"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz 'Doğru İslamiyet'i arıyor

18 Haziran 2015, Perşembe 17:05
Avusturya Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz (29), Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'da temaslarda bulundu.

Kurz, Avrupa'nın Bosna'daki gibi Avrupa insanının karakterine yakın şekilde yaşanan İslam'a ihtiyaç duyduğunu savundu.

Kurz, Cumhurbaşkanlığı Konseyi'nin Hırvat üyesi Dragan Çoviç ve Bosna-Hersek Dışişleri Bakanı İgor Crndak ile bir araya geldi.

Bakan Kurz Avusturya ile Bosna-Hersek arasındaki ilişkilerin hem insani, hem de iktisadi açıdan çok gelişmiş olduğunu belirtti ve Avusturya'nın Bosna'nın reformlarını ve AB sürecini desteklediğini kaydetti.

Farklı din mensuplarının aynı toplumda bir arada yaşamasının önemine dikkat çeken Kurz, terör örgütü IŞİD'in dini temelleri suistimal ettiğini vurguladı. Avrupa'dan 5 bin kişinin IŞİD'e katıldığını ifade eden Kurz, "Avrupa'nın, Avrupa insanının karakterine yakın olan bir İslam'a ihtiyacı var. Böyle bir İslam'ı Bosna'da görüyoruz." diye konuştu.

DOĞRU İSLAMİYETİ VE İSLAMİYETE LAYIK DOĞRULUĞU YAŞARSAK EĞER...

Bediüzzaman, doğru İslamiyeti ve İslamiyet'e layık doğruluğu layıkıyla yaşayabildiğimiz ölçüde sair dinlerin tabilerinin cemaatler halinde fevc fevc İslamiyet'e dahil olacakları müjdesini vermektedir. Risale-i Nur'un farklı bölümlerinde bu yöndeki ifadeler dikkat çekicidir.

(...) Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan [diğer din mensuplarından] fevc fevc dahil olacaklardır.

Biliniz, hakikî vukuatı kaydeden tarih, hakikate en doğru şahittir. İşte, tarih bize gösteriyor. Hattâ, Rus’u mağlûp eden Japon Başkumandanının İslâmiyetin hakkaniyetine şehadeti de şudur ki:

Hakikat-i İslâmiyetin kuvveti nispetinde, Müslümanlar o kuvvete göre hareket etmeleri derecesinde ehl-i İslâm temeddün edip terakki ettiğini tarih gösteriyor. Ve ehl-i İslâmın hakikat-i İslâmiyede zaafiyeti derecesinde tevahhuş ettiklerini, vahşete ve tedennîye düştüklerini ve herc ü merc içinde belâlara, mağlûbiyetlere düştüklerini tarih gösteriyor. Sair dinler ise bilâkistir. Yani, salâbet ve taassuplarının zaafiyeti nispetinde temeddün ve terakki ettikleri gibi, dinlerine salâbet ve taassuplarının kuvveti derecesinde de tedennî ve ihtilâllere maruz kaldıklarını tarih gösteriyor. Şimdiye kadar zaman böyle geçmiş.

Hem Asr-ı Saadetten şimdiye kadar hiçbir tarih bize göstermiyor ki, bir Müslümanın muhakeme-i akliye ile ve delil-i yakinî ile ve İslâmiyete tercih etmekle, eski ve yeni ayrı bir dine girdiğini tarih göstermiyor. Avâmın delilsiz, taklidî bir surette başka dine girmesinin bu meselede ehemmiyeti yok. Dinsiz olmak da başka meseledir. Halbuki, bütün dinlerin etbâları ise—hatta en ziyade dinine taassup gösteren İngilizlerin ve eski Rusların—muhakeme-i akliye ile İslâmiyete dahil olduklarını ve günden güne, bazı zaman takım takım, kat’î bürhan ile İslâmiyete girdiklerini tarihler bize bildiriyorlar. (Haşiye) 

Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri, elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyete dehâlet edecekler.

Haşiye: İşte bu mezkur dâvâya bir delil şudur ki: İki dehşetli harb-i umûminin ve şiddetli bir istibdâd-ı mutlakın zuhuruyla beraber, bu dâvâya kırk beş sene sonra şimalin İsveç, Norveç, Finlandiya gibi küçük devletleri Kur’ân’ı mekteplerinde ders vermek ve kabul etmek ve komünistliğe, dinsizliğe karşı sed olmak için kabul etmeleri; ve İngilizlerin mühim hatiplerinin bir kısmı, Kur’ân’ı İngilize kabul ettirmeye taraftar çıkmaları; ve küre-i arzın şimdiki en büyük devleti Amerika’nın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması, ve İslâmiyetle Asya ve Afrika’nın saadet ve sükûnet ve musâlaha bulacağına karar vermesi ve yeni doğan İslâm devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması; kırk beş sene evvel olan bu müddeayı ispat ediyor, kuvvetli bir şâhid olur.

Hutbe-i Şâmiye, s. 28

***

Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan fevc fevc dahil olacaklardır. 

Hem de tarih bize bildiriyor ki, ehl-i İslâmın temeddünü, hakikat-i İslâmiyete ittibaları nisbetindedir. Başkaların temeddünü ise, dinleriyle mâkûsen mütenasiptir. Hem de hakikat bize bildiriyor ki, mütenebbih olan beşer, dinsiz olamaz. Lâsiyyema, uyanmış, insaniyeti tatmış, müstakbele ve ebede namzet olmuş adam dinsiz yaşayamaz. Zira uyanmış bir beşer, kâinatın tehacümüne karşı istinad edecek ve gayr-ı mahdud âmâline neşvünemâ verecek ve istimdatgâhı olacak noktayı, yani din-i hak olan dâne-i hakikati elde etmezse yaşamaz. Bu sırdandır ki, herkeste din-i hakkı bulmak için bir meyl-i taharrî uyanmıştır. Demek istikbalde nev-i beşerin din-i fıtrîsi İslâmiyet olacağına beraatü’l-istihlâl vardır.

Münâzarât, s. 259

Haber Merkezi

Okunma Sayısı: 3775
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    19.6.2015 03:55:35

    Birinci Avrupa kategorisine dahil, müsbet görüslü Avusturya Disisleribakani aslinda doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu Avrupa'da, kendi ülkesi de buna dahil olmak üzere, basta Almanya'da ve diger ülkelerde izlemektedir ve takdir etmektedir. Biz Nurcularin üzerine cok büyük vazife düsmektedir. Hâlâ maddi gücümüz olmadigindan online alaninda Almanca lisaninda hizmet verme konusunda pasif durumdayiz. Bu ülkelerde 60 seneye varan Nur tedrisatinin semerelerini Almanca anlatmamizin zamani gelmistir ama maddi imkanlarimiz hâlâ yoktur. Maddiyatan terakkiyi henüz yakalayamadik. Eger olsaydi dünden tezi yok ispata hazirdik Üstadimiz hazretleri: Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan [diğer din mensuplarından] fevc fevc dahil olacaklardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı