"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbeler olmasaydı kişi başı millî gelir 40 bin doları geçerdi

02 Ekim 2015, Cuma
Kıratlıoğlu: İhtilâller yapılmasa, ordu bu işlerin içine girmeseydi, Demirel’in başbakanlığı zamanında Türkiye’de fert başına düşen millî gelir en az 40 bin dolar olurdu. Ve Türkiye şu anda Almanya, İngiltere, Fransa ayarında bir ülke olurdu.

ÖNCEDEN TASARLANAN 12 EYLÜL DARBESİNDE YURTKOR’UN GÖREVİ

Esasen 1981 yılının Temmuz ayının ortalarında Milliyet Gazetesi’nin o zamanki Yazıişleri Müdürü Yener Süsoy’un, dönemin 2. Ordu Komutanı ve Sıkıyönetim Komutanı Bedrettin Demirel ile bir mülâkatı bütün gerçeği ortaya koyuyor.

Süsoy soruyor: “Paşam! 12 Eylül İhtilâlini yapmaya ne zaman karar verdiniz?” “Bir yıl önce karar verdik” diyor. “Peki niye yapmadınız?” diye soruyor. Paşa’nın cevabı, “Arkadaşlar dedi ki, ‘bu iş bir olgunlaşsın, vatandaş tasvip eder hale gelsin. Ondan sonra yapalım.’ Ama çok kan döküldü…” Bunun mânâsı, ihtilâli yapmak için hiçbir şeye dokunmadık, hiçbir şey engellenmedi ki ihtilâl olsun.

Bu arada 12 Eylül hâdisesinin ne olduğu belgelerle ortaya konuluyor. 1975 yılında YURTKOR diye ordunun içerisinde bir oluşum kurulmuş. 1979’da Evren zamanında umdeleri belirlenip tekemmül ettirilmiş. YURTKOR’un görevi, “Sokak hareketlerinin azdırılarak, terörün tırmandırılarak, ihtilâl ortamının oluşturulması ve vatandaşın ihtilâli arzu eder hale gelmesi…” Yani 12 Eylül ihtilâli çok önceden tasarlanmıştır. Mâlûm ordu içinde son yıllarda devam eden Ergenekon ve benzeri darbe dâvâları görülürken, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Genelkurmay Başkanlığı’ndan YURTKOR belgesini istiyor. Millet zannediyordu ki, bu YURTKOR belgesini Genelkurmay’da yok ettiler. Fakat Genelkurmay, bu belgeyi adı geçen mahkemeye aynen gönderiyor. Dosyada duruyor.

Kısacası, 12 Eylül ihtilâline zemin hazırlamak hesabına, sıkıyönetimin görevi olmasına rağmen anarşinin üzerine gidilmemiş…

HER BAKIMDAN EMSAL TEŞKİL EDEN BİR DEVLET ADAMIYDI

Demirel’le ilgili birçok başka hâtıranız da oldu. Bunlardan bugüne misal ve örnek olacak bir hâdiseyi anlatır mısınız? 

Evvelâ, rahmetli Demirel, hiçbir kimsenin, devlet imkânlarını kendi şahsî menfaatleri için kullanmasına fırsat vermezdi. Devletin hazinesine kendi malından daha fazla sahip çıkardı. Bu arada çoğu kişinin yanlış bildiği bir konuya açıklık getirmek isterim. Yeğeni Yahya Demirel hadisesi.

Yahya Demirel hadisesinde Demirel’i hep suçlarlar. Fevkalâde yanlış. O konuyu bilen bir insan olarak söylüyorum. Yahya, o zamanki CHP hükûmetinin Ticaret Bakanı Teoman Köprülüler’den ihracat müsaadesi almış. Mobilya yerine sunta ihraç etmiş, o zamanın Gümrüğü buna göz yummuş…

Bu durum meydana çıktığı zaman Demirel Başbakan. Meclis’te müzâkereler oluyor. Süleyman Bey Başbakanken Yahya mahkemeye veriliyor ve Demirel zamanında mahkûm oluyor! Yani ihracat müsaadesini Demirel değil, CHP vermiş, Demirel’in Başbakanlığı zamanında mahkûm olup hapse girmiş, Zonguldak Cezaevi’ne gönderilmiş; ve suçlanan yine Demirel! Burada Demirel’in suçu ne?

Süleyman Demirel Meclis’e geldiği zaman CHP’liler ayağa kalktılar, bağırdılar - çağırdılar. Yeğenini mahkemede mahkûm ettirip cezâevine sokturan Başbakan Demirel. “suçlu” gösterilmeye çalışıldı. Durum tamamen bu. Kaldı ki suçun şahsiliği var.

Neticede şunu söyleyeyim: Süleyman Demirel, her bakımdan emsâl teşkil edecek bir devlet adamıydı. Ve onun karakterine sahip olarak, başbakanlar ve cumhurbaşkanları eğer onun ayarında görev yaparlarsa Türkiye bütün bâdireleri atlatır. Ama Demirel hep bâdirelerle karşılaştı. Çünkü ihtilâl yapmak için hep işin içine ordu girdi. İhtilâller yapılmasa, ordu bu işlerin içine girmeseydi, Demirel’in başbakanlığı zamanında Türkiye’de fert başına düşen millî gelir ayda en az 40 bin dolar olurdu. Ve Türkiye şu anda Almanya, İngiltere, Fransa ayarında bir ülke olurdu…

DEMİREL; YİĞİT, SÖZÜNÜN ERİ BİR ADAMDI

Merhum Süleyman Demirel’i kısaca nasıl târif edersiniz? Hakkında neler söylersiniz?

Sayın Demirel, bir yiğit adamdı. Sözünün eriydi. Kimseye karşı kalleşlik yapmazdı. Kimseyi zan altında bırakacak birtakım tedbirlerin içerisinde olmazdı. Ahlâkî kaidelere fevkalâde değer veren bir insandı.

Ayrıca arkadaşlarına karşı fevkalâde sorumluluk içerisinde olan bir insandı. Devlet yönetimini adeta nâmus borcu olarak kabul ederdi. Ben bu şartlar altında, 1965 yılından 2000 yılına kadar bu kadar uzun zaman içerisinde çeşitli görevlerde bulunan bir insan olarak, rahmetli Demirel’i emsâl – örnek alınması gereken muazzam bir devlet adamı olarak gördüğümü ifâde ederim.

Allah gani gani rahmet eylesin…

DEMİREL: “15 GÜNDE HAYVANLAR BİRBİRİNİ YER, 5-6 GÜNDE SAT!”

12 Eylül’den sonra Adalet Partisi kapatıldı ve 1983’te Doğru Yol Partisi’ni kurarken, parti için İçişleri Bakanlığı’na müracaat edeceğiz. Her gün iki büro değiştiriyoruz.

Bütün Türkiye’yi aldık, beş kişiye taksim ettik. Ben, Sayın Necmettin Cevheri, İsmet Sezgin, Selahattin Kılıç, Turgut Toker. Ankara’da değişik bürolara gidiyoruz. Bizim nereye gittiğimizi biliyorlar. Bir büroda çalışmaları yaparken tesbit ediliyoruz. Hemen kapıda bir tane askerî araç bizi dinliyor, tâkip ediyorlar ve telefonlarımızı bozuyorlar…

Bu arada ayrılıyoruz, yolda konuşuyoruz, hangi büroya gideceğimizi tesbit ediyoruz. Oraya gidip çalışmalara başlıyoruz, tesbit edilinceye kadar işimizi görüyoruz, ondan sonra başka yere gidiyoruz…

Parti kurma çalışmalarında neticeye geldik. Demirel o zaman Zincirbozan’da. Telefonla konuşmak istediğimizi söyledik, hemen bağladılar. Esasen telefonla konuşturuyorlar ki bilgi alsınlar.

Memlekette daha önce hayvan alım satımı ile uğraştığımız için o şifre ile bilgi verelim dedim: “Beyefendi, size bir müjde vermek istiyorum; bizim hayvanlar iyice büyüdü gelişti, tam kıvamına girdi her şey. Allah kısmet ederse inşallah kısmet olursa 15 gün içinde tamamen hayvanları satacağız” (yani 15 gün içinde partiyi kuracağız)” dedim. Bunun üzerine Demirel karşıdan bağırdı; “15 günde olmaz, bu hayvanlar birbirini yer, 5-6 gün içinde sat bu hayvanları…”

RÖPORTAJ: CEVHER İLHAN  -  MEHMET KARA  -  MELİH TEKİN

 

Okunma Sayısı: 3789
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı