"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye sorununda son durum

Doç. Dr. Çoşkun Topal
05 Mart 2012, Pazartesi
Suriye’de muhalefetin Esad yönetimine karşı başlattığı başkaldırı bir yılını tamamladı. Kasım 2011’den itibaren Suriye bunalımı, uluslar arası toplumun başlıca gündem maddelerinden biri belki en önemlisi olmuştur.

Arap Birliği, 2 Kasım 2011’de Esad yönetiminden caddelerde bulunan zırhlı araçları çekmesi, göstericilere yönelik şiddeti durdurması, siyasî mahkûmları serbest bırakarak muhalefetle diyaloğa geçmesi çağrısında bulunmuş ve ardından 26 Aralık 2011’de ülkeye bir gözlem heyeti görevlendirmişti. Nitekim gözlem heyetinin ülkede yaşanan insanî felâkete dikkat çekmesi sonucu,  Arap Birliği’nin desteği ile BM Güvenlik Konseyi’ne 31 Ocak 2011’de Suriye bunalımı konusunda bir karar tasarısı sunulmuştu. Ancak Suriye ile ilgili karar tasarısı, Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin’in vetosu ile karşılaşmıştı. Arap Birliği, BM Güvenlik Kurulu’ndan bir çözüm çıkmaması karşısında, 12 Şubat 2012’de Kahire’de toplanarak Suriye için BM-Arap Ortak Barış Gücü görevlendirilmesi ve Suriye ile diplomatik ilişkilerin sonlandırılması çağrısında bulunmuştu.
«««
Arap Birliği, Güvenlik Konseyi’nde karar tasarısının geçmemesi üzerine Suriye bunalımını BM Genel Kurulu’na taşıdı. Nitekim, BM Genel Kurulu, Suriye yönetiminin yaygın ve sistematik insan hakları ihlâllerini sürdürmesi sebebi ile 16 Şubat 2012 tarihli kararı kabul etti ve ezici çoğunlukla Suriye’yi kınadı. Genel Kurul’da yapılan oylamada 137 ülke kararın lehinde oy kullanırken, Rusya ve Çin karşı oy kullanmış ve Esad rejiminin yanında yer almıştı. Yine oylama sırasında, Beyaz Rusya, İran, Kuzey Kore, Küba, Venezuela, Bolivya, Ekvator, Nikaragua, Zimbabve de Rusya ve Çin ile birlikte hareket etmişti. Bu devletler karar tasarısına karşı tutumlarını, uluslar arası ilişkilerde devletlerin egemen eşitliği ve ülke bütünlüğü ilkelerine dayandırmakla birlikte, ağırlıklı olarak Rusya ve Çin’in siyasî periferi ya da etkisinde kalan ülkelerdir.
«««
Tunus’ta 24 Şubat 2012’de gerçekleşen “Suriye’nin Dostları” toplantısında ise temelde Suriye’deki insanî durum,  sivillere ilâç ve gıda yardımı ulaştırılması konusu ele alındı. Rusya ve Çin’in katılmadığı toplantıya, Türkiye’nin yanı sıra Birleşmiş Milletler, Arap Birliği, Avrupa Birliği, İslâm Teşkilâtı Örgütü,  Arap Mağrib Birliği ve Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nden altmıştan fazla ülke destek verdi. Bu arada toplantıdan bir gün önce BM’nin eski Genel Sekreteri Kofi Annan, BM ve Arap Birliği’nin ortak Suriye Özel Temsilcisi olarak atandı.
«««
Rusya ve Çin ikilisinin BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu’nda “müdahale” seçeneğini dışlaması ve karar tasarılarını veto etmesi, ülkedeki şiddetin her geçen gün artarak devam etmesine yol açmıştır. Nitekim Rusya ve Çin’in desteğini sürdürmesi, Suriye yönetimini, muhalefeti “güç” kullanarak bastırma yönünde cesaretlendirmiştir. BM raporlarına göre, ülkede hükümet karşıtı eylemlerde şimdiye kadar vefat eden sivillerin sayısı 7 bin 500’ü geçmektedir. Nitekim Humus’ta yaşananlar, ülkedeki insanî çaresizliğin büyüklüğünü birkez daha ortaya koymuştur. Muhalefetin en önemli kalesi haline gelen Humus, Şam ve Halep şehirlerinin ortasında stratejik konumu ve bir milyonun üstünde nüfusu ile Suriye’nin üçüncü büyük şehridir.  Suriye yönetimi, Kızılhaç ve Kızılay örgütlerinin şehre yiyecek, tıbbî malzeme ulaştırmasına ve yaralıları tahliye etmesine izin verse de, özellikle yabancı gazetecilerin öldüğü şehrin Bab’ul Amr mahallesinde çatışmaların şiddeti ve bilânçosu ağır oldu. Çatışmalarda ölenlerin ve yaralananların sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Nitekim günlerce süren kuşatmanın ardından Bab’ul Amr,  Özgür Suriye Ordusu tarafından boşaltıldı. Muhalifler, BM ve Arap Birliği’nin ortak temsilcisi Kofi Annan’ın bir an önce bölgeye gitmesi çağrısında bulundu.
Son olarak, Suriye yönetimi, ülkede 26 Şubat’ta yapılan oylama ile halkın yüzde doksanı tarafından desteklenen bir anayasa reformu yapıldığını ve yürürlüğe girdiğini duyurdu. Ancak Beşşar Esad rejiminin uluslar arası ilişkilerde yalnızlaştırılması süreci son noktaya doğru ilerlemektedir. Nitekim, son Avrupa Birliği zirvesinde, muhaliflerin kurduğu Ulusal Konsey’in ülkenin meşrû temsilcisi olarak tanınması kararı alınmıştır. Bu durum Suriye bunalımında artık geri dönülmez bir noktaya gelindiğini göstermektedir.

Okunma Sayısı: 1422
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı