"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahs-ı manevî olarak çok büyük zaferlere imza attık

30 Ekim 2018, Salı 00:45
İttihad gazetesinin ve bu cemaatin, en büyük zaferlerinden biri Anayasa Nizamını Koruma Kanun tasarısının geri çekilmesi; biri de Risale-i Nur'a getirilen bandrol engeli ile devlet tekeline karşı verdiğimiz mücadele ile kaldırmamızdır.

NUREDDİN TOKDEMİR’İN HİZMET HATIRALARI (7)

***

Bakın Üstad Eski Said'de ne diyor: “Ey paşalar, zabitler! Bütün kuvvetimle derim ki; gazetelerde neşrettiğim umum makalâtımdaki umum hakaikte nihayet derecede musırrım!” Biliyorsunuz 99 yılında “Sözümün arkasındayım” ifadesini de Kutlular Ağabey bizim literatürümüze soktu. Üstadımızın kendisi Üçüncü Said döneminde Eski Said için “Maşaallah Eski Said’de hiçbir yanlış göremiyorum” ifadelerini kendisi kullanıyor. Emirdağ 2’de Üstad Hazretleri diyor ki; “Benimle kim içtimaî meselelerde musahebe etmek istiyorsa ben onlara Hutbe-i Şamiye ve zeyillerini tevkil ediyorum.” Açın derya gibi, okuyun.

İttihad ve Yeni Asya'nın kuruluşu

70’ler tehlikeli yıllar. Gerilimlerin, kutuplaşmaların en çok arttığı yıllar. 1970’te bir dalga daha geldi. Ummadığınız yerlerden, dost dediğiniz çevrelerden dalga geliyor. O dalga da o zaman bütün Nur Talebelerinin bizzat satın aldığı, memleketlerinde büyük revaç içinde bulması için çalıştıkları “Bugün Gazetesi”. 100 binin üzerinde tiraj yapıyordu. Ama bir gün baktık ki Bediüzzaman yerle bir ediliyor. Ona karşılık Zübeyir Ağabey boş durmadı, gereken tedbirleri aldı. 20 bine düştü tirajı, 20 bine! O zaman bendeniz Necmettin Şahiner’le Bursa ve Bandırma’ya gönderildik. 

Bir gün Zübeyir Ağabey Cağaloğlu’nda, o zaman Babıali basının merkezi, demiş ki; “Keşke şurada iki odamız olsa da içinde de iki top kâğıt koysak.” Babıalî’de bir büro açmak istiyor. Orada basım faaliyetleri, gelen giden o merkezde bulunsun, Allah nasip ediyor. İttihad gazetesi 24 Ekim 1967'de dünya evine giriyor.

O dönemde benim bizzat yaşadığım üç dört tane önemli olay var. Basının önemi burada çok açık görülmektedir, bunlardan bir tanesi; 

Anayasa Nizamını Koruma Tasarısı. 60 ihtilalinin getirdiği bir ürün bu. Süleyman Demirel 65’te iktidar olunca birden kucağında Anayasa Nizamını Koruma Tasarısını buldu. O zaman beyanat verilip “ne olursa olsun bu çıkacak” dendi. Bakın işte cemaat olmanın faydası, bir gazete sahibi olmanın faydası bu. O zaman İttihad haftalık çıkıyordu. Öyle bir yumruk indirdi, öyle manşetler attı ki, o zaman da cemaatte tam bir tesanüd var. Ben hatırlıyorum iki veya üç defa üniversite Nur Talebeleri olarak biz Ankara’ya gittik. Grup odasında, grup toplantısına gittik. O zaman Hasan Dinçer Adalet Bakanıydı. “Ne pahasına olursa olsun bu çıkacak” diyordu. Allah rahmet eylesin, Bekir Berk buna bir hukuk dersi verdi, kulaklarının arkasının kıpkırmızı olduğunu gördüm. Anadolu bu tasarı için ayağa kalktı. Mevlid okumak bile artık o zorlama kalıbın içine giriyor.

Müthiş bir hücum, gazete bir taraftan, sonra iki üç defa Ankara’ya gitmemiz, arkasından Mehmet Kutlular Ağabeyin kendi anlatımıyla “Başbakan Bekir Beyin ofisini arıyor ve yarın filan yerde Bekir beyi bekliyorum” diyor. Ve “Bekir Bey bu işten siz galip çıktınız, peki şimdi ne yapacağız” diyor. Bekir Bey de diyor ki “Bu kanun daha tekemmül etmediği için bu işi alt komisyona çekin” diyor. Sonra ben Milli Eğitim Komisyonu Başkanı olunca bunun su komisyonu olduğunu anladım.

İttihad gazetesinin ve bu cemaatin, bu şahs-ı manevînin en büyük zaferlerinden biri bu tasarının geri çekilmesidir. Demek ki yeri geldiği zaman bu şahs-ı manevî vazifesini ifa etmekten asla geri durmaz.

Sonra bir de Hatice Babacan olayı çıktı. Ama nerede? İlahiyat fakültesinde. Oraya da destek verdik. Başörtüsü meselesi. 

Bandrol zaferi

Buradan bir bağlantı kurmak istersek; 3 Nisan 2014 tarihindeki bandrol engelini zannediyorum hiçbiriniz unutmamıştır, burada İttihad gazetesine karşılık Yeni Asya bence tarihî misyonunun en büyüklerinden birini yerine getirmiştir. O misyon şu ki; Kırmızı kitaplar devlet tekeline alınmıştır ve “bu iş bitmiştir” deniliyordu, ama Yeni Asya kabul etmedi, bu cemaatin şahs-ı manevîsiyle arkada dimdik durarak ciddi bir mücadele verdi. İlk zafer Anayasa Mahkemesi’nde çıktı. Sonra Danıştay’dan çıktı ve böylece devlet tekelinden kırmızı kitaplar alınmış oldu. Havaalanından gelirken baktım ki bizim Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı orada. Selam verdim ve kendimi takdim ettim. “Buyurun” dedi. Ben de “Bizim kitaplar ne oldu?” dedim. Orada bulmuşken hemen sorduk. Siyasetin bize vermiş olduğu bir pratiklik. “Bu iş ateşten gömlek, biz de üzerimizde bulduk” dedi. 

Efendim biz de zaten bunu söylüyoruz. Bu işin alt yapısı yok, bu iş zor. Üstad’a da zamanında sormuşlar: Resmî bir dairemiz var, sen ne hakla neşriyat-ı diniye yapıyorsun diye. Üstad “Hak ve hakikat inhisar altına alınmaz, hakikat-ı imaniye ve esasat-ı Kur’âniye nasıl inhisar altına alınabilir” diyor ve üç tane madde koyuyor. Resmî bir şekilde, ücret mukabilinde, dünya muamelâtı suretine konulamaz. Sen resmî olarak neşrediyorsan et, ama onu resmî hale getiremezsin. Nasıl devletin tekeline vereceksin? Bu kitap 190’ın üzerinde ülkede okunuyor. Bunca dile tercüme edilmiş. Artık uluslararası bir mekâna taşınmış bir eseri, Üstad’ın tabiriyle “okyanusu testinin içine” sığdırmaya çalışacaksınız. Bu mümkün değil. Onun için kardeşlerimiz bu konuda üzerlerine düşeni hakikaten fazlasıyla yapıyor. Yeni Asya Gazetesi de bu konuda ne kadar dik durabilecekse durdu ve işin arkasında istikameti de muhafaza ediyor. 

Verilen büyük mücadele sonucu 666 gün devam eden sükûnetli, ama ciddi bir çalışma sonucunda elhamdülillah kırmızı kitaplar bugün hürriyetine kavuştu. Soruyorum şimdi, Ankara'da Şubat'ta yaptığınız kitap fuarında, eğer devlet tekelinde kalmaya devam etseydi siz bu kitapların ilanâtını orada yapabilir miydiniz? Ve bu kitapların tekelleşmesine karşı İbrahim Özdabak'ın yaptığı karikatürleri de tebrik ve takdir ediyorum.

Nur Asayiş Komitesi

70'lerdeki ikinci önemli bir olay; 1968 öğrenci hareketi başladı, ayrılmalar, gerilimler, kutuplaşmalar had safhada iken bir bakıyorsunuz Risale-i Nur Talebeleri Asayiş Komitesi kurdu! Ve İstanbul valisi Vefa Poyraz'ı ziyarete gittiğimizde; "Allah Allah, Türkiye'de böyle bir gençlik de var mı?" dedi. Allah'a şükür öyle bir zaman diliminde dahi edebiyat fakültesinin en büyük amfisinde tabiat, tesadüf, eşyanın yaratılışı ve Allah hakkında konferans verdik.

Okunma Sayısı: 2079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı