50 YILLIK TAVİZSİZ ÇİZGİ YENİ ASYA DİZİ -5- KÜBRA ÖRNEK

***

Şiddet ve radikalizm değil, müsbet hareket

Yeni Asya, amaç ne olursa olsun, radikal ve şiddete dayalı yöntemlere karşı çıktı. Her hal ve şartta müsbet hareket çizgisinde, hukuk ve meşrûtiyet zemininde kalınması ve çözümün ancak barış ve asayiş ortamında aranması gerektiğini vurguladı.

Hak ve hürriyet mücadelesi

Yeni Asya her zaman hakkın, hukukun ve doğrunun mücadelesini verdi. Din, vicdan, düşünce ve ifade hürriyetleri başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerin işlerlik kazanması için çalıştı. Zulme, haksızlığa, hukuk dışı tavır ve icraatlara, ihtilâllere bütün gücüyle karşı çıktı. Ayrımcılık yapmadan, zulme ve haksızlığa uğrayan her kesimin yanında yer aldı.

Üstad Bediüzzaman’ın Risale-i Nur Külliyatı’yla ortaya koyduğu Nur Mesleğinin imanî, içtimaî ve siyasî boyutları vardır. Siyasî ve içtimaî hayata dair ölçü ve prensipler Divan-ı Harbî, Sünûhat, Münâzarât ve Lâhika mektuplarında açık olarak yer almaktadır. Üstad bu ölçü ve prensipleri, Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said’in hayat devrelerinde bizzat uygulayarak göstermiştir.

Nur Mesleği’ne sadâkat göstermek; meslek ölçülerini bir bütün olarak kabullenip hayata geçirmekle mümkündür. Bediüzzaman, Demokratlara destek olmaktan şaşmamıştır. Tek partinin istibdat döneminde dahi, senelerce Ahrar’ların dirilmesini beklemiştir. 1950’de çok partili sürecine girildiğinde geçmişteki Ahrar çizgisini temsil eden Demokrat Parti’ye vatan, millet ve Kur’ân hesabına desteğini ilân etmiştir. (Emirdağ Lâhikası, s. 812)

Üstad son ana kadar Nur Talebeleri’yle birlikte Demokratlara nokta-i istinad olmaya devam etmiş, (Emirdağ Lâhikası, 2, yeni tanzim, s. 526.) 1950 – 60 arası iktidar sürecinde vatan, millet ve din lehindeki icraatlarında onları teşvik ve tebrik etmiş, hatalı gördüğü işlerde onları ikaz etmiştir. (A.g.e, s. 759.)

Nur mesleğinin savunucusu olan Yeni Asya ise, Bediüzzaman’ın tavizsiz meslek ölçüsünden vazgeçmemiştir. İmanî, içtimaî, siyasî dersleri bir bütün olarak değerlendirmiş, demokrasiyi savunmuştur. Demokratlara nokta-i istinad olma vazifesini lâyıkıyla yerine getirmiştir.

Yeni Asya, bütün darbelere karşı çıkmıştır

Yeni Asya cemaati ve gazetesi, tarihi boyunca bütün darbe ve ihtilâllere karşı çıkmıştır. Bu duruş cemaatin gazete lisanıyla darbeler gibi antidemokratik olaylar karşısındaki genel tavrıdır. Bediüzzaman’dan aldığımız dersle, Kur’ânî prensipler çerçevesinde olması gereken bir tavırdır.

31 Mart Hadisesinde (31 Mart Vak’ası, II. Meşrûtiyet’in ilânından sonra [1909’da] İstanbul’da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır.) Üstadın tavrı ortadadır. 1960 ihtilâlinde henüz Yeni Asya gazetesi yokken, cemaat olarak 1960 darbesine karşı tavır sergilenmiştir. 12 Mart 1971’de yapılan muhtıraya da karşı çıkılmıştır. Sonra onu takiben 12 Eylül 1980’de yapılmış darbeye de net bir şekilde karşı çıkılmıştır. Yeni Asya, 1980 ihtilâlinden sonra yapılmış anayasaya “Hayır” diyerek karşı çıkan gazedir. Bedelini gazetesini 470 gün kapatılarak ödese de, tavizsiz çizgisinden ödün vermemiştir. 

TERTEMİZ BİR MAZİSİ VAR

Darbeler ve ihtilâller konusunda, tertemiz bir geçmişi vardır. Son olarak, ülkemiz, demokrasimize ve huzurumuza kasteden ve henüz birçok yönüyle tam aydınlatılamayan 15 Temmuz darbe girişimine de, Yeni Asya olarak Üstadımız Said Nursî’nin demokrasi, hürriyet, adalet, hak, şefkat, merhamet ve vicdan gibi hususlardaki fikirlerinden hareketle şiddetle kınadık ve darbe gerekçesiyle hukuk devletine ve evrensel adalet ilkelerine zarar verecek, telâfisi zor hataların yapılmasına yol açacak tutum ve davranışlardan kaçınılmasını ısrarla tavsiye ettik. Hakikî adaleti ifade eden “Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez” prensibinden hareketle darbecilerle hesaplaşılırken suç ve cezanın şahsîliği ilkesine uyulmasını, toplumu kamplaştırıcı genelleyici yaklaşımlardan ve ithamlardan kaçınılmasını, demokratik işleyişten taviz verilmemesini söyledik. Bugün de aynı noktada kalarak darbeci anlayışla demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde mücadele edilmesi gerektiğini, problemlerin “daha fazla hukuk ve demokrasi” ile aşılabileceğini savunmaktayız. 

Bu bağlamda darbelerin ülkemizi her alanda sıkıntıya soktuğu gerçeğinden hareketle Yeni Asya olarak, demokrasimizin evrensel hukuk kuralları çerçevesinde güçlendirilmesini, toplumsal huzur ve gelişmenin sağlıklı bir şekilde temini için mağduriyetlerin giderilmesini, adalet ve hakkaniyet ilkelerinden taviz verilmemesini, barış ve huzura zarar verecek, kutuplaşmaları derinleştirecek, nifaka yol açacak uygulamalardan kaçınılmasını ve yetkili mercilerin bu hususta âzamî dikkatli içinde olmalarını temenni ediyoruz. 

Kamuoyunca bilinmelidir ki, Yeni Asya Üstad Bediüzzaman Hazretleri tarafından ifade edilen “Hakk’ın hatırı âlîdir, hiçbir hatıra feda edilmez” şeklindeki hak ve adalet prensibini her halükârda esas alarak hak, hakikat ve doğrudan yana olma gayretini müsbet hareket prensibiyle sürdürecek; ihlâs düsturları çerçevesinde, siyasî tarafgirlik ve karşıtlıklardan kaçınarak, sivil zeminlerde sivil kalarak tarihî sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.

-DEVAM EDECEK-