"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman'a göre her zemin ve mekân eğitim alanı olmalıdır

15 Ocak 2019, Salı
Bediüzzaman, her zemin ve mekânı eğitim alanı olarak kullanmamızı istiyor. Sadece okulumuz ve üniversitemizi öğrenme yeri olarak görmememiz gerektiğini; evimiz, sohbet mekânımız, bahçemiz, gökyüzümüz, yeryüzümüz kısacası tüm kâinatı, bir mektep ve medrese olarak telakki etmemiz gerektiğini ders veriyor.

Eğitimde Bediüzzaman modeli-15-Mustafa Öztürkçü

***

“Eğitim, Bediüzzaman’ın hayatı boyunca ısrarla üzerinde durduğu bir konudur.  Eserlerinde, taklidî bir imanı tahkik mertebesine çıkartmanın, eğitimle, ilimle olabileceğini dile getirir. Allah’ı (c.c) tanımanın, peygamberimizin (asm) tavsiyelerine uymanın yolu hep eğitimden geçer. Çünkü “İnsan bu kâinata tâallümle tekellüm etmek için gönderilmiştir” der, Bediüzzaman. Allah’ın “Yaratan Rabbinin adıyla oku!” emrini dikkate aldığımızda da okumak, öğrenmek, ilim tahsil etmek, marifet ilmimizi inkişaf ettirmek, kâinatta cari fen ilimlerini mana-yı harfîyle okumak, insanın yaratılışının, fıtratının bir gereği olduğunu göstermiyor mu?

Bediüzzaman, her zemin ve mekânı eğitim alanı olarak kullanmamızı istiyor. Sadece okulumuz ve üniversitemizi öğrenme yeri olarak görmememiz gerektiğini; evimiz, sohbet mekânımız, bahçemiz, gökyüzümüz, yeryüzümüz kısacası tüm kâinatı, bir mektep ve medrese olarak telakki etmemiz gerektiğini ders veriyor.

CAHİLLİĞİ BERTARAF ETMEK

Bütün ahlaksızlıkların, geri kalmışlığın ve harici düşmanlara karşı mağlubiyetlerin ana sebebinin cahilliktir, olduğunu söyler, Hz. Üstad. Cahilliğin bertaraf edilmesi için de eğitimin ıslah edilmesi gerektiğini savunur.

Bediüzzaman, “Fen ilimlerinin eksikliği medrese talebesini taassuba atmakta, dini ilimlerin eksikliği de mektep talebelerini şüpheye, hileye sevk etmektedir” tespitini yaparak, medreselere fen ilimlerinin konulmasını, mekteplere de dini ilimlerin yerleştirilmesini teklif eder. Bu amaçla, Bediüzzaman’ın önerdiği en önemli eğitim modeli projesi, Medresetü’z-Zehra’dır. Bu proje aslında çağımızda İslâm âlemi için bir tecdid projesi niteliğindedir.

Bu proje, din ile fen ilimlerinin beraberce okutulduğu bir üniversite modeli olmakla birlikte, bu üniversitenin ortak lisanı, Arapça dili olmalıdır der, Bediüzzaman. Üniversite hangi ülkede açıldı ise o ülkenin resmi lisanı ve bulunduğu bölgenin mahalli dili ile tedrisatın yapıldığı, üçlü bir lisan kaynaşmasının gerçekleştirileceği bir projeden söz eder. 

MANEVİ CİHAD

Aynı zamanda bu eğitim kurumlarında dikkate alınması gereken eğitim metotları hakkında da önerilerde bulunur. Soru-cevap, müzakere tarzındaki usullerin yaygınlaştırılması gerektiğini savunur. Talebelere, her zaman meslek ahlakının benimsetilmesi, din ve hamiyet duygularının inkişaf ettirilmesi, şevk ve moral aşılanması gerektiğini söyler. Talebelere, mesleğini en ince ayrıntılarına kadar öğrenmenin ve en hassas bir şekilde icra etmenin, manevi bir cihad hükmünde olduğu şuurunun kazandırılması gerektiğini dile getirir. Her zaman ve zeminde fazla para kazanmanın değil, insanlığa hizmetin ibadet olduğu şuurunun verilmesi hatırlatılır. Allah’ın (c.c) adını yaymanın en tesirli silahının fikir, ilim, sanat ve teknolojik gelişimin, tekâmülün olduğu irşadının yapılmasını tavsiye ediyor.

BEDİÜZZAMAN’IN EĞİTİM MODELİ

Bediüzzaman’ın eğitim modelinde, ümit, hamiyet, moral, çalışkanlık büyük bir yer tutar. Müslümanların maddi ve teknoloji yönünden geri kalmasının, fakirleşmesinin yani “zarurete” düşmesinin bir sebebinin de tembellik, ümitsizlik, şevksizlik ve moral bozukluğu olduğu tespitinde bulunur. Hayat sahibi olan bir insanın, yaşamaktan lezzet alabilmesi için hareket etmesi, çalışması, çeşitli faaliyetlerde bulunması gerektiğini hatırlatır. Bu hareketin tetikleyicisi olarak moral yüksekliğini, şevk ve ümidi hedef gösterir. Şevk, moral ve motivasyonun, insanın çalışma azmini tetikleyen enerji kaynağı, buharı olarak tanımlar. “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır (Necm Sûresi, 53:39)” Kur’ân’ın emrini rehber etmemizi ve bu şuurla hareket etmemiz gerektiğini, hararetle tavsiye eder.

İnsan fıtratına zıt olamayan, fıtrata uyumlu bir eğitim modeli de dikkate alınması gereken diğer bir konu. Bu bağlamda karma eğitimin insan fıtratına uyumlu olmadığını ifade etmek isterim. Karma olmayan eğitimin çok daha verimli olduğu, öğrenmeye odaklanma meylini çok daha üst seviyelere çıkarttığı hususu, yapılan araştırmalar tarafından da tescil edilmektedir.  Dolayısıyla başarılı olmak için insan fıtratına uygun bir eğitim modelini tatbik etmek gerekir.

Okunma Sayısı: 1818
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı