"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sakin insanlar ülkesi

11 Mayıs 2015, Pazartesi 11:12
Türkiye hayli gergin. Bu gerginlik dolayısıyla oluşan tedirginlik herkesi içine almış durumda.

Mehmet Kara
[email protected]
@mkarankara

İnsanların birine karşı tahammül etme, hoşgörme, affetme gibi duyguları gittikçe azalıyor.

Türkiye uzun zamandır kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı konuşmalar dolayısıyla toplum adeta ikiye ayrılmış durumda. İnsanlar birbirlerine âdeta düşman gözüyle bakıyor. Kendisi gibi düşünmeyenler “hain” dahi ilân edilebiliyor. Gerginliği düşürmesi gereken siyasetçiler maalesef ülkeyi daha da geriyorlar.

Seçime çok az bir zaman kala yaşanan bu gerginlik insanların yüzüne yansıyor. İnsanların tahammül sınırları zorlanıyor. Türkiye’nin seçimlere bu hava ile gitmesi demokrasi şöleni olması gereken seçim meydanlarına yansımasından endişe ediliyor.

Eleştiriye tahammül azaldı. Tahammül azaldığında insanlar hata yapmaya daha meyyal olur. Oysa eleştiri hakaret ihtiva etmiyorsa, aslında o eleştirilen kimsenin hayrınadır, hata yapmasını engeller.

Cinnet hali geçirdiğimiz dahi söylenebilir. Özellikle hukukî alandaki gelişmeler insanları kaygılandırıyor. Adalete olan güven her geçen gün daha da azalıyor.

Nisan ayı içinde Türkiye’nin yoğun gündeminden ve gerginliklerinden bir nebze olsun kurtulduk, biraz olsun nefes aldık. Farklı bir gündemimiz oldu. 

Dünya ülkeleri ve özellikle Batılılar tarafından Morocco (Fransız dilinde Müslüman manasında kullanılıyor) ismiyle bilinen bizim ise Osmanlı’dan kalma bir alışkanlık olarak bir zamanlar Osmanlı toprağı olan Fes şehrine binaen Fas olarak isimlendirdiğimiz güzel ülke Fas’a 5 günlük bir seyahatimiz oldu.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın dâvetlisi olarak bir grup gazeteci ile birlikte gittiğimiz Fas’ta Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’ni izleme imkânı da bulduk. 15 ülkeden gelen yüzlerce çocuğun okuduğu Türküleri, kendi ülkelerine ait şarkıları dinledik, halkoyunlarını izledik.

KISACA FAS

Fas’ın Araplar tarafından bilinen ismi Mağrib’tir. O bölgedeki ülkelere bizim dilimizde Mağrib (Batı) ülkeleri denilir… İslâm coğrafyası olarak isimlendirebileceğimiz coğrafyanın en batı noktasındaki ülke Fas olduğundan, Mağrib deniliyor.

K. Afrika’da yaklaşık olarak 35 milyon nüfusa ve 447,000 kilometrekare yüzölçüme sahip bir ülke Fas... Başşehri Rabat ve en büyük şehri Kazablanka... Fas’ın, Atlantik Okyanusu’ndan, Cebelitarık Boğazını çevreleyip Akdeniz’de son bulan uzun bir sahil şeridi var. Doğudan Cezayir, Kuzeyden İspanya (boğaz boyunca bir denizden bir sınır ve Ceuta ile Melilla adlarında iki küçük özerk şehir), güneyden de Moritanya ve Batı Sahra ile komşu. Fas, Afrika’da bulunduğu halde Afrika Birliği’ne üye olmayan tek ülke. Bununla birlikte; Arap Ligi’nin, Arap Mağrip Birliği’nin, Frankofon yani Fransızca konuşan ülkeler topluluğunun, İslâm Konferansı Örgütü’nün, Akdeniz Diyaloğu grubunun ve G-77′nin üyesi.

FAS UMRECİLERİ TÜRKİYE’YE UĞRUYOR

Fas’a gitmek için Ankara’dan ya da başka bir ilimizden İstanbul’a gitmeniz gerekiyor. Fas’a Türk vatandaşları en az 3 ay geçerli bir pasaport ile vizesiz olarak seyahat edebiliyor. Yolculuk yaklaşık dört buçuk saat sürüyor ve uçaklar Başşehir Rabat’a değil de, en büyük şehir olan Kazablanka’ya iniyor. 

Fas’a giderken dikkatimizi çeken bir husus, uçakta Fas’dan Umre’ye giden insanların olmasıydı. Sebebini sorduğumuzda Umre programında Türkiye’nin olduğu ve İstanbul’daki camilerin gezilmesi için 2-3 gün ülkemizde kaldıklarını öğreniyoruz.

Uçaktan inip şehre girdiğimizde ağırlıklı olarak evlerin beyaz renkli olduğunu ve yüksek yapıların olmadığını gördük. İspanyolca’da “Beyaz Ev” anlamına gelen Kazablanka’nın evleri de zaten genellikle bembeyaz... 

İNSANLAR SAKİN… 

Yeşilliğin bol olduğu bir şehir. 4 milyondan fazla nüfusu olmasına rağmen korna sesleri ve camlardan başını uzatıp kavga eden insanlara pek rastlamadık. Trafik lambaları da pek olmamasına rağmen... Herkes birbirine saygılı. Şoförler geçmek için zorlamıyor öncelikle karşıdan gelene yol veriyor. 

İnsanların bu sakinliğini gördüğümüzde gerginler ülkesi Türkiye’den Fas’a giden bizleri çok şaşırttı! 

Bu ülkenin Arap Baharı’nı da kansız bitiren bir ülke olduğunu burada not etmemiz gerekiyor. Ülkeyi kral yönetiyor, ama başbakan ve bakanlar da var. Ülkenin en büyük partisi Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)… Partinin bir yetkilisi ile görüştüğümüzde (bir üniversitede öğretim üyesi, profesör) başta sempati duydukları Türkiye’deki AKP’ye şimdi aynı gözle bakmadıklarını (!) söyledi.

Bu yetkili ile uzun bir görüşmemiz oldu, ancak güzel geçen bir geziyi siyasete boğmamak için sadece bu kadarını yazmakla yetinelim.

DÜNYANIN 3. EN BÜYÜK CAMİSİ: II. HASSAN CAMİİ 

Otelimize yerleşir yerleşmez Atlas Okyanusu’na kıyı olan Kazablanka’da Okyanus’un kıyısına (okyanus doldurularak) inşa edilmiş, dünyanın en büyük camilerinden biri olan II. Hasan Camii’ni ziyaret ettik. Akşam namazını da bu camide kıldık. 

II. Hassan Camii, kuzeyde, limanın yanında, Kazablanka’nın sembol yapısı olarak yer alıyor. Cami, Fas’ın en büyük, dünyanın ise en büyük 3. camisi. Cami, şehir topraklarından Atlantik Okyanusu’na doğru uzanan burun üzerinde okyanusu selâmlarken; gökyüzü, deniz ve toprağın buluştuğu noktada manevî bir huzur veriyor. Kral II. Hassan’ın isteğiyle 1986 – 1993 yılları arasında inşa edilen caminin yapımında 35 bin işçi çalışmış. Cami, Fas mimarisinin en güzel ustalığı olarak karşımıza çıkıyor… Kompleks, 9 hektarlık bir alana yayılıyor, 210 metre ile dünyanın en uzun minaresine sahip. Ana ibadet salonu, 25 bin kişiye aynı anda ibadet imkânı sunuyor. Caminin avlusu içinde kitap okuma salonları, kütüphanelerinde bulunduğu bir külliye şeklinde düzenlenmiş.

Bu eşsiz yapının diğer özellikleri ise açılır kapanır bir çatıya sahip olması ve minaresinden yayılan lazer ışınları. Özel durumlarda çatısı açılabilmekte, gökyüzünden gelen güneş ışınları camiyi aydınlatıyor. Minareden yayılan iki lazer ışını ise Mekke’ye doğru yönelmekte, 30 km’lik bir uzaklığa erişiyor. Kompleksin alt katında ise şu an kullanımda olmayan bir Türk hamamı bulunuyor.

MARAKEŞ

Ertesi gün, Fas’ın Kazablanka ve Rabat’tan sonra en büyük üçüncü şehri olan Marakeş 4 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra ulaştık. Berberice “Tanrı’nın yeri” anlamına gelen mur(n)akush kelimesinden türeyen Marakeş aynı zamanda, bölgeye has tabiî kırmızı taşlardan inşa edilen birçok tarihi yapıyı içerisinde barındırması dolayısıyla “kırmızı şehir” olarak da biliniyor. Atlas Dağları’nın eteğinde yer alan Marakeş, Fas’ın en büyüleyici tabiat manzaralarını içerisinde barındıran bir şehir. Tarihî yapıları ve prestijli kültür san’at merkezleriyle ülkenin en çok turist alan bölgelerinden birisi Marakeş. Fas’ın hem otantik ve tarihî hem de modern ve gelişmiş yönlerinin keşfedilebileceği tarihî bir şehir. Şehir merkezindeki tarihî Medina bölgesi; yılan oynatıcıları, hikâyeciler, meddahlar, akrobatlar ve otantik çay evleri ile ziyaretçilerine Fas’ın eski masalsı atmosferini yaşatırken; labirent gibi sokakları, egzotik kültürü ve tarihî yapılarıyla ziyaretçilerini; büyüleyici bir eski zaman masalındaymış gibi hissettiriyor.

KOUTOUBİA CAMİİ’NDE CUMA NAMAZI

Cuma namazımızı 1147 yılında geleneksel Fas mimarisi stilinde kırmızı taşlar kullanılarak inşa edilen Koutoubia Camii’nde kıldık. 1199 yılında Mekke ile düzgün hizalanmadığı gerekçesi ile yıkılarak yeniden inşa edilmiş. Eskiden kitap pazarının kurulduğu alana yakın olması dolayısıyla Kitapçılar Camii olarak da bilinen yapının 69 metre uzunluğundaki minaresi, Marakeş’in her yanından kolayca görülüyor. 

Bu özelliğiyle yönünü kaybetmiş birçok turiste yardımcı olan Koutoubia Camii, 17 koridordan ve 112 kolondan oluşan binlerce Müslüman’ın aynı anda ibadet etmesine imkân tanıyan dev bir dini mekân.

Alışık olmadığımız durumu ise abdest almada yaşadık. Büyükçe bir havuz içinden kovalara doldurduğunuz suyla abdest alabiliyorsunuz. Cuma günleri üç ezan okunuyor. Namazlar ezandan 10-15 dakika sonra kılınıyor.

DİL VE KÜLTÜR FESTİVALİ

Gezimizin ikinci günü Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’nin yapılacağı Fas’ın başşehri Rabat’a gittik. Malûmunuz bu olimpiyatlar iki senedir Türkiye’de yapılamıyor. Türkiye’de salonlar kapatıldı, yabancı çocuklar Türkiye’ye giremiyorlar. Bu yüzden ABD, Afrika, Avrupa gibi kıt’alarda yapılabiliyor. Rabat’ın en büyük tiyatro salonunda yapılan programa Fas Kültür Bakanı Muhammed Emin Sbihi ve STK’lardan sorumlu Bakan Habip Şubani ile ABD’li dört senatörde katıldı. Program sırasında Cezayir’den kalabalık bir gazeteci yazar grubuyla karşılaştık. Aralarında yayın yönetmenleri de vardı. Faslı sunucunun sahneye çıkar çıkmaz salonu ayağa kaldırması dikkatimizden kaçmadı. Sonradan öğreniyoruz ki, Fas’ın şov yıldızıymış. Adı Raşid Allali. Allali’ye Türkiye’den san’atçı Ertuğrul Erkişi ile güzel Türkçesiyle Faslı bir öğrenci eşlik etti.  Akşam gala yemeği vardı. Massachusetts Eyaleti Parlamento Başkan Yardımcısı Pat Haddad’ın bir cümlesi dikkat çekiciydi: “İnanıyorumki festivaldeki çocukların mesajı geleceğimizi inşa edecek. Dünya çocuklarla daha güzel yer oluyor. Barış bu çocuklarla yapılacaktır…”

MENARA BAHÇELERİ

Marekeş de bulunan Menara Bahçeleri, 12. yüzyıldan bu yana Almohad Hanedanlığı üyelerince çalıştırılan bir çiftlik ve etrafındaki yemyeşil ormanlık bahçelerden oluşmaktadır. Atlas Dağları’nın eteğinde yer alan bu muhteşem güzellikteki bahçeler, Marakeş’te en çok ziyaret edilen yerleri. 30 bin zeytin ağacına ve tabiatın bütün yeşilliğini yansıtan, içi süs balıklarıyla dolu dev bir havuza sahip olan Menara Bahçeleri içerisinde; ziyaretçilerin faydalanabileceği bir tesis ve 1869 yılında sonradan inşa edilerek alana eklenen Mezdeh adında bir de piknik alanı yer alıyor.

MAJORELLE BAHÇELERİ

1924 yılında Marakeş, Fransız kolonilerinin hâkimiyeti altındayken Fransız san’atçı Jacques Majorelle tarafından inşa edilen Majorelle Bahçeleri, bugün şehrin en huzurlu ve popüler botanik bahçelerinden biri olma özelliğine sahiptir. Majorelle Bahçeleri içerisinde; mimarisiyle dikkatleri üzerine çeken ve prestijli san’at eserlerine ev sahipliği yapan İslâm Sanatları Müzesi yer alıyor. Egzotik bitki türlerinin yanı sıra sürdürüyor. Akşam saatlerinde tekrar Kazablanka’ya dönüyoruz. Ertesi gün de tarihî mekânları gezdikten sonra Türkiye’ye hareket ediyoruz. 

GERGİNLİKLERDEN UZAK 5 GÜN

Türkiye’deki gerginliklerden 5 gün boyunca kurtulmuşken, Türkiye’ye döndüğümüz andan itibaren kendimizi yine bu yorucu gündem içinde bulduk. Daha havaalanında yargıda yaşanan “gariplikler” bizi karşıladı. Yazının başlığını “Fas, sakin insanlar ülkesi” koymamızın sebebi son 10 yıldır yaşadığımız gerginliklerden, kutuplaşmadan, ayrışmadan, birbirini “hain” görmeden kurtulma isteğimizdendir. Dışarıdan hiç güzel görünmeyen bu durumdan Türkiye’nin bir an önce çıkması temennisiyle…

Son olarak 5 gün boyunca bizi sabırla gezdiren rehberimiz öğretmen Enes Çelik’e ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı yetkililerine teşekkür ediyoruz.

Okunma Sayısı: 2822
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı