrışmayı önlemişti.

Gerek 12 Eylül darbesi sonrası altı-üstüne getirilen siyasî argümanlar, gerekse 28 Şubat’ta kullanılan bazı kavramlar öylesine iç içe birbirine girdi ki, doğrular yanlışlara, yanlışlar doğrulara karıştı.

Bazı araştırmacılar, 2006’dan itibaren kutuplaşmanın bazı gruplar arasında yayıldığını iddia ettiler ise de, yapılan analizler sonucu, fark edilebilecek derin bir ayrışma olduğunu gözlemlemiştir.

*

Sosyolog Nilüfer Göle, “Türkiye’deki demokratikleşme süreci, dindar ve laik çevreler arasındaki kutuplaşmaya rağmen iki grup arasındaki duvarların gitgide daha geçirgen bir hale geldiğini göstermektedir” der bir yazısında. (2010)

Ancak dindar ve laik grup arasındaki kutuplaşma eğilimi tekrar 2007 yılında baş göstermiştir. Bunun en önemli sebebi öncelikle siyasî atmosferdeki gerginlikler... Bazı araştırmacılar, 2009 yılını, farklılaşmanın ortadan kalktığını ve eski fıtrî seviyesine döndüğünü söylese de, siyasî gündemin normal hayattaki kutuplaşmayı tetiklediğini göstermiştir.

*

28 Şubat sürecindeki ayrışmayı tekrar hatırlatıp, sinirleri bozmak istemem. Ama “yobaz”, “gerici” ve “dinci” gibi kavramlar, bazı “sol” çevrelerin ağzında sakız olmuştu.

Şimdi “kutuplaşma”nın yerini çok farklı kavramlar aldı.

Anadolu’da bir tabir vardır: “Ayıkla pirincin taşını.”

Okunma Sayısı: 2172
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı