Pakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, dünya genelindeki tüm Müslümanların haklarını koruma çizgisi çerçevesinde Pakistan'ın, Arakanlı Müslümanlarla dayanışma sağlanması ve haklarının korunması için başta İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olmak üzere uluslararası toplumla çalışacağı kaydedildi.

Arakan'da son zamanlarda yaşanan olaylardan derin endişe ve üzüntü duyulduğu belirtilen açıklamada, "Pakistan, yetkilileri katliam haberlerini araştırmaya, sorumlularını bulmaya ve Arakanlı Müslümanların haklarını korumak için gerekli önlemleri almaya davet ediyor." ifadeleri kullanıldı.

Myanmar ordusunun silahlı militanlarla mücadele gerekçesiyle Arakan eyaletinde devam eden saldırılarında 25 Ağustos'tan bu yana çok sayıda Arakanlı Müslüman sivil öldü. Saldırılarda 60'tan fazla köy hedef alınıp bu köylerden onlarcası yakılırken on binlerce Arakanlı Müslüman da can güvenliği nedeniyle bölgeden kaçmaya çalışıyor.

Siviller kara ve deniz yoluyla Myanmar'dan Bangladeş'e geçmeye gayret ediyor. BM, şu ana kadar 73 bin Arakanlı Müslüman'ın Bangladeş'e geçtiğini bildiriyor ancak on binlercesinin sınır bölgesindeki bekleyişi sürüyor.

Myanmar hükümetinin uluslararası kuruluşlara bölgeye giriş izni vermemesi nedeniyle ölü sayısı saptanamıyor. Arakanlı sivil toplum kuruluşları ölen sivillerin sayısının bini aştığını bildirirken bazıları rakamın binlerce olduğunu iddia ediyor.

***

'BM Arakan sorununu çözmek için adımlar atmalı'

Hindistan Cemaat-i İslami Yüksek Konsey Üyesi Er Abdul Jabbar Siddiqui, Arakan'da Müslümanlara yapılan katliama ilişkin, "Birleşmiş Milletler (BM) Arakan sorununu çözmek için adımlar atmalı. Bana kalırsa bilhassa Endonezya, Malezya, Tayland, Bruney ve Myanmar birlikte hareket etmeli." dedi.

Siddiqui, Arakan'daki Müslümanlara yönelik saldırıları ve dünyanın bu katliama tutumunu değerlendirdi.

Arakan'daki katliamların kabul edilebilir olmadığını belirten Siddiqui, Arakanlıların yıllarca kamplarda yaşamlarını sürdürdüklerini ve BM'nin güvencesinde ülkelerine döndüklerini hatırlattı.

Buna rağmen Arakanlı Müslümanların vatandaşlık haklarının olmadığına işaret eden Siddiqui, BM'nin bir an önce Arakan'da yaşanan katliamları durdurmak için harekete geçmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Arakanlıların katledilmesinin iki ana nedeni var: İlki yoksulluk, ikincisi de Myanmar'ın aşırı Budistler tarafından yönetiliyor olması. Myanmar gibi yerler aşırı derecede fakir ülkeler. Bundan dolayı ekonomi, eğitim ve sağlık sistemleri çok iyi çalışmamakta. Bunun sebebi onların içinde bulundukları sefalet. 1956'lara kadar Arakanlılar Myanmar'ın devlet kademelerinde hükümet ofisleri, parlamento üyelikleri gibi görevlerde bulunuyorlardı. Bu tarihlere kadar bugünkü problemlerle karşılaşmıyorduk. 1956'dan itibaren Myanmar aşırı Budistler tarafından yönetilmeye başlandıktan sonra Arakan'daki Müslümanlara zulüm yapılmaya başlandı. Budistler tarafından yönetilmeye başlanmasıyla Arakan sorunu, Arakan ile Keşmir sorunu ortaya çıkmaya başladı."

Aşırı Budistlerin Arakanlıları ana vatanlarından çıkmaya zorladığını, Arakanlıların ise buna karşı çıkmasıyla öldürülmeye başlandıklarını kaydeden Siddiqui, Arakanlılardan bulundukları yerleri terk etmelerinin istendiğini aktardı.

Siddiqui, Arakanlıların ise bu devletin bir vatandaşı olduklarını ve bulundukları coğrafyayla tarihsel bağlarının olduklarını belirterek, ayrılmayı reddettiklerini anlattı.

"BM Arakan sorununu çözmek için adımlar atmalı. Bana kalırsa bilhassa Endonezya, Malezya, Tayland, Bruney ve Myanmar birlikte hareket etmeli." diyen Siddiqui, bu ülkelerin bir araya gelerek Arakanlıların refahını ve güvenliğini sağlaması gerektiğini söyledi.

Siddiqui, "Myanmar, Arakanlıları vatandaş olarak kabul dahi etmiyor. Halbuki Myanmar isimli bir devlet kurulmadan önce Arakanlılar bu spesifik bölgede yüzyıllardır yaşıyorlardı. Myanmar vatandaşlık haklarını Arakan'a karşı sürekli olarak kullandı. Aslında Myanmarlı Arakanlıların BM'nin güvencesi altında kendi ülkelerinde vatandaşlık haklarının olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

AA