"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Savaşın asıl galibi: Çocuklar

Davut ŞAHİN
21 Aralık 2016, Çarşamba
Yıkık/dökük binaların arasında kendince oyun oynayan masum çocuklar, az sonra başlarına yağmur gibi yağan bombaların altında can veriyor.

Ölümün vahşi pençesi çocukların canlarını avuç içine alırken, elinden kaçırdığı yaralı çocuklar da şaşkın bir ruh haliyle, etrafına bakınıyorlar. Üstleri toz toprak. 

Kim bilir hangi arkadaşının veya kardeşinin parçalanmış eti üzerine bulaşmış veya kanı..? 

Halepli çocukların o halini gördünüz değil mi; ağlayamıyorlar bile. Onların yerine anneleri ağlıyor, tabii onlar da yaşıyorsa.

Kimileri adını unutmuş, kimileri büyüklerin bu anlamsız savaşın anlamsızlığını o küçücük dünyasında çözemiyor.

Doktorlar patlama sonrası, yaralı minicik bedenlere acil müdahale ederken, o bülbül ağızlardan nasıl da kelâmların en güzeli dökülüveriyor. 

Halep’te bomba yağıyor, burada ise kar. Kar şeker gibi, ama Halep’in bombaları öyle değil. Bombalar Halepli çocukları ölümle ödüllendiriyor.

*

Çocukların üzerine bomba yağdıran zalimler, aslında onlara manevi şehadet derecesi kazandırıyor, bilmiyorlar.

Çünkü eğer bir afet gelirse, onlara acımamak, üzülmemek lâzım geliyor. Canilerin kestiği cezalar, onlara asla zarar vermiyor. Tam tersi, bu masumlar gizli merhamet duygusuyla, manevî bir mertebe elde ediyor...

Evet, kuşku yok ki, ekrana gelen görüntüler, objektiflere yansıyan fotoğraf kareleri savaşlarda ölenler için tahammülün üstünde bir elem veriyor ve ıztırap çektiriyor bize.

Bediüzzaman diyor ki:

“Birden kalbime geldi ki, o maktul masumlar şehid olup veli olurlar; fani hayatları, baki bir hayata tebdil ediliyor. Ve zayi olan malları sadaka hükmünde olup baki bir malla mübadele olur. Hatta o mazlûmlar kâfir de olsa, ahirette kendilerine göre o dünyevi afattan çektikleri belâlara mukabil rahmet-i İlâhiye’nin hazinesinden öyle mükâfatları var ki, eğer perde-i gayb açılsa, o mazlûmlar haklarında büyük bir tezahür-ü rahmet görüp, ‘Ya Rabbi, şükür elhamdülillah’ diyeceklerini bildim ve kat’i bir surette kanaat getirdim. Ve ifrat-ı şefkatten gelen şiddetli teessür ve elemden kurtuldum.” (Kastamonu Lâhikası, s. 49)

*

Demek ki, o çocuklar baki bir hayata kanat çırparken, aslında hem şehitlik mertebesi elde ediyor, hem de veli oluyorlar. 

Zalimler zulmü ile dünyayı ateşe verirken, aslında kendi dünyalarını çatır çatır yakıyorlar. Günahlarını ateş toplarıyla biriktirip Cehennemde kendi yerlerini hazırlıyorlar.

Zalimin zulmü varsa, mazlûmun Allah’ı var.

Son söz:

Ne olursa olsun, savaşın asıl galibi zalimler değil; her daim çocuklar olacaktır!

Okunma Sayısı: 1670
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı