"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir ıztırabın projesi

22 Nisan 2018, Pazar
Bir sevdadır GAP- 1

MERHUM SÜLEYMAN DEMİREL GAP’I ANLATIYOR: Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün mükellefiyetlerini taşıyan bu insanların ıztırabını tattım. Bu ıztırap, aslında büyük projelerin başlangıcıdır. Benim için bir acı, Bir heyecan kaynağıdır. Bu ıztırap giderilmeliydi. GAP evvelâ insanların bir bardak temiz su içebilmesi, sonra hayvanlarına su içirebilmeleri, sonra da dağlardaki, taşlardaki kurdun kuşun su içebilmesi için girişilmiş bir projedir.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Türkiye’nin en büyük kalkınma projesidir. Kısacası GAP, Fırat ve Dicle Nehirleri üzerinde yapımı öngörülen barajlar, hidroelektrik santralleri ve sulama tesislerinin yanı sıra, kentsel ve kırsal altyapı, ulaştırma, sanayi, eğitim, sağlık ve diğer sektörlerin gelişmesini ve hizmetlerini kapsayan entegre projedir. 

GAP, “Yukarı Mezopotamya” olarak bilinen ve eski çağlarda uygarlığın beşiği olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin, sosyal ve ekonomik kalkınmasını amaçlayan insan odaklı bir kalkınma projesidir. İnsan odaklı bir kalkınma projesi olarak GAP, bölge halkının daha iyi bir hayat kalitesine ulaşmasını ve diğer bölgelerle arasındaki gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Teknik özellikleri ile fizikî büyüklüklerinin yanısıra GAP, insanî ve yenilikçi yaklaşımları ile de bütün dünyanın haklı ilgisini çekmektedir. Proje henüz tamamlan(a)mamasına rağmen, bugüne kadar elde edilen sonuçlar; tarihin ilk uygarlıklarına şahitlik etmiş bu bölgede, yeni ve daha parlak bir uygarlık oluşturabileceği konusunda Türkiye’ye ve Dünya’ya olumlu mesajlar vermektedir. 

DEMİREL O KONFERANSTA NE DEDİ?

Süleyman Demirel’in 14 Haziran 1986’da Ankara’da verdiği konferansta GAP ile iligili olarak üzerinde düşünülmesi gereken cümleler sarfederken, projenin Türkiye için önemine ziyadesiyle dikkat çekmiştir. İşte o konferanstan cümleler:

“GAP üzerinde çok konuşuldu, yazıldı, çizildi. Daha çok da konuşulacaktır. Konuşmaktan kimse gocunmamalıdır. Bir ülke, hele bir ülkenin mühendisleri, mimarları, teknisyenleri, ekonomistleri, tarım uzmanları, sanayi uzmanları, çeşitli dallardaki kalkınmayı yürüten beyinler veya kalkınmayı yürüten kişiler konuşamıyorsa, meseleleri konuşamıyorsa, doğruyu bulmakta güçlük çekeriz.

Doğru yapmakta güçlük çekeriz. Sonra yaptığımız yanlışları sonunda anlarız. Sonunda anlarız, ama geç olur. Anlamakla kalmayız, fatura öderiz. Faturayı biz ödesek önemi yok. Faturayı millet öder. ‘Zenginleşelim’ derken, fukaralaşırız.

Bugün aklımıza ne geliyorsa onu yapalım. Yarın ne yapacağız? Yarın aklımıza geleni de yarın yaparız. Öbür gün aklımıza ne geliyorsa, onu da öbür gün yaparız. Sonra, böyle böyle diyerek varırız ki, bugün aklımıza gelen şeyin yanlış olduğunu görürüz.

Onun içindir ki, doğruyu yapabilmenin şartı, hadiseyi önceden düşünmedir. Hemen ifade edelim ki, büyük hadiseleri önceden düşünmek kolay değildir. Ne kadar önceden düşünseniz, hata yapmış olmaktan kurtulamazsınız. O hata başkadır. O, tecrübeyi geliştirecek olan hatadır. Onun faturası, öğrenmek için yapılan masraftır.

Ama vurdumduymazlıktan, bilmemezlikten veya ilme, fenne riayetsizlikten yahut aklın veya teknolojinin imkânlarını kullanmakta tembellikten doğabilecek hataların vebali, o hatayı işleyenlere aittir. Onun içindir ki, böylesine büyük bir projenin iyi düşünülüp taşınılması ve düşünmeye devam edilmesi ge- rektiğini belirtmek istiyorum.

Büyük kalkınma projelerinin bir hedefi vardır. Büyük kalkınma projeleri, eski çağlarda olduğu gibi, prestij için yapılmaz. Çünkü, kişilerin prestijini sağlamak için milletlerin o kadar büyük masraflara girmesi, bu çağda düşünülemez. Büyük kalkınma projelerinin hedefi nedir? Büyük kalkınma projelerinin hedefi, o ülkenin insanlarının refah ve saadetidir. O ülkenin imar ve inşasıdır. O ülkenin büyümesi, güçlenmesi, yücelmesidir; manevî, maddî bakımdan kudret sahibi olmasıdır. Binaenaleyh, ne yaparsanız yapın, kudret sahibi olmak hedeftir.

Büyük kalkınma projeleri yapılıp bittikten sonra veya yapılırken, aranılacak olan şey, acaba bu maksada ne kadar hizmet edilmektedir? Veya ne kadar hizmet edilmiştir?

SADECE MÜHENDİSLİK PROJESİ DEĞİL

Ne kadar hizmet getirilebilmiştir? Büyük kalkınma projelerinde masraflar büyüktür. Bu masrafların karşılığında elde edilecek nema, elde edilecek faide, elde edilecek kazanç bilinmeden, büyük kalkınma projesine girişilmez. Büyük kalkınma projeleri gerçekleştirilirken ve gerçekleştirildikten sonra dikkat edilecek olan şey, bu nemanın, bu faidenin gerçekleşip gerçekleşmediğidir.

Eğer bu nema meydana gelmemişse, bir noksanımız vardır. Hedefe varmamış demektir. Hedef halkın refah ve saadeti olduğuna, refah ve saadet de çıkacak neticelere bağlı bulunduğuna göre, mutlaka önceden tasarlanan hedeflere varılmasını her safhada gözetmek lâzımdır. Böylece, büyük kalkınma projelerinin, sadece bir mühendislik projesi olmadığını, büyük kalkınma projelerinin topyekûn kalkınmanın bütün vasıflarını içinde taşıdığını, yani ekonomik yönlerinin olduğunu görüyoruz.

Nasıl mühendisliğin mühendislik için olduğu çağ kapanmışsa, ekonominin ekonomi için olduğu çağ da kapanmıştır. Ekonominin de mutlaka sosyal neticeler doğurması gerektiği, üçünün beraberce düşünülmesinin icabı, başlangıçta göz önünde tutulacaktır. Bu ekonomiden çıkan nema ve faide, halkın, milletin fertlerine yayılmış ve milletin fertleri kendi ülkelerinde hayatlarının daha iyiye gittiğini hisseder hale gelmiş olmalıdır.

Sadece göz zevkimizi veya büyük birşey yapmış olmanın zevkini tatmin yahut şu veya bu şekilde zihinlerimize koyduğumuz birtakım egoları, şahsî düşünceleri tatmin için milletin milyarları —bugün milyarlar yetmiyor— trilyonları sarf edilmez.

EMSALİ AZ

Güneydoğu Anadolu Projesi, gerçekten bugün dünyada pek az emsali olan ve benzerinin pek az memleketin elinde bulunduğunu tesbit ettiğimiz çok değerli, çok güzel ve fevkalâde önemli bir projedir. 35 seneye yakın bu projenin başında, içinde, ortasında, birçok yerinde bulundum. Bir avuç içecek sudan mahrum, bir avuç içecek su için 60 metre derindeki kuyudan çamur çekip, onu gece tülbentte süzüp, suyunu çamurunu ayırıp, sonra da onu içen, bu büyük ovalarda yaşayan, işkenceyi adeta kendisine kader etmiş, daha iyisini düşünme imkânından mahrum Güneydoğu Anadolu köylüsünün; çalışkan, vefakâr, Türkiye Cumhuriyeti devletine sadık, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün mükellefiyetlerini taşıyan bu insanların ıztırabını tattım. Bu ıztırap, aslında büyük projelerin başlangıcıdır. Bu ıztırabı anlatamam, tarif edemem. Benim için bir acı kaynağıdır. Bir heyecan kaynağıdır. Bu ıztırap giderilmeliydi. Güneydoğu Anadolu Projesi evvelâ insanların bir bardak temiz su içebilmesi, sonra hayvanlarına su içirebilmeleri, sonra da dağlardaki, taşlardaki kurdun kuşun su içebilmesi için girişilmiş bir projedir. Bugünkü geldiği safhada bu unutulmamalıdır. Bu mücadeleye önem vermiş, bugün aramızdan rahmet-i Rahmana kavuşmuş değerli meslektaşlarımızı, yöneticilerimizi, arkadaşlarımızı rahmetle anıyorum. Bu mücadeleye gönlünü koymuş, çoluk çocuğuna ait olması lâzım gelen saatlerini koymuş, sağlığını koymuş, sevinçle, şevkle bu mücadelenin içinde bulunmuş, hayatta kalan değerli meslektaşlarımı ve yine değerli yöneticilerin bütününü ve bu projeye hizmeti geçen herkesi şükranla anıyorum.

 DEVAM EDECEK

Okunma Sayısı: 2390
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı