"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avrupa karanlıktayken Müslümanlar parlıyordu

10 Nisan 2016, Pazar 21:55
mvslim.com yazarı Hamza Asghar, Orta Çağ’da Müslümanların en aydınlık zamanlarının karartıldığını ve Müslümanların tekrar aydınlık çağlarına dönmeleri gerektiğini ifade etti.

mvslim.com yazarı Hamza Asghar’ın kaleme aldığı yazıda Orta Çağ’da gelişen olayların tarih kitaplarınca karartılarak İslamın gelişimi üzerine örtü çekildiğini anlatıyor. Okullarda, bu çağın, (İngilizcesi Dark Ages olan bu kelime çevrilirken Karanlık Çağlar anlamına da gelmektedir.) tarihin boş kısmı olarak öğretildiğine sitem eden Asghar, “Ölüm Zaferi adlı tablo Orta Çağ ile ilişkili en önemli ünlü tablo. Elbette, bu çağda birşeyler oldu. Bu tarihlerde Hasting Muharebesi gibi destansı bir savaş var. Bu karanlık zamanda Avrupa nüfusunun üçte birinin ölmesine sebep olan hıyarcıklı veba diye bir şey var. Bu çağda bir çok insanın hatırlamadığı Haçlı Seferleri var” dedi.

Ölümün Zaferi adlı tablo Pieter Brueghel tarafından 1562’de çizilmiştir. Tablo şu anda Madrid’deki Prado Müzesi’nde sergilenmektedir. 16. yüzyıl ortalarındaki yaşam tarzının detaylarını içeren tablo ölümün gücünü yansıtmaktadır.

TARİH KİTAPLARI BU ÇAĞI KARARTTI

İslam için bu çağların karanlık olmadığına vurgu yapan Asghar, “Buna karşılık sekizinci yüzyılda Arabistan'da biryerlerde birşeyler başlıyordu. Bu şey birden yarımada çevresinde orman yangını gibi hızlıca yayıldı. Avrupa'ya doğru yol aldı. Tam olarak buraya ulaştı, Avrupa'nın kalbine ilerledi ve Roma’nın yolunda bulunan Bizans’ı fethetti. Hayır, Bu çağ İslam için karanlık değildi. İslamın aydınlık ve parlayan bir dönemiydi. Tabii, bahsettiğimiz tarih kitapları bu çağa karanlık diyip bu olayların üzerini örtünceye kadar…” diyerek şunları ekledi: İspanya’da bulunan Cordoba Büyük Camii 'karanlık çağ' tam başlarken 784’te inşa edildi. 

Bu karanlık dönemin tam ortalarında İbn-i Heysem isimli bir adam ışığı keşfetmekle meşguldü ve ilk tek delikli kamerayı icat etti. Onun ışık üzerine çalışmaları ve metodları yüzyıllar sonra bile kullanıldı ancak onun ismi unutuldu, karanlık içerisinde kaldı.

Fatıma El-Fihri günümüze ulaşan en eski üniversiteyi kurdu. Daha sonra bu üniversite, İslam Dünyasındaki gelişmelerin temeli oldu. Bu üniversiteyi bir kadın açtı ve o zaman henüz 859 yılıydı. Karanlıktan çok uzak. 

Kahve, cebir, uçma ve kimya bu karanlık çağlarda Müslümanlar tarafından icat edilen veya geliştirilen onlarcasından sadece birkaçı.

859 yılında Fatıma El-Fihri’nin kurduğu diploma veren ilk üniversite olan ve hala İslami ilimlerde eğitim veren Karaviyyin Üniversitesidir.

859 yılında Fatıma El-Fihri’nin kurduğu diploma veren ilk üniversite olan ve hala İslami ilimlerde eğitim veren Karaviyyin Üniversitesidir.

İSLAM KARANLIK ÇAĞINA GELDİ

İslam’ın şu anda kendi karanlık çağında olduğunu söyleyen Asghar, “İslamın kendi aydınlanma çağına geri dönmesine şiddetli bir ihtiyaç var, İslam karanlık çağdaki aydınlığına geri dönmeli” diyerek ekledi: O zamanlar, yeniliğe, aklın faziletine değer veriliyordu. Oysa son zamanlarda İslama karşı katı ve sistematik bir yaklaşım var ve mükemmel şekilde uygun olmasına karşın bilim ve sanat okulları bertaraf ediliyor, görmezden geliniyor. İslam dünyası sanki gizli bir şekilde genişledikten sonra genişlemeye uyum sağladı ve genişlerken öğrendi sonra aniden kendi karanlık çağına ilerleyerek geri çekildi böyle yaparken bütün başarılarını reddetti. İslami aydınlanma ve onun dünyaya yaptığı katkılar, siyah bir plakayla basitçe yok edildi.

İSLAM’IN SEÇKİN ALİMLERİNE DÖNÜLMELİ

İslami aydınlanmanın ve onun dünyaya yaptığı katkıların siyah bir plakayla yok edildiğini söyleyen Asghar, “İslamın rönesansı geldiğinde bütün dini ayağa kaldıracak, onu parçalarına ayırıp bütün kirlerini temizleyip sonra tekrar birleştirecektir. Günümüz olaylarına bakarsak bu kolay bir şey değil, ancak hiçbir şey imkânsız değildir. Bunu başarmak için gereken tek şey, İslam dünyasının birliği ve İslamın seçkin alimlerine geri dönmektir. Bu temizlemeyle, bozulmalar tamir edilecek. Bu şeyler halledilmelidir ki böylece gelecek kuşaklarımız, bugünü takip edeceklerine geçmişin yenilikçileri gibi olsun. Bir doktor, avukat veya muhasebeci mi olacaksın? Hayır bir düşünür ol!” dedi.

Mustafa Sait Önal / İstanbul

‘Müslüman Endülüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik’

“Müslüman Endülüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Şayet yakılan bir milyon kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık. Orada bilim sıfırlanınca, biz yeniden sıfırdan onların yüzyıllar önce keşfettiği şeyleri bulmaya çalıştık ve yüzyıllar kaybettik.”

-Radyolojinin kurucusu Madam Curie-

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/roportaj/musluman-endulus-ten-bize-30-kitap-kaldi-atomu-parcalayabildik_382806

Peki ne zaman ve ne sebeple Müslümanlar ilim öncülüğünü yabancılara kaptırdılar?

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/bir-robot-da-muhendis-siz-olmaz_386827

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 5584
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı