"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tek İslâm eserindeki namaz

23 Nisan 2015, Perşembe
SSCB döneminde şehir müzesi olarak kullanılan Mavi Cami, bugün kütüphanesi ve medresesiyle ibadete açık olan tek İslâm eseri. Camiye dair tarihî bilgi ise şu: Erivan 14. yüzyılda maruz kaldığı Moğol istilâlarından itibaren 1828 Rus Çarlığı sınırlarına dahil olana dek bir çok kez Müslümanların egemenliği altına girdi. Mavi Cami’nin inşasının İran hükümdarı Nadir Şah döneminde başlayıp 18. yüzyılın ikinci yarısında Hüseyin Ali Han döneminde bitirildiği kaydediliyor.

Ekrem Özden

ekremozden
@yeniasya.com.tr

@EkremOzden86

1. Bölüm: İki Yakın Halk İki Uzak Ülke

Cumhuriyet meydanındaki Gomidas resimlerinin asılı olduğu tarihî binayı ve hükümet konaklarını temaşa ediyorum. Ermenistan devlet armasını ilk kez yakından görüyorum ve armanın üzerindeği Ağrı (Ararat) Dağı dikkatimi çekiyor. Meydandan yürüyerek yakın tarihte yapılan büyük St. Grigor Lusavoritich Kilisesi’ni dışından geziyoruz. Fotoğraflar çekiyoruz. Sonra düşüncelerle tekrar evlerimize dönüyoruz.

Ertesi sabah Vardan ile beraber direkt olarak Mavi (Gök) Camiye gidiyoruz. SSCB döneminde şehir müzesi olarak kullanılan Mavi Cami, bugün kütüphanesi ve medresesiyle ibadete açık olan tek İslâm eseri. 

Camiye dair tarihsel bilgi ise şu: Erivan 14. yüzyılda maruz kaldığı Moğol istilâlarından itibaren 1828 Rus Çarlığı sınırlarına dahil olana dek bir çok kez Müslümanların egemenliği altına girdi. Mavi Cami’nin inşasının İran hükümdarı Nadir Şah döneminde başlayıp 18. yüzyılın ikinci yarısında Hüseyin Ali Han döneminde bitirildiği kaydediliyor. 

Camiden çıktıktan sonra Vardan bana bir Ermeni kilisesinde “Pazar ayini” izlemek isteyip istemeyeceğimi soruyor. Hemen “isterim” diye cevaplıyorum. Camiden yürüyerek şehrin en ünlü kiliselerinden St. Surp Sarkis (Aziz Sarkis) Kilisesine gidiyoruz.

Kilisenin içine girdiğimizde ayin başlamıştı, Hz.İsa’nın ikonasının bulunduğu sunakın önünde bir rahip davudî sesiyle ayini yönetiyordu. Sahnede onun ayin yönetmesine yardım eden 6-7 genç daha vardı. Kilisenin içindeki balkonda da kadınlardan oluşan bir koro ilâhiler söylüyordu. Rahip de, korodaki kadınlar da adeta opera sanatçıları gibi bir ses tonuna sahiplerdi. Vardan’ın söylediğine göre, ilâhileri bu şekilde etkileyici söyleyebilmek için her ruhanî, ilâhiyat fakültesinde özel bir şan eğitimi alıyormuş. İşitsel ve görsel bir şölen tadında olan Pazar ayinini Vardan’ın duâ edip kuma mum dikmesiyle noktalayıp kiliseden ayrılıyoruz. Böylelikle hayatımda ilk kez Ermeni-Gregoryen bir Pazar ayini izlemiş oluyorum.

Buradan otobüse binip Madenetaran’a gidiyoruz. 17.000 farklı kitap ve el yazmasını muhafaza eden Madenetaran, dünyanın en eski elyazması koleksiyonlasrından birine ev sahipliği yapıyor. Ermenice alfabenin Mesrob Maşdots tarafından meydana getirildiği 5. yy’a dek uzanan bu zengin arşivde tarih, coğrafya, felsefe, tıp gibi pek çok alanda paha biçilmez el yazmaları bulunuyor. Madenetaran’ın girişinde ziyaretçileri Mesrob Maşdots’un ve Ermeni edebiyatının önemli isimlerinin devasa heykelleri karşılıyor.

Müzeden çıktıktan sonra daha tepeye, Mayr Hayasdan (Ermenistan Ana) heykelinin yanına gidiyoruz. 1967’de Stalin heykelinin yerine inşa edilen 50 m. yüksekliğindeki Ermenistan ana heykeli elinde taşıdığı kılıçla güçlü ve savaşçı kadını ulusun annesi olarak simgeleştiriyor. Kaidenin içinde askerî bir müze bulunuyor. Ermenistan’da müttefiklerin II. Dünya Savaşı zaferini kutlama günü olan ve aynı zamanda Karabağ Savaşı’nda ölenleri anma günü kabul edilen 9 Mayıs’ta, heykelin bulunduğu Hatanak Parkı’nda törenler düzenleniyor.

Buradan da Vardan’la birlikte, “Armenian Genocied Mouseum and Memorial”a yani “Ermeni Soykırımı Müzesi ve Anıtı”na gitmek için taksiye biniyoruz. 

Soykırım Anıtı İttihat ve Terakki Partisi zamanında, 1915 yılında tehcir edilen ve öldürülen Osmanlı Ermenileri anısına 1967 yılında inşa edilmiş. 44 m. yüksekliğinde, sivrilerek göğe yükselen bir sütun ve dairesel olarak yerleştirilmiş 12 plâkadan oluşuyor. Sütun, Ermenilerin yeniden doğuşunu, dairesel alanın ortasında bulunan ve sürekli yanan ateş ise yası temsil ediyor. Her yıl 24 Nisan’da yüzbinlerce insan 1915’te öldürülenleri anmak için anıtın bulunduğu Dzidzernagapert tepesine yürüyerek çıkıyor ve anıtı çiçeklerle dolduruyor.

Aslında benim buraya gelişimdeki öncelikli amaç “Ermeni Soykırımı Müzesi”ni gezmek, burada sergilenen belgeleri görmek ve 1915’te yaşananlara bir de buradan bakmaktı; ama ne var ki müze restorasyon dolayısıyla kapalıymış, 1915’in 100. yıl dönümünde, 24 Nisan 2015’de açılacakmış.

Erivan’daki elektrikle çalışan otobüsler yarı otobüs yarı tramvay görünümleriyle turistlerin en çok ilgisini çeken şeylerden biri...

Müze kapalıydı, ama “Memorial” denilen, ortasında sürekli ateş yanan anıt ziyarete açıktı. Biz de oraya gittik. Etrafta az sayıda ziyaretçi vardı. İnsanlar buraya büyük bir ciddiyet ve saygıyla geliyor, sürekli yanan yas ateşinin yanına gelmeden önce kapıdan, daha önceki ziyaretçiler tarafından getirilip bırakılmış karanfillerden alıp ateşin yanına büyük bir saygıyla koyuyorlar, kimisi duâ ediyor kimisi fotoğraf çekiniyor. Ortama kasvetli bir atmosfer hâkim. Anıt yolunda sembolik mezarlar ve 1915 kurbanları anısına dikilmiş ağaç fidanları var...

Vardan ile ateşin yanına indiğimizde bir müddet konuşmadık, sadece düşündük. Yaşanan o büyük trajediyi. Ölenleri, öldürülenleri, yerinden sürülenleri, hiçbir menfî olaya müdahil olmadığı halde sadece Ermeni olduğu için acı çeken masum yaşlı insanları, kadınları, çocukları... Vardan’a, yaşanan olaylar sırasında vefat eden masum insanlar için kendi dilimizde ve inancımızda duâ edelim diyorum. Memnuniyetle kabul edip ellerini birleştiriyor ve başlıyor Ermenice duâya o sırada anıta gelenler de buna eşlik ediyor ve sonunda her dil ve inançtan, yürekten bir “Âmin” sesi yükseliyor. Karanfiller bırakılıyor, fotoğraflar çekiniliyor ve artık oradan da ayrılıyoruz. Anıt çıkışı Vardan ile sarılıyoruz, Vardan’ın koluna girip, ona, zamanı geri getiremeyeceğimizi, 1915’te yaşasaydık eğer bu dehşetli zulme her ikimizin de karşı çıkacağımızı, ama bunun artık mümkün olamayacağını söylüyorum ve fakat; en azından, bundan sonrası için, barışa, dostluğa ve kardeşliğe hizmet ederek geçmişin yükünü biraz olsun azaltabileceğimizi söylüyorum. 

Erivan’ın en ünlü kiliselerinden St. Surp Sarkis Kilisesi’nde hayatımda ilk kez Ermeni-Gregoryen pazar ayinine şahit oldum.... 

Vardan bana katıldığını söylüyor ve buradan artık İstanbul’a dönmeden önce ziyaret etmek istediğim son yer olan Erivan Bit Pazarına geçiyoruz. Kendim için ve arkadaşlarıma vermek üzere bir kaç küçük hediyelik aldıktan sonra Vardan Galtsyan kardeşimle röportaj yapmak için otele geçiyoruz, birer Türk kahvesi yapıp 1915, Türkiye- Ermenistan ilişkileri, Bediüzzaman, Münâzarât, AKP, 24 Nisan ve Türkiye siyaseti üzerine güzel bir söyleşi yapıyoruz...

Gözlemlerim:

-Erivan, açık hava müzesi gibi bir şehir. “Nereyi gezsem acaba?” gibi bir derdiniz hiç olmuyor.

-Buraya turist olarak geliyorsanız eğer, sadece Dolar ve Euro ile alış veriş yapabiliyorsunuz ya da change office’de bozdurabiliyorsunuz. Türk lirası kesinlikle geçerli değil.

-Ermenistan’ın para birimi Dram ile yapabilecekleriniz ilginç. Meselâ 1 kilo muz da 1000 Dram, şehrin bir ucundan bir ucuna taksiyle gitmek de.

-Kapalı mekânlarda sigara yasağı buraya uğramamış bile, cafeler dumanaltı.

-Taksiciler ve esnaf genellikle İngilizce bilmiyor, yanınızda size tercümanlık yapabilecek birini bulabilirseniz çok rahat edersiniz.

-Ermeni halkı, Türkiye’den gelenlere karşı çok hoşgörülü ve sıcak. Bütün misafirperverliklerini sergiliyorlar ve güleryüzlü davranıyorlar.

* * * 

YARIN: Türkolog meslektaşım Vardan Galtsyan ile röportaj

Okunma Sayısı: 5066
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı