"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kabirleri de komşu olan Cennet Komşuları

28 Mayıs 2018, Pazartesi
Dizi Yazısı: A. Pınar Deniz - İstanbullu Sahabeler - 6

Dizinin bu son bölümünde isimleri yer alan sahabe-i kiram Cennet komşuları olduğu gibi birbirlerine de dünyada komşular.

HZ. ÂMİR (ra) 

Hz. Amir (ra) Eğrikapı surunun dibinden Eyüp Sultan’a inen yolun sağındaki açık bir türbede medfundur. İlk kuşatma sırasında şehit olduğu rivayet edilir.

Eski fotoğraflarda, bir zamanlar kabrin etrafının demir parmaklıkla çevrili olduğu, türbenin etrafında ağaçlar bulunduğu, kabir şahidesinin de kırık olduğu, sandukasının ise kaybolduğu anlaşılmaktadır. 1994’ten sonra İBB tarafından tadilat sırasında demir parmaklıklar kaldırılmış, şahide onarılmıştır.

HZ. HÂFİR (ra)

Ebu Eyyüb el-Ensarî (ra) Hazretleri’nin Hz. Hafir’in (ra) dayısı olduğu rivayet edilmekte. Dayısıyla birlikte katıldığı kuşatmada şehit olduğu belirtilmektedir. Eğrikapı girişinin hemen solunda, sura bitişik vaziyette ve yüksek bir set üzerindedir. Hz. Amir’in (ra) çok yakınındadır. Birbirlerine komşudurlar.  Bu kapıya eğri denilmesinin sebebi, kapıdan içeri girmeden önce yolun keskince bir dirsek yapmasıdır. Bu durum, Hz. Hafir’in (ra) Türbesi’nin burada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bazı kayıtlara göre daha önce bilinmeyen bu kabir, Sultan I. Mahmut döneminde (1730-1754) Darüssaade Ağası Beşir Ağa tarafından keşfedilmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda dayısından yaklaşık 400 yıl sonra keşfedilmiş olmaktadır. Son 20 yıl içinde tamir gördüğü anlaşılan türbe, 1983’ten sonra önemli değişikliklere uğramış.

HZ. ABDULLAH EL HUDRİ (ra)

Hz. Abdullah el Hudrî’nin (ra) Türbesi Fatih ilçesinde önceki ismi Atik Mustafa Paşa Mahallesi olan Karabaş Mahallesi’nde Kandilli Türbe Sokağı üzerindedir. 

Kayıtlara göre Sultan II. Mahmut’un kızı Saliha Sultan’ın düğünlerine dâvet edilen Halveti Tarikatı’nın Şabaniye şubesi şehylerinden Abdullah el Hudrî Türbedarı Ahmet Efendi’nin bulunduğu katılımcılar listesinde kaydedilmektedir. Buna göre, adı geçen yapının bir türbe-tekke statüsünde olduğu anlaşılmaktadır.

Türbenin içinde iki tane selvi ağacı, kabirde kitabesiz süslemeli şahide ve ayaktaşı bulunmaktadır. İBB tarafından 1994’ten sonra tamir ettirilen türbe, bazı değişikliklere uğramıştır.

HZ. ŞU’BE (ra)

İsmi karıştırılarak ŞA’BE şeklinde bilinse de, asıl ismi Şu’be’dir (ra). Kaynakların verdiği bilgiye göre, Müslümanlar uzun kuşatmalar sırasında Bizans kralıyla anlaşarak şehirde gezme izni almış. Bu izne dayanarak İstanbul’un içlerine girmişler. Ayasofya’da namaz kılmış, fakat geri dönerken bir grup Bizanslı verilen söze aykırı davranarak Müslümanlara saldırmış. Çarpışmada bazı Müslümanlar şehit edilmiş. Kaynaklarda Hz. Şu’be’nin de (ra) bu saldırılar sırasında şehit edilmiş olabileceği belirtilmektedir.

Kabir son 20 yıl içinde değişikliklere uğramış. Bölgenin en güzel yeşillik ve ağaçlığına sahip olan türbe, günümüzde bu durumundan hiçbir iz taşımıyor. Karşılaştırılan fotoğraflarda görüldüğü üzere, yaklaşık 200 yıllık ağaçlar sözde restorasyon kapsamında son 3 yıl içinde katledilmiş.

HZ. EBÜ’D DERDA (ra)

Asıl adı Uveymir bin Zeyd bin Kays olan sahabi, künyesi olan Ebü’d Derda (ra) ile tanınmıştır. Bir hadis-i şerifte “Ebü’d Derda ümmetimin hakimidir” iltifatına mazhar olmuştur. 

Ensar’dan İslâm’ı en son kabul eden kişi olduğu söylenir. Hazrec Kabilesi’ne mensuptur. Ebü’d Derda (ra) Hazretleri geç Müslüman olmasına rağmen, kısa zamanda Ashab-ı Kiram’ın güzide, fakih ve hakim şahsiyetlerinden olarak anılanların arasında yer aldı.

Müslüman olmadan önce ticaretle uğraşıyordu. Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber (asm) ile bir arada olabilmek ve ibadet edebilmek için ticareti bıraktı. 

Müslümanların Şam’daki ilk kadısıdır. Kur’ân’ı ezberleyen ilk 4 kişiden biridir. 

Hanımı Ümmü’d Derda (ra), Hayre binti Hadret kadın sahabelerin meşhurlarındandır. Pek çok hadis-i şerif rivayet etmiştir. Hanımı Ümmü’d Derda’ya (ra)  eşinin en çok hangi ibadetle meşgul olduğu sorulunca, “tefekkürle” diye cevap vermiştir.

Türbe; bu güzide sahabe için 2 tane İstanbul’da, 1 tane de Konya Ereğlisi’nde makam tesis edilmiştir. Bunlardan biri İstanbul’un Eyüp ilçesindedir. Zal Mahmut Paşa Caddesi üzerinde Zal Mahmut Paşa Camii ile Cezeri Kasımpaşa Camii arasındadır. Karşısında Evrenos Baba Haziresi, arka tarafında ise Şah Sultan Türbesi bulunmaktadır. Türbenin içinde, türbedarın da kabri bulunmaktadır.

-SON-

Etiketler: istanbul, sahabe
Okunma Sayısı: 3686
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı