"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İade-i itibar” raporu olumsuz tavrı kırdı

22 Ekim 2018, Pazartesi 00:17
“TBMM’nin Bediüzzaman’a iade-i itibar kararı”nın, Rusya mahkemeleri ve makamları nezdinde Nur Risaleleri ve Nur talebeleri aleyhindeki menfi tavrın kırılmasında ve gerçeklerin bilinmesinde önemli etkisinin olduğu dâvâları yakından tâkip edenlerce bildirildi.

MEHMET ÖZKAN: “BEDİÜZZAMAN, VATANA, MİLLETE BÜYÜK HİZMETLER YAPMIŞ”

“Bediüzzaman’a iade-i itibar kararı tutanakları”ndan okunduğuna göre, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda Bediüzzaman’in Kur’ân tefsiri eserleriyle dine yaptığı hizmetleri, vatana ve millete hizmetlerine dair önemli konuşmalar yapılır. 

Bundan yaklaşık on iki sene önce dünyadaki bütün liderlere olduğu gibi o zaman Rusya Devlet Başkanı Putin ile Medvedev’e Rusça’ya tercüme edilmiş Nur Risaleleri’nden gönderip cevabî teşekkür mektubu alan İzmir Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları Komisyon Sözcüsü Mehmet Özkan’ın konuşması bunların başında gelir.

Sözlerine, “Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, İslâm dünyasının yetiştirdiği büyük İslâm âlimlerindendir. Türkiye’de yetişmiştir. Yazmış olduğu eserler, bugün dünyanın her tarafında, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Malezya, Japonya, her tarafta, dünyanın bütün ülkelerinde okunmaktır” açıklamasıyla başlayan Özkan, “Bu eserler daha çok -benim kanaatimce, okuduklarım ve bildiklerimle-, pozitif, yani 20’nci asrın fikir hayatında ispatçılık, yani pozitivizme dayanıyor. Yani anlattığı fikirleri, ispat etmediği şeyleri katiyyen kendisi yazmamış, söylememiş” gerçeğini dile getirir. 

 “Bu zat (Bediüzzaman), yazmış olduğu bu eserleriyle Türkiye’ye ve Türk halkına büyük hizmet etmiştir. Gençliğe ve yeni yetişen nesle, inanç ve vatan sevgisini, millet sevgisini aşılamış, devletin yanında olmalarını söylemiş; her zaman da kendi eserlerinde, -ben bizzat okudum- kendisinin cumhuriyetçi olduğunu ifâde etmiş” diye konuşan Özkan, “Hatta okuduğum kadarıyla, eserinin bir cümlesinde şöyle diyor ‘Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlâl…’; yani ‘krallık artık geçti, ya cumhuriyet idâresi ya da yok olmak’ demektir, mânâsı budur” diye Bediüzzaman’ın Cumhuriyet hakkındaki görüşlerini aktarır. 

“MÜSLÜMAN TÜRKİYE, BÜYÜK İSLÂM ÂLİMİ BEDİÜZZAMAN’LA ÖVÜNECEK”

Mehmet Özkan daha sonra şunları belirtir:

“Gerçekten, (Bediüzzaman Said Nursî), yazmış olduğu eserlerle, bizlerin, Müslüman kitlelerin övüneceği büyük bir İslâm âlimidir. İleride Said Nursî’nin yazmış olduğu eserlerle Müslüman Türk halkı olarak övüneceğiz. Böyle bir İslâm âlimi, Türkiye’nin, Anadolu’nun bağrından çıkmış ve eserleri yerli malı… Fakat bu değeri, İslâm âliminin kıymetini bilmemişiz, zulmetmişiz. En son vefâtında da kabrinin kaldırılması, başka bir yere nakledilmesi, elem verici, üzücü bir hâdise. Hukuk devletinde böyle bir şey olmaması gerektir.

“(Bediüzzaman), hayatı boyunca, bütün faaliyetlerinde, çalışmalarında İslâm dünyasına birlik ve beraberliği getirmeye çalışmış. Geçmişte nasıl Yunus Emre, Müslüman Türk milletini birliğe, beraberliği çağırmışsa, Müslüman Türk milletini birleştirmeye çalışmış; Yunus Emre gibi, bütün İslâm âlimleri gibi, Muhyeddin-i Arabî, Abdulkadir-i Geylanî, İmam-ı Gazali, Mevlânâ Hazretleri gibi, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de, İslâm dünyasına ve Müslüman Türk milletine bugün de mesaj vermeye çalışmış ve 1910’da yazmış olduğu eserinde, -benim okuduğum kadarıyla- ‘İslâm dünyası ve İslâmiyet istikbâle hükmedecek’ diyor; isteseler de istemeseler de İslâmiyet hükmedecek. ‘Ümit var olunuz, şu istikbâl inkılâbı içinde en yüksek gür sâdâ İslâmın sâdâsı olacaktır’ diyor. 1910’da Emevi Camii’nin hutbesinde söylüyor bunu…”

Komisyon sözcülüğünü de yapan Özkan, Bediüzzaman’ın Birinci Dünya Savaşı’nda Gönüllü Alay Komutanı olarak iki bin fedâisiyle vatana ve millete yaptığı güzîde vatanperverâne hizmetlerini nazara verdiği tutanaklarda yer alan konuşmasının sonunda, “Ama biz tabî Türkiye’de bu zâtın, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin eserlerini okumadan, dinlemeden karar vermişiz, yıllarca itham etmişiz. Şimdi de bakıyorum, bu eserleri okuyan, tanıdığım, bildiğim kişiler var; hâkim, savcı, vali, en üst düzey bürokrat, her kademede insan ve herkes saygıyla - sevgiyle karşılıyor” vakıasına dikkat çeker. 

Ve “Zaman geçmiş olmasına rağmen, Bediüzzaman’ın gerçekten büyük bir İslâm âlimi olduğu meydana çıkmıştır” tesbitiyle, iyi hazırlandığını belirttiği “Bediüzzaman’a iade-i itibar”a dair Alt Komisyon Raporunun kabul edilmesini ister. 

RIZA AKÇALI: “BU GEÇMİŞİN TEMİZLENMESİ MÂNÂSINDADIR…”

Keza komisyonda söz alıp önemli açıklamada bulunan Manisa Milletvekili Rıza Akçalı da, “demokratikleşme”nin önemine dikkat çeker. “Bu belki de bizim demokratikleşebilme yolundaki sancılarımızdan bir tanesi. Yani çok daha rahat, çok daha açık, çok daha hür görüşebilme imkânına sahip olabilsek, inşaalah buna da bir gün sahip olacağız. Şimdi İngiltere Parlamentosunu basıp dağıtan bir insan ölümünden üç yüz sene sonra yargılanmış ve suçlu bulunmuş, mezarı açılmış, kemikleri torbaya konularak idam edilmiş ” ifâdeleriyle“ geçmişinin hesâbını görmenin, geçmişle hesâplaşmanın, memleketlerin tarihinde çok önemli olduğunu” belirtir. “Memleketlerin saygınlığını, devletlerin saygınlığını temin eden ve onları belirli bir mantık sistemi içerisinde belirli yerlere oturtan önemli vakıalardır” tesbitlerinde bulunur. 

Bediüzzaman’ın mezarının açılıp zorla naklinin bir insan hakları ihlâli olduğunu da nazara veren Akçalı, “hâdiseye insan haklarına bakan veçhesindeki bir pencereden 1960 ihtilâli ile hesâplaşma olarak gördüğünü” söyler. “O günkü devletin bunda kusuru olduğu bugün bu Parlamento tarafından eğer tescil edilirse bu geçmişin temizlenmesi mânâsındadır ve 1960 ihtilâlinin bir konuda yargılanması ve onunla bir hesâplaşma mânâsındadır” değerlendirmesini yapar.  

“İTİBARI ZATEN VAR SAİD NURSÎ’NİN…”

Görüşmelerin sonunda komisyon üyesi milletvekilleri, Başbakan Demirel’in “Said Nursî zaten itibarlı” sözlerine atıfta bulunarak, “Rahmetli Said Nursî, itibarsız bir insan olsa, biz ona zaten itibar veremeyiz. Toplum katında itibarlı bir insan iken, tekrar ona yeniden itibar vermeye falân lüzum yoktur. Ancak burada fikri, kanaati ne olursa olsun, burası İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’dur. Said Nursî merhumun düşüncesine, savunduğu fikirlere katılsınlar veya katılmasınlar (onun) bu vatanın bir vatandaşı olarak İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeleri ‘iade-i itibar’ konusunda hem fikirdir” diye görüşlerini özetler.

Meselenin sadece “Said Nursî’ye bir itibar verme meselesi’ olarak ele alınmaması gerektiğini, yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve yanlışlıklara karşı bu konudaki araştırmaların yapılması ve bilgi edinilip insan hakları bakımından konunun ele alınıp ortak bir karar ve açıklanma yapılması olduğunu” deklâre ederler.

Neticede, Başbakan’ın “Merhum Nursî’nin itibarının alınması diye bir olay yoktur” ifâdesini hatırlatarak Alt Komisyon raporunu oylatan Komisyon Başkanı’nın, oylamanın sonucunda “O halde kabul edilmiştir o zaman. (…) İtibarı zaten var Said Nursî’nin” sözleriyle TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nca “Bediüzzaman Said Nursî’ye iade-i itibar kararı” alınır.  

Özetle, Meclis zabıtlarında da açıkça belirtildiği gibi, Bediüzzaman’ın vatanperver olduğu, büyük bir İslâm âlimi olarak müsbet ilimlerle mücehhez Kur’ân tefsiriyle bütün insanlığın faydasına İslâmî ve insanî temel tesbitlerde bulunduğu teyid edilir. 

Hülâsa, Yeni Asya’nın hazırladığı Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne ve Rusya Parlamentosu Duma’nın Dış İlişkiler Komisyonu Başkanına gönderilen raporlar gibi, Rusya’ya gönderilen “TBMM’nin Bediüzzaman’a iade-i itibar kararı”nın da, Rusya mahkemeleri ve makamları nezdinde Nur Risaleleri ve Nur Talebeleri aleyhindeki menfi tavrın kırılmasında ve gerçeklerin bilinmesinde önemli etkisinin olduğu dâvâları yakından tâkip edenlerce bildirildi.  

Ve bu kıymetli çalışmalar, Yeni Asya’nın haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı bir hizmeti olarak tarihin şeref levhaları arasında yer aldı.

-DEVAM EDECEK-

Okunma Sayısı: 3536
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı