"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Ne ganeli kazıyorsun?”

23 Nisan 2018, Pazartesi
Bir sevdadır GAP - 2

Çumralı Kurukafa Mehmet Ağa 203 km. ötedeki Beyşehir gölü’nden su getirmek için kanal kazmaktadır. Başlıktaki soruyu soran da günün Konya Valisi sonrasının Sadrazamı Avlonyalı Ferit Paşa’dır.

1936 senesinde Keban mevkiinde, Fırat nehri üzerinde rasat istasyonu kurmaya gidenlerden tutun da, Hanok Tünelinden su çıkarıp, su yolundaki 40 hanelik köye 75 kilometreden “Su götürelim, bu ıztırabı dindirelim” diye çırpınan arkadaşlarımızı minnetle anıyorum. Güneydoğu Anadolu Projesi bir büyük içme suyu projesiyle başlar. Çünkü, Kur’ân-ı Kerîm’de Enbiya Sûresinin 30. âyeti “Hayat olan herşeyi sudan yarattım” der. Susuz bir hayat düşünülemez. Öyle ise, evvelâ insanasu lâzımdır. İnsanın günlük hayatı susuz olmaz. Ve “Yaşayan herşeyi sudan yarattım” dendiğine göre, yaşayan herşeyin suya ihtiyacı vardır. Çok iyi hatırlıyorum. Bu büyük ovalarda henüz yol, iz yok iken, hizmet gördüğümüz yıllarda, “Acaba ne yaparız da bu ıztırabı bir an evvel ortadan kaldırırız” diye düşünmüşüzdür. Çünkü bu ıztırabın devamı, bana göre, bizi devlet olarak, Türkiye Cumhuriyeti olarak fevkalâde büyük bir sorumluluğun içinde tutmaktadır. Siyasetçi, insanların iyiliğini düşünmek için vardır ve siyaset sanatı da insanların iyiliğini düşünme sanatıdır. Siyasetçinin önüne ıztırapları halk koyar, ıztırapların çaresini mühendis koyar, teknokrat koyar ve siyasetçi onları kendisine verilen kaynaklarla icra eder.

VİCDAN BORCU

Güneydoğu Anadolu’da Nusaybin’den başlayarak, Karaözü dağ eteklerinden ta Araban’a, Yavuzeli’ne, Oğuzeli’ne, Barak Ovası’na kadar bütün ovalarda dört bine yakın köyde içecek bir damla su yoktu. Bu köylerin hepsine evvelâ su getirilmiştir. Burada hizmeti geçenlere “Su gibi aziz olun” demek, benim için bir vicdan borcudur. Şimdi, sanıyorum ki, bu hizmet Güneydoğu Anadolu projesi kadar önemlidir. Herşeyi insan için yapacaksınız. En başta, en çok ihtiyacı olan şeyi yapacaksınız. Her halde suyu, içecek suyu lüks saymak ve suyu insanın ihtiyaç listesinin ortasına veya sonuna koymak gibi bir gaf yapılamaz. Yapılamamıştır da. Güneydoğu A- nadolu Projesi, Dicle ve Fırat nehirlerinden su ve toprak kaynaklarını geliştirerek, buradan milletimizin, bölge halkının, bütün vatandaşlarımızın refah ve saadetini sağlayacak; onlara mutluluk, zenginlik, iş ve maişet sağ- layacak ve böylece bu ülkenin çocuklarını kendi ülkelerinde hayatın çilesi altında ezilmekten kurtaracak, hayata çile çekmek için gelmiş insanlar olmaktan çıkıp, mutlu insanlar haline getirecek ve Cenâb-ı Allah’a bu ülkenin çocukları olmaktan ve verdiği ni- metlerden dolayı şükran duygularıyla içini dolduracak bir büyük proje olarak ortadadır. Güneydoğu Anadolu Projesi, Dicle ve Fırat’ın kaynaklarını bu maksada, bu hedefe hizmet için geliştirme projesidir. Proje sadece geliştirmeden ibaret değildir. Bu maksadın sağlanmış olması şarttır. 

Güneydoğu Anadolu Projesi dolayısıyla girişmiş bulunduğumuz, Türkiye Cumhuriyetinin girişmiş bulunduğu su ve toprak kaynaklarını geliştirme hadisesinin biraz gerisine bakalım. Tabiî, biraz gerisine biraz bakalım dediğimiz zaman, söz Osmanlıya gelir. Sonra Cumhuriyete gelir. Sonra bugünlere gelir. Benim söyleyeceğim şeyler, devirleri kötüleme maksadına matuf değildir. Böyle bir gayem yok. Hiçbir zaman da olmamıştır. Ben sadece tesbitler yapmak istiyorum.

“NE GANELİ KAZIYORSUN?”

Gerilerde, Osmanlı imparatorluğu parçalanmadan önce, Türkiye’nin derelerinden, ırmaklarından, pınarlarından, göllerinden faydalanma bakımından dişe dokunur bir tek projemiz var: Beyşehir Gölü’nden Konya Ovası’nın sulanması projesi. Bu da, Berlin-Bağdat Demiryolu’nun yapılmasıyla, ona bir ek olarak ortaya çıkmıştır. Bunun hikâyesinde bugünlere gelişin özü yatar. Beyşehir Gölü’nden Çumra 203 kilometredir. Kışın, ilkbaharda Beyşehir Gölü’nün suları taşar; kendisine bir yol bulur, gelir. Suğla bataklığını yapar, Suğla bataklığından çıkar, Mavi Boğaz diye fevkalâde güzel bir boğazın içine girer. Çarşamba Deresi diye bir dereyle birleşir. Sonra gelir, bu derenin ucunda Apakköyü diye bir köyün yakınından Çumra Ovası’na, Konya Ovası’na dökülür. Orada bataklıklar meydana getirir. Köylüler bu suyu kapışırlar. Bir adam eline kazma almış, Çumra’da birşeyler kazıyor. O günün şartları içinde köylü giyimine uymayan, kim olduğu belli olmayan bir zat gelip soruyor:

”Sen ne yapıyorsun?”

“Ganel kazıyorum.”

“Ne ganeli kazıyorsun?”

“İşte, su getirecem.”

“Nereden?”

“Beyşehir Gölünden.”

“Beyşehir Gölü buraya ne kadar, bildiğin var mı?”

“Bilmiyorum, ama bu su buraya kadar geldiğine göre, ben de ona kadar gidecem.”

“İyi, anladık, ama arkadaş, bu işe senin ömrün yeter mi?”

“Bu işe benim ömrüm yetmez, ama şurada bak, benim 7 yaşında oğlum var. Onunki yeter. Belki onunki de yetmezse, ondan sonra geleninki yeter. Birisininki yetecek buna. Birisinin ömrü yetecek.”

Kanal kazmaya çalışan bu zat Kurukafa Mehmet Ağadır. Onunla konuşan zat da günün Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa’dır. Avlonyalı Ferit Paşa daha sonra 1903’de sadrazam olmuştur. Haydarpaşa-Bağdat Demiryolu Eskişehir’e kadar yapılmış. Eskişehir’den ileriye geçecek. Almanlar bunu yapmak istiyorlar. Almanlar tarafından bu demiryolunun yapılmasına bir şartla razı oluruz. O da, Kurukafa Mehmet Ağanın kafasındaki kanalı yapmak suretiyle. Almanlar bunu yapmışlardır. 1913’lerde hizmete girmiştir. Aşağı yukarı 73 senedir hizmettedir. 

Sonra, Cumhuriyet döneminde tamirler görmüştür. Hâlâ çok güzel bir mühendislik eseridir. Planlama bakımından öyledir, inşaat bakımından öyledir. Mühendislik tekniği bakımından öyledir. Hâlâ güzel bir eserdir.

Etiketler: GAP
Okunma Sayısı: 3870
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı