MELBOURNE SEYAHAT NOTLARI-1-MEHMET COŞKUN

***

MELBOURNE’DE BİR CUMA GÜNÜ

Eskiden beri güzelliği ve özelliği olan Dünya’nın değişik ülkelerinin seçilmiş şehirlerine özel bir ilgim olmuştur.

Bu cümleden olarak, 2018 yılından geriye doğru yedi yıl üst üste Dünya’nın en yaşanılır şehri seçilen ve etrafı okyanuslarla çevrili ada ülkesi Avustralya’nın ikinci büyük şehri Melbourne, 40 gün önce giden kızımın dil ve meslekî eğitimi vesilesiyle, eşimle birlikte ailece bir seyahat yapmak kısmet oldu.

2018 Aralık ayının on yedisinde, ailece, Adana’dan Avustralya’ya hareket ettik. Katar, Doha aktarmalı yirmi dört saatlik uzun bir uçak yolculuğundan sonra Melbourne Havaalanı’na vasıl olduk.

Seyahatimizle ilgili önceden haberdar ettiğimiz Fatih Yargı kardeşimiz ve ailesi, kızım da yanlarında olduğu halde bizi havaalanında karşıladılar. Tarafımıza gösterdikleri ilgi bizleri ziyadesiyle mutlu etti.

Oradan Avustralya’nın en kalabalık ikinci şehri olan Melbourne’nin Sunshine mahallinde bulunan Nur Vakfı Hizmet Külliyesi’ne, seyahatimiz süresince, kalmak üzere gidip yerleştik.

Karşılaştığımız ilk andan itibaren, adeta, güzelliğiyle insanı cezbeden bu hizmet mekânından bazı ayrıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum:

20.000 metrekare alan üzerinde kurulu devasa bu hizmet merkezinin, hepsi birbirinden fedakâr hizmet ehli kardeşlerimizin verdiği bilgilere göre, ikibin metrekare kapalı alana sahip zemin katında 600-700 kişinin aynı anda ibadet edebildiği bir cami, 500-600 kişi kapasiteli çok amaçlı (düğün, konferans vs.) 1 salon, 150-200 kişilik Risale-i Nur derslerinin yapıldığı sohbet salonu, Yeni Asya Neşriyat Yayınları’nın satıldığı bir büro, ayrıca 80-100 kişilik, içinde pinpon masası, bilardo ve çay servis bölümü ile bunlara hitap eden mutfak ve müştemilatından teşekkül bir lokal bulunmaktadır.

Vakıf binasının birinci katında ise, ana girişleri farklı, erkekler ve kadınlar için, içinde ders salonları, odalar ve diğer ihtiyaçların karşılandığı bölümlere sahip iki ayrı bölümden müteşekkil dershaneler bulunmaktadır.

Gelelim Nur Vakfı’nın açık alanlarına: 18.000 metrekarelik bu alanda, 200 araçlık bir otopark, ailece piknik, hobi ve dinlenme amaçlarına yönelik kamelyalar, tandır, aydınlatmalı futbol sahası, renk renk çiçeklerin ve hemen hemen her türlü meyvelerin dallarında sallandığı bahçe ve kümes hayvanlarına hitap eden sensör korumalı bir kümes yer almaktadır. Hatta bu kümeste kuluçkaya yatan üç tavuğun civcivlerinin çıkmasını hep birlikte heyecanla bekledik. Bunlara ilâveten ayrıca 2.000 metrekarelik rezerv alanda çocuklara yönelik kreş yapılmak üzere plan ve projelerinin belediyeye tasdik için gönderildiğini sevinerek öğrendik.

Yukarıda bazı özelliklerinden bahsettiğimiz bu devasa hizmet merkezi, yetişkinlere, kadınlara, gençlere ve çocuklara haftanın yedi günü Risale-i Nur dersleri ve Kur’ân öğretimi hizmeti veren adeta bir arı kovanını andırmaktaydı.

Bu mekânda yaşadığımız bir Cuma günü hatırasından bahsetmeden geçemeyeceğim: Cuma gününün heyecanı, mutfakta, temizlik işlerinde ve caminin hazırlanması gibi işlerde sabahın erken saatlerinde başladı. Bizden sekiz saat öncesine denk gelen ora saatiyle, bir yaz günü, termometrenin 42 dereceyi gösterdiği sıcak bir ortamda mescide, yavaş yavaş, çevre mahaller ve iş yerlerinden gelen, farklı dilden, farklı ırktan ve milletten, farklı giyim kuşamlarıyla, bazılarının yanlarına küçük çocuklarını da alıp gelmeleriyle oluşan cemaat görüntüsü, insana mübarek beldelerde yaşanan ulvî görüntüleri hatırlatıyordu.

DEVAM EDECEK