"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Resulullah'ın (asm) Huzurunda Hatim Duası

16 Ocak 2024, Salı 13:34
Türkiye’de iken, daha önce okunan hatimlerin ve Yasin-i Şeriflerin ve getirilen salavatların sevabını başta Resûlullah (asm) olmak üzere bütün peygamberlerin, evliyanın, şühedanın, mü’min ve mü’minelerin, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin ve ahirete göçmüş Nur Talebelerinin ruhlarına bağışlamak üzere Yeşil Kubbe karşısında duasını yaparak, Resulullah’a hediye ettik.

GEZİ: BİR UMRE ZİYARETİNDEN NOTLAR - 1
SAİD YETİM - CEMİLE HİLAL YETİM

MEDİNE ZİYARETLERİ

Eyvan Turizm’in organizesiyle kafile başkanımız İsmail Zorlu Hocamızın yönetiminde 9 Aralık saat 18.00’da GAP Havalimanından Medine havalimanına gitmek üzere hareket ettik. Yatsı namazımızı gece geç saatlerde Mescid-i Nebevi’de kılıp otelimize yerleştik.

Ertesi gün sabah namazını Mescid-i Nebevi’de eda edip kahvaltı sonrasında Uhud Dağına doğru yola çıktık. Uhud Savaşı, İslam tarihinde yapılmış 4 önemli savaştan bir tanesidir. Diğerleri ise Bedir, Hendek ve Mekke’nin Fethidir. Uhud savaşının sebebi, müşriklerin Bedir’deki yenilgilerinin intikamını almak istemeleridir. Müşrikler büyük bir ordu hazırlayıp Medine’ye doğru yola çıkarlar. Bunu haber alan Müslümanlar Peygamberimizin (asm) etrafında toplanıp durumu değerlendirirler. Peygamberimiz (asm) düşmanı şehrin içerisinde karşılamaktan yanadır. Fakat genç sahabeler, düşmanı şehrin dışında karşılamak istiyorlardı. Resulullah (asm) yapılan istişare neticesinde çoğunluğun görüşüne uyar ve düşmanı dışarıda karşılamak üzere zırhını giyer, kılıcını kuşanır ve kendini savaşa hazırlar. Ancak bazı sahabeler son anda Hz. Resulullah’ın düşmanı içeride karşılama fikrinin daha isabetli olduğunu düşünerek Peygamber Efendimizin yanına geldiler ve “Ey Allah’ın Resulü biz kendi görüşümüzden vazgeçtik düşmanı şehrin içinde karşılamak daha doğru olur.” dediler. Resulullah (asm) “Bir Peygamber, zırhını giyip kılıcını kuşandıktan sonra asla vazgeçmez!” diye cevap verir. Böylece istişarenin gereği olarak 000 kişilik orduyla Uhud dağına doğru yola çıkar. Fakat yolda 300 münafık Müslümanların cesaretini kırmak için geri döner. Artık 3000 kişilik düşman ordusuna karşılık 700 kişi kalmışlardır. Resulullah yüksek askeri dehasıyla ordunun sırtını dağa verir ve düşmanın gelebileceği hâkim bir noktaya 50 kişilik bir okçu birliğini de yerleştirir. Ne pahasına olursa olsun, o noktadan ayrılmamaları gerektiğini emreder. Böylece savaş başlar.

Düşman orduları tam mağlup olmak üzereyken tepedeki okçuların çoğu yerlerini terk eder. Düşman ordusunun komutanı olan Halid bin Velid tepeyi boş görünce arkadan dolanarak hücuma geçer ve Müslümanlar kısmen mağlup eder. Bu mağlubiyetin sebebi Müslümanların Peygamber Efendimizin emrini dikkate almamış olmalarıdır. Mü’minler neden müşriklere karşı mağlup olmuştur? sorusuna diğer İslam tarihçilerinden farklı olarak Bediüzzaman Said Nursi şöyle bir yorum getirmiştir: Gerçekte o anki sahabeler, müşriklere karşı değil, istikbaldeki sahabelere karşı mağlup olmuşlardır.

UHUD DAĞI

Kafile olarak bu duygu ve düşüncelerle Okçular Tepesini, Uhud dağını ve başta Hz. Hamza’nın mezarı olmak üzere diğer Uhud şehitlerinin de mezarlarını ziyaret edip dua yaparak Kıbleteyn Camiine gitmek üzere oradan ayrıldık.

Camiye varıp iki rekât tahiyyat-ül mescid namazı kıldık. Burada kıblemizin Mescid-i Aksa’dan Mescid-i Harama yani Kâbe’ye dönmesi emri vahiyle bildirilmiştir. Bu nedenle bu camiye kıbleteyn (iki kıbleli cami) denilmiştir. Oradan sonra İslam’ın ilk mescidi olan Kuba Mescidine gidip, namaz kılıp dualar ettikten sonra öğlen namazımızı Mescid-i Nebevi’de kılmak üzere geri döndük.

Ertesi gün Hz. Muhammed’in (asm) “Her kim benim kabrim ile minberim arasında iki rekât namaz kılarsa cennet bahçelerinden birinde namaz kılmış gibidir.” müjdesine uyarak kafile ile Yeşil Kubbe’ye gittik ve Ravza-i Mutahhara’yı ziyaret etmek için sıraya girdik. Sıramız akşam namazına denk geldiğinden iki rekât nafile namazla beraber akşam namazını da aynı mekânda kılıp tesbihatımızı yaptıktan sonra Peygamber Efendimiz ve ilk iki Halife olan Hz. Ebubekir (ra) ile Hz. Ömer’in (ra) kabr-i şeriflerini selamlayarak oradan ayrıldık.

Yatsı namazından sonra Hz.Osman’ın (ra) ve Hz. Peygamber Efendimizin hanımlarının defnedildiği yer olan Cennet-ül Baki’yi ziyaret ettik ve dualar edip otelimize döndük.

RESULULLAH’IN (asm) HUZURUNDA HATİM DUASI

Türkiye’de iken, daha önce okunan hatimlerin ve Yasin-i Şeriflerin ve getirilen salavatların sevabını başta Resulullah (asm) olmak üzere bütün Peygamberlerin, evliyanın, şühedanın, mü’min ve mü’minelerin, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin ve ahirete göçmüş Nur Talebelerinin ruhlarına bağışlamak üzere Yeşil Kubbe karşısında duasını yaparak Resulullah’a hediye ettik.

SİRET-İ NEBİ MÜZESİNİ ZİYARET

Mescid-i Nebevi’nin kıble tarafında Yeşil Kubbe’nin güneybatısında Mescid-i Nebevi’nin tarihçesini gösteren müzeyi ve yine aynı yerde bulunan Siret-i Nebi Müzesini ziyaret ettik. Orada Türkçe rehberlik yapan aslen Adıyamanlı Medine’de doğmuş büyümüş İslam Üniversitesi hukuk bölümünden mezun, şu anda aynı üniversitede doktora yapan Selman Çalışkan adında bir genç ile tanıştık. Bilet gişesindeki elemanla görüşüp bizi kendi misafiri olarak müzeye aldı.

Müzenin özelliği dijital görsellerle ve slâytlarla kâinatın yaratılışından Hz. Âdem’in peygamberliğine kadar geçen zamanı daha sonra Hz. Muhammed’e kadar Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen diğer tüm peygamberleri ve Hz. Muhammed’in hayatını Kur’an ve sahih hadislere dayanarak detaylıca anlatılmasıydı. Müzenin içinde bir Siyer-i Nebi Kütüphanesi de mevcuttu. Bizde ayrılırken ona Risale-i Nurdan ve Bediüzzaman’dan bahsettik ve 23. Söz ile Haşir Risalesi’ni hediye ettik.

—DEVAMI YARIN—

Okunma Sayısı: 2319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı