"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sular seller dolu bir yazı

Davut ŞAHİN
28 Haziran 2018, Perşembe 01:54
Yaz mevsiminde anormal yağış ve beraberinde getirdiği sel baskınlarını gördükçe ister istemez, “İlâhî ikaz” mı diyoruz? Öyle ya, “Dolu yağacak” uyarısından sonra araçların üzerini battaniye ve yastıklarla kapatmayı nasıl izah edebiliriz?

“Aman yine mi İlâhî ikaz?” dediğinizi duyar gibiyim. Ama bunu her fırsatta dile getirip, hatırlatmakta fayda mülâhaza ediyorum.

Çünkü, insan ve kâinat ilişkisi et ve tırnak gibi birbiriyle irtibatlıdır. 

İnsanlar arasındaki kopukluklar, kavgalar ve nihayet kan dökmek gibi şiddet ihtiva eden unsurlar kâinata olumsuz bir şekilde yansıyor ve adeta hukuku çiğneniyor.

Bu yüzden, insanın kâinatla, kâinatın ise insanlar birebir irtibatı var. 

*

Şimdi, gökyüzünden boşalan yağmurlar bizi tefekküre mecbur bırakıyor. 

Nasıl mı? Bu dünya misafirhanesine gelen her fert, gözünü açıp baktıkça, aslında gayet mükemmel bir ziyafet sofrası, sanatkârane bir sergi yeri, gayet manidar ve hikmetli bir mütalâa yeri olarak görür. 

Göklerde yıldızlarla yazılan ve güzel yüzü ile görünen o misafire adeta şöyle der; “Bana bak ve beni oku!”

O misafir yeryüzüne bakar ve şunu görür; bir bulut hikmet ve rahmetli bir şekilde dünya sakinlerinin tam ihtiyacına uygun bir “ab-ı hayat” ikram eder. Bütün marifetini bir bahçıvan kıvamında dünya bahçesini sular. Sıcaktan bunalan varlıkların ateşini düşürür. Görevini bitirir bitirmez, muazzam bir ordunun görünmesi ve ansızı gözden kaybolmasıyla birlikte yerini berrak ve ışıl ışıl gökyüzüne terk eder.

*

Sonra yağmura bakar görür ki; gaybî bir rahmet hazinesinden gönderilen o berrak ve tatlı damlacıklarda o kadar güzel ve şirin rahmanî hediyeler var ki, sanki İlahi rahmet, o şeffaf damlacıklarda şekillenir ve kristalize olur. 

O şirin damlacıklar özellikle dolu ve kar taneleri o kadar muntazam ve güzel yaratılıyor ve yeryüzüne indiriliyor ki, her şeyi savurup atan şiddetli rüzgârlar bile onları biriktirip, kartopu haline getiriyor.

Demek yağmur damlası şekline dönüşmüş İlâhî rahmet ancak Rahman ve Rahim olan bir Zât’ın hazinesinden gönderiliyor. 

*

Peki bu nimete karşı bir şükür olmazsa ne olur?

Şükür madem ki, nimeti ziyadeleştirir. O halde şükürsüzlük kâinatın hukukuna tecavüz anlamını taşımaz mı? Bu yüzden zaman zaman kâinat hiddete geliyor. Kabul edelim ki, toplum olarak birçok değerimiz aşınıyor.

Sekülerlik belâsı her tarafımızı sardı. Aile bağlarımızda yavaş yavaş çözülme başlıyor.  Genç nüfusumuz ve ondan sonraki gelen kuşaklarda “sorun”lar bitmek bilmiyor. 

Gazetelerin üçüncü sayfası “kadına şiddet”, “çocuğa istismar” haberlerinden geçilmiyor.  Psikolojik ve patolojik vak’a sayısında artma var.  Sapkın görüntüler sıradan hale geldi. 

Aslında olay çok net. Az önce saydığımız olumsuz örnekleri aktarıp içimizi karatmak istemem. Ancak kitabımız Kur’ân-ı Kerîm, çeşitli hataları sebebiyle geçmiş kavimlerin nasıl helak edildiğini bizlere bildirmektedir.

Eğer biz buna inancımız tam ise, -ki amenna- bunun aksini kimse düşünemez- Her bir âyet, kâinatın hükümranının Allah olduğuna ve Allah’ın insanlara belli mesajlar vasıtasıyla cezalandırılabileceğine işaret eder. 

Deprem, tufan, tsunami, sel gibi “cezalandırma”lar âyetlerde açıkça belirtilir. Zira, Allah tarafından gerçekleştirilen bir belirleme söz konusu...

Yani, belli olaylar, belli bir neticeyi doğurur.Yani, biz Allah’ın yok etme veya cezalandırma gücüne sahip olduğu inancına sahibiz madem, o halde bize düşen görev, bu olayları alt alta koyup “akıl” ederek gereken dersi çıkarmalıyız.

Hayatımızı Kur’ân nuru ile nurlandırıp yeniden tanzim etmek. Hem de kalp dairesinden başlayarak.

Yoksa “hayat devam ediyor” diyerek yine aynı sapkın hayatı devam ettirmek başımıza çok büyük felaketleri getirecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

Okunma Sayısı: 1988
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı