"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıbrıs halkı çözüm istiyor

16 Ocak 2017, Pazartesi
Cenevre’de Kıbrıs görüşmelerinin yapıldığı bugünlerde Kıbrıs halkının meseleye genel olarak yaklaşımı gençler ve yaşlı nesil olarak değişkenlik gösterse de Kıbrıslılar ülkelerini belirsizlikten kurtaracak bir anlaşmanın yapılması taraftarı.

Cenevre görüşmelerinin heyecanını yaşayan Kıbrıs’ta birbirine düşman iki toplumdan söz etmek çok doğru bir bakış açısı değil. Kıbrıslı Gazeteci Hasan Sadıkoğlu, “Toplumlar daha önceleri çok uzun yıllar barış içinde yaşadılar ve 74 öncesi de aralarındaki ilişkiler iyi komşuluk ilişkilerine dayanıyordu. Başarısız Kıbrıs Cumhuriyeti denemesi tamamen dış güçlerin emri ile kurulan bir yapı ve sonrasında milliyetçilik akımı temelli kışkırtmalara dayanıyor” dedi. Dış güçler tarafından kışkırtılan halkla savaşın temelleri atıldı diyen Sadıkoğlu, “Böylece suikastlar, insan kaçırmalar şeklinde gerilla hareketi ile süren savaşla, barış içinde yaşayan iki toplum birbirine düşman edildi. Şu an ise geçmişte yaşananlarla ilgili birbirlerini suçluyorlar” şeklinde konuştu.

Kıbrıs Türkleri 40 senedir tanınmıyor

Gazeteci Sadıkoğlu, “Şu an gerçekleşen görüşmeler ve barış süreci ile ilgili, öncelikle Kıbrıs Türklerinin temel sorunlarından bahsetmekte yarar var. Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Kıbrıslı Türkler bilindiği üzere 40 seneye aşkın bir süredir dünya tarafından tanınmıyor, ekonomik olarak ambargolara maruz bırakılıyor, dünyadan izole olarak yaşamaya zorlanıyor. Kıbrıslı Türklerin başlıca sorunu belirsizlik. Çünkü olası bir anlaşma gerçekleşir diye Kıbrıslı göçmen halk evine bir çivi çakarken bile 3 kere düşünüyor. Kıbrıslı Türkler nüfus mübadelesi sonrası Kıbrıslı Rumların terk ettiği evlerde 40 senedir yaşıyor, fakat evini kendine ait hissetmiyor ve barış olur da kaybedersek diye yatırım yapmaktan korkuyor” şeklinde bölgedeki durumu anlattı.

Milliyetçiler anlaşma istemiyor

Anlaşma istemeyenlerin  çoğunlukla savaş dönemi büyük acılar çekmiş, bu yüzden milliyetçilik duyguları fazla olan kesim olduğunu belirten Sadıkoğlu, “Savaş sonrası büyük yatırımlar yapan ve elinde büyük ölçüde toprak tutan halkı oluşturuyor. Tamamen kendi çıkarlarını düşünen, belirsizliği avantaja çeviren halkın bir kısmından bahsediyoruz. Bu kesim için olası bir anlaşmaya evet demek ancak kendi çıkarlarının korunması durumunda gerçekleşebilir. Gerçekleşir ise de tekrar savaş çıkacağına inanıyorlar” diye konuştu. 

Halk barış içinde yaşıyor

Kıbrıs’ta o dönemi yaşayan yaşlı halk gerçekleri bildiğinden birbirleri ile düşman değil diyen Sadıkoğlu, “Annan Planı süreci ve sonrasında sınır kapıları açıldıktan sonra iki toplumun eski komşuluk ilişkilerinin devam etmesinden bunu çıkarabiliriz. Gençler ise daha korumacı görünüyor” ifadelerini kullandı. 

Kıbrıs’ta üç görüş hakim

Kıbrıs’ta son gerçekleşen barış süreci için halkın temel görüşlerini 3 başlık altında toplayabiliriz diyen Sadıkoğlu, bu görüşleri şu şekilde açıklıyor: “Anlaşma isteyenler, anlaşmaya karşı olanlar, anlaşma olacağına umutsuz bakanlar. Anlaşma isteyenler, çoğunlukla Kıbrıslı Türkler ve Rumlar da karşılıklı olarak anlaşma isteyen kesim genellikle yaşlı ve geçmişi bilen kesim. Maddî olarak bir kaybı olmayacak orta halli halktan oluşuyor ve çocuklarını belirsizlikten kurtarmak istiyorlar. Tabi ki olası bir anlaşmazlık için kendilerini güvende hissetmeleri şart. Anlaşma isteyenler hâlâ Kıbrıslı Türkler ve Rumlar olarak ilişkilerini koparmayan, birbirinin dilini de bilen ve kendinden ödün vermeye hazır iki toplumdan oluşuyor.”

Halk geleceği düşünmeli

Bölgede birde umutsuz bir kesimin olduğunu belirten Sadıkoğlu, “Annan Planı süreci referandumunda Kıbrıslı Türkler’in yüzde 64’ü ‘EVET’ Kıbrıslı Rumlar’ın ise yüzde 75’i ‘HAYIR’  kararından sonrasında anlaşma olacağına artık inanmayan veya olası bir anlaşmayı görebilecek bir ömre sahip olamayacaklarına inanan kesim. Yine de anlaşma istiyorlar ve görüşleri anlaşma isteyenler ile aynı. İki toplum da ortak bir paydada buluşup birbirlerine güvenebilirler ise anlaşma gerçekleşmesi olasıdır. Bunun için iki toplumun da kendi çıkarlarını bir yana bırakarak gelecek için büyük ödünler vermesi gerekecek, çünkü günü düşünerek değil geleceği düşünerek daha büyük maddî ve manevî kazanç elde edilecektir” değerlendirmesinde bulundu. 

Haber: Ülker Yılmaz Caba 

 

 

 

 

Etiketler: kıbrıs
Okunma Sayısı: 1643
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı