"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nam-ı diğer: Mahmut Hoca

Davut ŞAHİN
10 Ocak 2018, Çarşamba
Münir Özkul’un vefatı birçok haber bülteninde yer aldı. TRT Haber ve TRT Türk cenazeyi “canlı” ekrana getirdi.

Özkul’un yakın dostları ve sinemaya emek vermiş birkaç isim, onu hayırla yad etti.

Münir Özkul denince yüze yakın filmine rağmen akıllara hemen Hababam Sınıfı’ndaki Mahmut Hoca karakteri gelir.

Bana göre, Özkul tam bir karakter oyuncusuydu. Canlandırdığı birçok rolü başarıyla seyirciye aktarmıştı. TRT aslında arşivini açıp Özkul’un başrolünü oynadığı bir diziyi ekrana getirseydi. 

Ertem Eğilmez’in beyazperdeye aktardığı Hababam Sınıfı filminin, birkaç kuşak üzerinde etkisi olduğu muhakkak. Bizim de küçükken keyifle izlediğimiz filmlerdendi. 

*

Hababam Sınıfı’nı bu kadar başarılı kılan neydi?

Eski olması mı? Filmin senaryosu mu? Hikâyesi mi? 

Yoksa aktörlerin oynadığı karakterler mi?

Bütün şıkları işaretleyebilirsiniz.

Ancak şu var ki; Hababam Sınıfı adlı eserin Rıfat Ilgaz’ın sadece fikri olduğunu, ama asıl eserin içinin Tahir Kutsi Makal’a ait olduğu iddiaları var.

**

Bu iddia, bir şahite, yani aynı dönemde çalışmış bir yazara ait; Ergut Kaftancı’ya.

Okuyalım:

Yoksa siz de “Hababam Sınıfı” adlı, filmi yapılmış hikâyeyi Rıfat Ilgaz’ın mı yazdığını sanıyorsunuz...

Yanılıyorsunuz; Rıfat Ilgaz “Bizim sınıf” adında fazla uzun olmayan bir hikâye yazmaya kalkmış, becerememişti.

Çalışma arkadaşlarından biri olan Tahir Kutsi Makal, Ilgaz’ın başarısızlığını şöyle anlatıyor:

“Rıfat Ilgaz “Bizim Sınıf” diye bir hikâye yazmıştı. Okudu “Olmamış” dedim, “Amma da yaptın ha, buna Aziz imza koysa beğenirsin değil mi...” diye karşılık verdi... “Aziz Bey böyle saçmaya imza koymaz ki! Bir kere adından başlıyor sakarlık, ikincisi dışardan bir adam gibi yazmışsınız. Hiç olmamış, hiç öğretmenlik yapmamış gibisin. Ayrıca öğrencilerin lâkapları da olmalı...” dedim.

 “Ne gibi yani” diye sordu...

“Ne bileyim İnek Şaban gibi, Tulum Hayri gibi...”

Yüzünü astı, ağlayacak sandım. Tükürdü. Tükürüğünden kan geldi. “Sigarayı at” dedim. Attı. ”Ver hikâyeyi abi” dedim. Verdi. “Yarın alırsın” dedim. Ertesi gün, hikâyeyi okuyan “Allah için dört dörtlük” olmuş dedi. Her okuyan öğrencilik yıllarını hatırlıyor, halen okulda olanlar da “Dolmuş” dergisini elden düşürmüyordu. Dergide “Hababam Sınıfı” adıyla yayınlanan parçalar “Stepne” imzası taşıyordu...”

Stepne, Tahir Kutsi Makal’dı değerli okurlar...

Kısacası “Hababam sınıfının” yazarı Tahir Kutsi’ydi...

Rıfat Ilgaz ile aynı gazetede çalışırken yazdığı bu eseri sahiplendiğini rahmetli Tahir’in ağzından hiç duymadım, sadece araştırmacı yazar Mustafa Ceylan’ın bir yazısından öğrendim.

Evet, Makal tevazu sahibiydi, onlarca eserine rağmen övünmeyi hiç sevmezdi... (a.g.y., Yeniçağ, 26.09.17)

**

Elçiye zeval olmaz.

Film gösterime girdikten sonra gerekse özel televizyon kanallarında ekran aldıktan sonra, rating rekorları kırdı. Seyirci geçmişte olduğu gibi, izlediği bu filmi sahiplendi.

**

Ancak şu var ki, Hababam Sınıfı filmi elbette “Oscar”lık bir film değildi.

Tutarsız hikâyesiyle sıradan bir “okul” filmi özelliği taşıyordu. Filmde “omurgasızlık” diye tabir edilen birbiriyle bağlantısız o kadar çok öykü iç içe girmiş ki… Ana konu yok. Kurgu özensiz. Espriler tamamen sulandırılmış. Arada bir Mahmut Hoca karakteri hikâyeye “ciddiyet” kazandırsa da, onu mizaha –tabir yerindeyse- boğarak gömmüşler.

**

Bir çok eleştirmen Hababam Sınıfı filmlerinin, Ertem Eğilmez’in yönetmen olarak en kötü filmleri olduğunu söyler.

Zira çalakalem çekilen bu filmlerdeki karakterler romandan uzaklaştırılarak ciddî bir şekilde zedelenmiştir. Hatta, denilebilir ki; Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı filmlerini hiçbir zaman sevmemiş ve onaylamamıştır. Bu yüzden Ertem Eğilmez ve Rıfat Ilgaz mahkemelik bile olmuşlardır.

**

Öyle ya da böyle… Bu tartışmaları bir kenara bırakıp, Hababam Sınıfı’nı bir kez daha izleyin. Göreceksiniz ki, orada oynayan figürlerin çoğu artık toprak altında. Dün eğlenerek rol aldıkları filmden geriye sadece görüntüleri kaldı. 

Münir Özkul’un repliğinde dediği gibi:

“Bugün var yarın yokuz! Perde!!!”

Okunma Sayısı: 2638
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı