"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sosyal medya fenomenin peşinde koşanlar

Davut ŞAHİN
18 Nisan 2018, Çarşamba
Antalya (Kepez) Kitap Fuarı’ndayım. Yazar isimleri tek tek anons ediliyor. Hangi yazar, hangi saatte, hangi stantta imzası var veya hangi konferans salonunda panel düzenleyecek, 15’er dakika arayla ziyaretçilere duyuruluyor.

Fakat bir anons var ki, hayli dikkat çekici.

İsim söyledikten sonra “yazar” veya “çizer” demek yerine “sosyal medya fenomeni” diyor.

Kitap Fuarı’nda “sosyal medya fenomen”in işi ne?

Nasıl oluyor bu?

Sosyal medya fenomenimiz meğer kitap imzalayacakmış!

Üstelik kendi hesabından yazdıklarının çoğunu da “babası” kaleme alıyormuş. Bunu kendi ağzından söylüyor.

BABASININ KALEME ALDIĞI KİTAP

Hadi onu geçtim.

Sosyal medyada yer alan abidik-gubidik yazıları kitap haline getirdikten sonra onu alan okuyucuya ne demeli?

Çığlıklar arasında kitap imzalatmalar gırla…

Gerçekten söyleyecek tek bir kelime bulamıyorum.

Organizatörlere bir teklifim var; böylelerini kitap fuarına getirmektense, sosyal medya fuarı açın, orada boy göstersinler daha iyi.

Hayır, sosyal medyaya karşı değilim; 

- Sosyal medyanın insanları a-sosyalleştirmesine karşıyım.

- Sosyal medya kullanıcılarının insanları aptal yerine koymasına karşıyım.

- Sosyal medyayı “kutsal” hale getirenlere karşıyım.

SANAL SOSYALLEŞMEDE HIZLIYIZ

Kuşku yok ki, sosyal medya sitelerinin Türkiye’de bu denli yaygınlaşacağını on yıl önce kimse tahmin edemezdi.

“Gerçek arkadaşlıkların yerini sanal arkadaşlıklar mı alıyor?” sorusunu ciddî ciddî sormak için henüz erken değil aslında.

İstatistiklere bakılırsa Türkiye’nin “sanal sosyalleşme” konusunda ne kadar hızlı yol aldığını görebiliyoruz.

Sosyal medya denince ilk akla gelen tabiî ki, Facebook. Kullanıcı sayısı dünya çapında 1 milyar sınırını aşmış.

Geçenlerde Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in “sanık” sandalyesine oturup, kullanıcı bilgilerinin izinsiz paylaşımlarıyla ilgili ABD Kongresi’nde nasıl ter döktüğünü, haberlerde gördük.

Zuckerberg, özür dileyerek başladığı konuşmasında, “Bu araçların zarar verme amaçlı da kullanılabilmesine engel olmak için yeterince çaba göstermediğini” itiraf etti.

Geçelim.

TAYLAND’I GEÇEMEDİK

Facebook’a Türkiye’den üye olanların sayısı 32 milyonun üzerinde… Yani nüfusumuzun yüzde 40’ını oluşturuyor bu rakam… Daha doğrusu Facebook’da geçirilen zaman…

Bu şu demek; ziyaretçi başına düşen dakika sayısında dünya ortalaması 337 dakika iken, Türkiye 500 dakika ile Tayland’ın gerisinde… Çünkü Tayland 530 dakika ile şampiyon konumunda.

Daha da açalım: Türkiye, Şili ve Meksika’nın hemen üzerinde yer alarak ikincilik koltuğuna oturmuş bulunuyor. 

Tabiî ki, sosyal medya denince Facebook anlaşılmamalı. Twitter, Linkedin gibi mecralarda Türkiye’de hatırı sayılır takipçisi var. Oran olarak bakınca Facebook’dan çok gerideler. 

FENOMEN yerine kitap peşinde koşmalı

Yani, verilere göre; aile ziyaretleri, ev gezmeleri ve kitap okumaların yerini, orta vadede sosyal medya linkleri almış mümkün görünüyor.

Kitap okuma alışkanlığı dedik de… Bu konuyla ilgili istatistikler hiç açıcı değil. Gençlik ne yazık ki sosyal medyaya gösterdiği ilgiyi kitap okumaya göstermiyor. Sosyal medyaya ayırdığı zamanı kitaba ayırmıyor.

Çözülmesi gereken mesele bu!

Okunma Sayısı: 3042
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı