"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yemin ve Kur’ân’a el basmak

Davut ŞAHİN
25 Ocak 2017, Çarşamba
Yeni ABD Başkanı Donald Trumph’un yemin törenini izlerken, “Obama’nın yemin töreni” için yazdığım yazı aklıma geldi. (Yeni Asya, 26.11.05)

Şöyle yazmışım:

“Obama’yı izlerken, nedense Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan yemin töreni aklıma geliverdi.

Yeni seçilen milletvekillerinin yemin törenlerinde ‘dinî’ argüman kullanılmaz. Meclis’te kahramanlık türküleri söylenmez. Meselâ Mehmet Âkif veya Yahya Kemal’den şiirler hiç okunmaz.

Peki, Meclis’e gelenler neden Kur’ân’a el basarak yemin etmesin… Ardından neden kahramanlık türküleri okunmasın? Öyle ya, kahramanlık türküsü denince hep ‘darbeler’ mi aklımıza gelecek?

Ya şiir? Amerikan halkından bizim neyimiz eksik? Öylesine çok şairimiz ve şiirimiz var ki… Bir iki satır okumak bile bu yüce milletin ruhunu okşamaz mı? Bütün bunlara engel nedir sahi?

Bence bunu TBMM’ye bir teklif olarak sunmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Hem, Birinci Meclis’te dinî tahsil görmüş olanlarla, din görevlisi olanların sayısının hayli fazla olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim.

Kısacası; Türkiye Büyük Millet Meclisi, ‘Birinci Meclis’in ruhunu arıyor hâlâ!” (a.g.g.)

*

Bu yazım üzerine bir okurumuz şu mesajı göndermişti:

“Hıristiyanlıkla, Müslümanlığı bu noktada kıyas etmek aşağıdaki hakikate göre yanlış olur. Avrupa Hıristiyan siyasilerinin İncil’e el basması bizde Kur’ân’a el basma olarak uygulanamaz. Önemli olan yemin metinlerinin kalkması veya hür demokratik bir şekle dönüştürülmesidir” demişti.

Bu fikrine dayanak olarak 29. Mektup’u gösteriyor:

“Şimdiki Hıristiyanlık dini ise, velediyet akidesini kabul ettiği için, vesait ve esbaba tesir-i hakikî verir. Din namına enâniyeti kırmaz; belki ‘Hazret-i İsâ aleyhisselâm’ın bir mukaddes vekili’ diye, o enâniyete bir kudsiyet verir. Onun için, dünyaca en büyük makam işgal eden Hıristiyan havasları tam dindar olabilirler. Hattâ Amerika’nın esbak Reis-i Cumhuru Wilson ve İngilizin esbak Reis-i Vükelâsı Lloyd George gibi çoklar var ki, mutaassıp birer papaz hükmünde dindar oldular. Müslümanlar da ise, öyle makamlara girenler, nadiren tam dindar ve salâbetli kalırlar. Çünkü gururu ve enâniyeti bırakamıyorlar. Takvâ-yı hakikî ise, gurur ve enâniyetle içtima edemiyor.” (a.g.e. B. Said Nursî)

OSMANLI’DA YEMİN 

Osmanlı bürokrasisinde yeminin eski bir uygulama olduğunu görüyoruz. Osman Gazi’den başlayarak ilk hükümdarların tahta çıktıklarında yemin ettiklerine dair belge pek bulunmasa da, biat ve kılıç kuşanma geleneğinin Osmanlı saltanat müessesesinde devam etmesi, yemin usûlünün varlığını düşündürmektedir. 

Osmanlı hükümdarları, yine kuruluş döneminden başlayarak fethettikleri ülkelerin gayr-ı Müslim halka ve papazlara, yemin formülleri bulunan bazı güvenceler vermiş… Meselâ Fatih Sultan Mehmed, Bosna’yı fethettikten sonra bölgedeki Latin Papazlarına gönderdiği fermanda, 25 yeminle beraber bazı taahhütlerde bulunmuş: 

“Yeri göğü yaratan Allah hakkı için Peygamberimiz Muhammed Mustafa (asm) hakkı için, Mushaf hakkı için, 24 bin küsur Peygamber hakkı için ve kuşandığım kılıç için en ağır yemin ile yemin ederim ki, bu hususlara mevzu olan rahipler, benim hizmetime ve benim emrime itaatkâr olduğu müddetçe hiç kimse tarafından kendilerine muhalefet edilmeyecektir.” (Acta Turcica, Türkoloji Dergisi, Temmuz 2013)

Görüldüğü gibi, Osmanlı hükümdarlarının yemin metinleri sadece bir taahhüt değil, aynı zamanda bir tehdit suretinde algılanmaktaydı. 

YEMİN METİNLERİ KUR’ÂN’A UYGUN MU?

Evet, gerek ABD Başkanları, gerekse AB ülkeleri Başbakanları bir anlamda Hıristiyan âlemini temsil ettikleri için İncil’e el basarak yemin edebilir... Çünkü yemin metinleri kutsal kitaplarına uygun… İngiltere, İspanya, Romanya, Yunanistan ve birçok Avrupa ülkesinde de seçilen milletvekilleri İncil’e el basarak yemin eder.

Hatta, İsrail’de milletvekilleri Tevrat’a el basarak iş başı yapar... 

Peki, AB ülkelerinde bulunan Müslüman milletvekilleri nasıl yemin ederdi?

Hatırlayın Merhum Dr. Sadık Ahmet de Yunan Parlamentosu’ndaki yemin töreninde Kur’ân-ı Kerîm’e el basarak yemin etmişti. Yine hatırlayınız; Amerikan Kongresi’nde seçilen ilk Müslüman milletvekili Keith Ellison da Kur’ân-ı Kerîm’e el basarak yemin etmişti. (Basın)

Amma velâkin; TBMM milletvekilinin yemin metinleri, laiklik esasına sımsıkı bağlı ve 12 Eylül askerî darbenin ürünü olduğu için Kur’ân-ı Kerîm’le örtüşmüyor. 

Birinci Meclis’in ruhunu ararken bu kıstaslara dikkat etmek gerekiyor belki de. 

Okunma Sayısı: 4534
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • mehmet deligöz

    25.1.2017 22:01:48

    selam davut bey mesele yeminin nasıl ve içeriğinin nasıl olmasından ziyade yapılan yemine sadık kalınıp kalınmamasındadır Allah verdiğiniz sözlere sadık kalın diye buyuruyor idarecilerin adil ve dürüst olmaları için kurana yemin etmelerine ihtiyaç yoktur çünkü müslüman olduklarını iddia ettiklerine göre ikrarları zaten hükümlülükleri ve yeminleridir saygı ve sevgilerimle

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı