"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm ülkeleri demokrat bir eğitim sistemine koşmalı

31 Aralık 2018, Pazartesi 00:20
İslam ülkeleri kendi gerçekliklerini yarınlarının hayalleriyle bütünleştirmek zorundadır. Hayallerini geçişin önüne taşımak zorundadır. İslâm ülkeleri müreffeh bir toplum, çağdaş vizyoner lokomotif nesiller ve bilimsel, demokratik bir eğitim sistemi hayaline koşmak zorundadır.

DİZİ- 2: DESAM RAPORU

İSLÂM ÜLKELERİ İŞBİRLİĞİ YAPMALI

Bugün bütün dünyada ve özellikle Afrika’da İslâm yoksulların ve eğitimsizlerin dini olarak görülmektedir. Ekonomik engeller bir tarafa İslamofobi dolayısıyla Müslüman öğrenciler Batı ülkelerine gitmek ve oralarda barınmak konusunda gittikçe zorlanmaktadırlar. Bu çerçevede Türkiye ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Galatasaray, İTÜ, KOÇ, SABANCI gibi üniversitelerini Oxford, Harvard, Sorbonne üniversiteleri gibi dünya çapında ün yapmış klasmana derhal taşımalıdır.

Bu üniversitelerini bütün İslâm dünyasına açıklık politikasıyla sunarak İngilizce ve Fransızca gibi Türkçe’nin de İslâm dünyasına yayılmasını, tanınmasını ve kendini kabul ettirmesini sağlayacaktır. Türkiye’nin bu yolla elde edeceği ekonomik, sosyal ve kültürel nüfuz ve zenginliği vurgulamak istiyorum. 

Ayrıca Türkiye stratejik olarak en ileri seviyede Yüksek İslâm ve Kur’ân-ı Kerîm Üniversiteleri, Kız Okulları kurarak Müslüman gençliğe İslâm’ın çağa uygun perspektif ve erdemlerine ulaşma imkânı da sağlamalıdır. Türkiye dijital çağın gereği olarak dünyanın en mahrum bölgelerindeki insanlar için dahi internet üzerinden eğitim yollarının oluşturulmasını da sağlayabilir. Türkiye bu vizyonuyla bütün insanlıkça teşvik edilmeyi hak eden bir motivasyon kaynağı da yakalayacaktır.

İslâm ülkeleri arasında işbirliğini geliştirme amaçlı yapılan toplantılar ah vah etme ve durum tesbiti yapma temalı değil eğitim, bilimsel araştırma ve gelişim, değişim alanlarında neler yapılması gerektiği, herkesin birbirinin avantajından ve tecrübesinden faydalanmak suretiyle örnek alabileceği projeleri paylaşmak üzere olmalıdır.

KIŞ UYKUSUNDAN UYANMAK

Bu çerçevede Türkiye bir tavır belirlemelidir. Bugüne kadar kim ne yaptı? Nerelerde hata yapıldı? Türkiye bunların muhasebesini yapmak zorundadır. Türkiye, İslâm dünyasını bilimde, sanat ve kültürde yakaladığı eski ihtişamlı günleriyle övünmek ve teselli bulmaktan ve müzmin kış uykusundan uyandırmalıdır.  

İslâm dünyası Batı karşısında kaçırdığı treni ve geri kalmışlığını, ordusunu modernize ederek telâfi etmeye çalışmaktadır. Bu Osmanlı Devleti’nin de düştüğü büyük bir hatadır. Batı reform ve Rönesans hareketleriyle, sanayi devrimleriyle, bilgi toplumuyla, dijital uygarlıkla ilerlerken biz dogmatik ve şekilci din eğitimi ile ordunun modernizasyonu ve yüksek savunma harcamalarıyla oyalanıp tarım toplumu olmaktan dahi tam olarak çıkamadık. 

Uzun bir geçmişte olduğu gibi bugünde küreselleşen dünya genelinde ve Birleşmiş Milletler zemininde dahi kuvvetli olanın haklı olduğu bir dönemde bulunuyoruz. Bugün Birleşmiş Milletlerin beşli daimî temsilcileri eğitim, bilim ve teknoloji sayesinde dünyanın en güçlü ülkeleridir ve mesuliyetsiz bir veto hakkına bu güç sayesinde sahiptirler. Güçlü ve zengin olmanın da yolu güçlü ve çağa uygun bir eğitim sisteminden geçiyor.

Bugün bazı İslâm ülkeleri sahip oldukları tabiî kaynaklardan ötürü zengin olabilirler. Fakat bu kalıcı ve proaktif/inovatif bir zenginlik değildir. Bir ülkenin güçlü, zengin ve kalkınmışlık düzeyi eğitimli ve nitelikli nüfusuyla ilişkilidir. O yüzden İslâm ülkeleri eğitimli gençlerle ancak bu girdaptan çıkmayı ve ortaçağdan kurtulmayı başarabilir. İslâm ülkelerinin arasındaki ciddî işbirliği ve gönül birliği de böylesi vizyonel eğitimli gençlerle olacaktır.

İslâm ülkelerinde ciddî bir istihdam sorunu bulunmaktadır. Bunun için nitelikli insan, üretim yapacak insan yetiştirmek gerekmektedir. 

İslâm ülkelerinin okuryazarlık oranını yükseltmek yetmez bilgisayar bilişim okuryazarı olmaları gerekir. İslâm dünyasının eğitim sistemleri demokratik olmalıdır. Dogmatik, baskıcı ve ideolojik eğitim sistemleri de İslâm dünyasının geri kalmasının sebeplerinden birisidir. 

DEMOKRAT OLMAK

Batı tarzı bir demokrasiyi ve demokratik eğitim sistemini benimsemek zorunda değiliz, fakat İslâm dininin meşveret sistemi de bize demokrat olmayı önermektedir. Hesap verilebilirliğin, şeffaflığın, eşitlikçi ve adil bir toplumsal sistemin temeli demokratik eğitim sistemleriyle atılabilir.

Geçmişteki bazı olaylar ve kötü hatıraların bugün bile aramızdaki güven, dostluk ve dayanışmayı zedelemesine izin vermemeliyiz. Osmanlının yüzyıllar boyunca Arapları sömürdüğü yahut Birinci Dünya Harbi’nde Arapların Türkleri arkadan vurduğu gibi tartışmalarla zaman geçirmek yerine ekonomik ve siyasî ittifaklar nasıl oluşturabiliriz? Bunlara yoğunlaşmak gerekiyor. Bakın Birinci Dünya Harbi’nde Avrupa ülkelerince işgal edilen Türkiye bugün Avrupa Birliği üyesi olmak istiyor. Dünya tarihindeki en büyük düşmanlık ve savaşların merkezindeki Almanya, Fransa bugün Avrupa Birliği çatısı altında beraber yaşıyor. Bu sebeple inancımızın gereği olarak da birbirimizi sevmek, geçmişteki olumsuzlukları unutmak ve samimiyetle kucaklaşmak zorunda olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. 

İslâm ülkeleri kendi gerçekliklerini yarınlarının hayalleriyle bütünleştirmek zorundadır. Hayallerini geçişin önüne taşımak zorundadır. İslâm ülkeleri müreffeh bir toplum, çağdaş vizyoner lokomotif nesiller ve bilimsel, demokratik bir eğitim sistemi hayaline koşmak zorundadır. Dünya barışının, bilimin, üretimin ve gelişmenin ilerlemesine katkı sağlayan bir İslâm dünyası hayal etmek gerekiyor.

Bu anlamda İslâm ülkelerine düşen görev Batı ülkelerindeki tecrübeler başta olmak üzere dünyanın her köşesinde tecrübe ettikleri bütün birikimlerini, hiçbirini dışlamadan, bütün  dünyanın deneyimlemelerinden faydalanarak İslâm kültür ve medeniyetinin inşasına başlamaktır. 

Bu itibarla Türkiye’nin Batı dünyası içerisinde edinmiş olduğu bilgi, tecrübe ve birikim, Avrupa Birliği yolundaki deneyimleri, kat etmiş olduğu mesafe bu anlamda İslâm dünyası için çok büyük bir şans. Çünkü bir şeyi tanımadan, içerisinde olmadan o birikimi almanız, kullanmanız ve başkalarına aktarmanız mümkün değil. 

Kendi kültür değerlerine sahip, hem ülkesinde hem de dünyada barış ve esenlik unsuru olan, dünyadaki dengelerin eşitlik ve adalet temelinde tesisine katkı sağlayan güçlü bir İslâm dünyasını hedeflememiz gerekiyor.

Okunma Sayısı: 1820
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı