2000 yılında Eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve birliklerinin Mescid-i Aksa’ya girmesiyle başlayan İkinci Filistin İntifadasının 16. yılını kutlayan Filistinliler dünyaya adeta ‘bir ölür bin doğarız’ mesajı verdi. Düzenlenen faaliyetlere katılan Filistinliler, “Vatan toprağı özgürleşene kadar İntifada devam edecek.” “İntifadanın sesinden daha yüksek ses yok” yazılı pankartlar açtı. Hamas yöneticilerinden Emir Ebu’l Amreyn, yaptığı konuşmada, Filistin halkı İsrail işgalini topraklarından kazıyana değin intifadasını sürdürecek” dedi. 

Filistin’in onurlu Müslümanları

İkinci İntifadan bu yana zulüm dolu beş yıl geçti. Zorlu geçen bu zamanlarda 4 bin 412 Filistinli şehit olurken 48 bin 322 Filistinli de yaralandı. Evleri ve yurtları başlarına yıkılan Filistin’in onurlu Müslümanları tarım alanlarını, ellerindeki emeklerini kaybetti. 

Filistinli Muhammed’in acısını unutmadılar

Katillerin Mescid-i Aksa’yı basmasından iki gün sonra, Fransız televizyon kanalının çektiği görüntüler bütün Filistinlileri ayaklandırdı. Bu görüntülere sessiz kalan ve sosyal medya tepkisiyle yetinen dünya Müslümanlarının suskunluğunu umursamayan Filistinliler 11 yaşındaki Filistinli Muhammed Durra’nın, işgal güçleri tarafından katledilmesine büyük tepki gösterdiler. Dünyada eşi benzeri görülmeyen kutlu direniş 11 yaşındaki Filistinli Muhammedi ve acısını hiç unutmadı ve o gün de binlerce Filistinli işgal rejimi İsrail’i protesto etti.

Bu anneyi kim yenebilir?

İsrail’in zulmünü sosyal medyadan dünyaya duyurmaya çalışan Filistinli genç Kerim Alastal’da “Unutmadık .. Unutmayacağız! Filistinli bir anne şehit olan oğlunun kefenini taşıyarak onu son yolculuğuna uğurladı. Bu halkın anneleri yenilir mi?” diyerek evlâdının cenazesini omuzunda taşıyan Filistinli annenin görüntüsünü paylaştı. 

İlk İntifada ne zaman başlamıştı?

İsrail’in zulüm kokak işgallerine karşı başlatılan ilk İntifada bir İsraillinin kamyonetiyle Filistinli işçilere çarparak ölümlerine sebep olması üzerine 8 Aralık 1987’de kararlı bir şekilde başlatılmıştı. 1991’de gerileyen bu direniş, 1993’te Oslo Anlaşması’nın imzalanması ile sona ermişti. 

Hanzala ne zaman yüzünü dönecek?

Filistin’deki onurlu direnişin sembolü olan Hanzala ile tanışmayan çocuk ve genç  kalmamalı. Hafızalara ve yüreklere Filistin’in sembolü olarak nakşolan Hanzala bugüne kadar Müslüman toplumların uğradığı zulümleri temsil etti. Naci el Ali’nin kaleminden çıkan Hanzala karakterini en iyi kendisinden dinleyebiliriz: “Hanzala 10 yaşında doğdu ve hep 10 yaşında kalacak. Ben o yaşta anayurdumu terk ettim. Hanzala yurduna döndüğü zaman yaşı büyümeye başlayacak. Tabiat kanunları ona tatbik olmuyor. O biriciktir. Yurdumuza tekrar sahip olduğumuzda işler normale dönecek. Başlangıçta yalnızca bir Filistinli çocuktu o. Fakat sonradan bilinci geliştikçe önce millî, ardından da küresel ve insanî bir düşünce ufkuna sahip oldu. Filistin yalnızca belli bir coğrafyaya sıkışmış değildir. Filistin, insanî boyutuyla, haklı dâvâların simgesidir; bu dâvâlar için ister Mısır’da, ister Vietnam’da, ister Güney Afrika’da mücadele edilsin.” Hanzala’nın çizimde kıyafetlerinin yırtık üstünün de kirli olduğunu belirten Naci el Ali “bakıldığında çirkin ve kirlidir, ama içi misk-i amber gibidir” diyor. 

N. Nur Ener / İstanbul

Haber Merkezi