Pegida’nın Dresden’de toplumsal patlama olarak ortaya çıktığını, fakat etkisini kaybettiğini belirten Prof. Patzelt, “Başlangıçta bir volkan patlaması yaşandı artık sadece külleri yağıyor” diyerek sona yaklaştığını iddia etti. 

242 Pegida taraftarıyla görüşerek hazırladığı araştırmada ilginç sonuçlara ulaşan Patzelt, Dresden’de protestolara katılanların siyaset olarak merkezin uzağında sağda olduklarını fakat çoğunluğunun aşırı sağcı, faşist veya Neonazi olmadığını kaydetti. Hangi partiye yakın hissediyorsunuz? sorusuna Pegida taraftarlarının yüzde 33,6’sı sağ popülist parti Almanya İçin Alternatif (AfD) cevabını verirken, yüzde 53,9’unun herhangi bir partiye güvenmediklerini dile getirmeleri dikkat çekti. 

Hitler pozu nedeniyle istifa eden Lutz Bachmann’ın istifasını yüzde 58’i doğru bir karar olarak değerlendirirken, yüzde 20’si istifayı yanlış bulmuş. İslam’ın Almanya’ya ait olup olmadığı yönündeki bir soruya da Pegida taraftarlarının yüzde 50’den fazlası “Barışçıl bir İslam kast edilse de” Almanya’ya ait olmadığını söylemiş. Pegida taraftarları siyasetçilere de güvenmiyor. Protestocuların yüzde 90’ı bu yönde cevap verirken, yüzde 30’dan fazlası ise “Kesinlikle temsil etmiyorlar” vurgusunu yaptı. 

Hükümetin mülteci politikasına karşı çıkan Pegida taraftarlarının üçte ikisi Almanya’nın temel olarak siyasi tehdit altında olan ilticacılara kapılarını açmasını istemesi ise dikkat çekici bir sonuç olarak kayıtlara geçti. Pegida’yı üç gruba ayıran Prof. Patzelt, “Yüzde 30’a yakını yabancı düşmanı, yüzde 60’a yakını endişeli iyi niyetliler ve yaklaşık yüzde 10’u kızgın ve tepkili iyi niyetliler” dedi. Patzelt, radikal Pegida taraftarlarının ayrışması ve dışlanması için iyi niyetlilerle diyalog kurulmasını tavsiye etti.