Myanmar’a giriş için izin alamayan röportörler şahitler ve uydu görüntüleri üzerinden bir rapor hazırlayarak bölgede yaşanan zulmü dünyaya duyurmuştu. Çalışma sırasında yaşananları ve şahitliklerin anlatan uzmanlar vahşeti gözler önüne serdi.
Birleşmiş Milletler Myanmar’da “uluslar arası hukuk kapsamındaki en ciddî suçların” işlendiğini açıkladı. Tesbit edilen suçlar arasında çocuklara saldırı, köyleri haritadan silme ve kadınların istismara uğraması gibi vak’alar var. Raporu hazırlayanlar Myanmar’a giriş için izin alamadıkları için şahitlikler ve uydu görüntüleri üzerinden raporu hazırlamıştı. Buna karşılık Myanmar hükümeti ise rapordaki suçlamaları reddediyor. BM raportörlerinin bu raporu nasıl hazırladıklarını ve suçları nasıl tesbit ettiklerini araştıran BBC çarpıcı detayları ortaya koydu.
İzin talepleri reddedildi
BM İnsan Hakları Konseyi 24 Mart 2017’de Myanmar’da “güvenlik görevlileri ve ordunun işlediği öne sürülen insan hakları ihlâllerini soruşturmak için” bağımsız bir araştırma misyonu kurmaya karar verdi. Misyonun kurulmasından beş ay sonra, Arakanlı militanların polis karakollarına düzenlediği ve çok sayıda kişinin öldüğü ardından Myanmar ordusu Arakan’da büyük bir operasyon başlattı. Bu operasyon, misyonun ana odak noktalarından biri oldu. BM araştırmacıları bu süreçte ülkeye girerek araştırma yapmak için üç kere izin istedi, üçünde de reddedildi.
İlk kural, mağdurlara zarar vermemekti
Soruşturmayı yöneten üç kişiden biri olan Avustralyalı insan hakları uzmanı Christopher Sidoti, “İlk kural zarar vermemekti” diyor ve ekliyor: “Konuştuğumuz kişiler ağır travmalar yaşamıştı ve çalışanlarımız konuşmak istediğimiz kişilerin mülâkat sırasında o travmaları bir kere daha yaşayacağını düşünüyorsa o mülâkatı yapmıyorduk. Hiçbir delil, bu kadar ağır travmalar yaşayan kişilere o travmaları bir kere daha yaşatacak kadar önemli değildir.”
Uydu görüntüleri izlendi
Sidoti “Asla tek bir bilgiyi delil olarak kullanmayız. Birincil ve ikincil kaynaklardan teyit ettirmek için uğraşırız” diyor. Bu kaynaklar arasında videolar, fotoğraflar, belgeler ve uydu görüntüleri var. Vak’alardan birinde araştırmacılar bir köyün belli bir şekilde yok edildiğine dair birden fazla şahiti dinledi. Bunun üzerine bölgenin uydu görüntülerine ulaşan ekip, anlatılanları görüntülerle doğruladı.
Her şeyleri gasp edilmiş
Christopher Sidoti “Arakan’dan kaçan insanlar yolda durduruluyor, üst aramasından geçiriliyor, paraları, altınları ve cep telefonlarına el koyuluyordu” diyor ve ekliyor: “Bunu ellerindeki fotoğraf ve videoların ülke dışına çıkmasını engellemek için yaptıkları açıktı. “Geriye çok bir şey bırakmamışlardı, ama bulabildiğimiz materyalleri kullandık.”