Huffington Post blog yazarı Julie Xia, “Bazen Hıristiyan olduğumu söylerken utanıyordum. Camideki gönüllüyle konuşurken inandığı dinin gereğini yerine getirme noktasındaki arzusu beni şaşırtmıştı” dedi.
Huffington Post blog yazarı Julie Xia, kaleme aldığı yazısında İstanbul’daki Süleymaniye Camii’nde karşılaştığı Kültürler Arası İletişim Merkezi’nin gönüllüleriyle yaşadıklarını anlatıyor. İstanbul’a giderken tedirgin olduğunu söyleyen Xia, medyada, özellikle Amerikan medyasında Avrupa şehirlerinin övüldüğünü ve İstanbul’un çok da bilinmediğini ifade ederek, “İstanbul bilinmiyor ve bilinmeyen şeyler korkutucu olabiliyor. İstanbul hakkında pek fazla malûmatım yoktu. Üstüne bir de korkunç hikâyeler duymuştum” dedi.
İki gün boyunca İstanbul’daki camileri dolaşan Xia, “Aslında, içeriye girmek istemedim. Bir eşarp ödünç alıp saçımı kapatmak ve ayakkabılarımı çıkartmak oldukça zordu” diyerek nihayetinde İstanbul’daki en ünlü camiye girdiğini söyledi. Diğer camilerin aksine Süleymaniye Camii’nde kendilerini, gönüllülerin karşıladığını belirten Xia, gönüllülerin, merak ettikleri hakkında soru sorabileceklerini söylediklerini anlattı. Arkadaşının “Neden başınızı örtüyorsunuz?” sorusunu kendilerinin de merak ettiğini yazan Xia, camideki gönüllüler ile aralarındaki geçen muhabbeti şöyle anlattı:
CAMİDEKİ GÖNÜLLÜ SORUYU CEVAPLIYOR
Camideki gönüllü soruyu nazikçe cevapladı: Benim fıtratım bu ve fıtratıma uygun giyinmek istiyorum. Bu sebeple sıkı kıyafetler giymem. Parlak renkler giymem.
Gönüllü jest yaparak arkadaşımın üzerindeki mavi ve siyah renkleri göstererek “Ben bunu giyerdim. Bu uygun” dedi. Ardından benim parlak fuşya renkli ceketimi gösterdiğinde güldüm ve birazdan yapacağı yorumu fark ettim: Ancak bunu giyerken iki kez düşünürdüm belki de üç kez. Sonra devam etti: Kadınlar ayrı bölümde duâ ederler çünkü namaz kılanların hareketleri onları dikkatleri dağıtabiliyor ve rahatsız edebiliyor. Ayrı bir şekilde namaz kılmamızın sebebi kadınların ikinci sınıf veya onun gibi bir şey olmalarından kaynaklanmıyor. “Allah bizim yaratıcımız, dolayısıyla O bizim için en iyisini bilir. Onun söylediklerini yapıyorum, çünkü hakkımda en iyisini biliyor” dedi camideki gönüllü.
DİNİNİ TUTKUYLA ANLATIYOR
Aralarında geçen muhabbeti değerlendiren Xia, “Onun hangi renk başörtüsü taktığını hatırlamıyorum. Ne giydiğini hatırlamıyorum takı veya küpe takıp takmadığını bilmiyorum. İsmini de bilmiyorum. Ancak onun dinine bağlılığını hatırlıyorum. Onun sesi bizim anlamamızı isteyen bir tavırla çıkıyordu. Benim cahilane sorularıma sabırla cevap veriyordu. Şu mesajını hatırlıyorum, ‘Benim dinim senin ne düşündüğün değil.’ “Yarım dünya uzaklıkta başka bir din içinde büyümeme rağmen onunla bağlıydım” diyerek şunları ekledi: Bazen Hıristiyan olduğumu söylerken utanıyordum, çünkü bazı gruplar homofobik, düz-bağcıklı, yargılayıcı şeklinde etiketi vuruyorlardı. Camideki gönüllüyle konuşurken inandığı dinin gereğini yerine getirme noktasındaki arzusu beni şaşırtmıştı. Sorularımı cevaplandırırkenki sabrı ve cömertliği, İslâm’ın sınırlarını görebilmemi sağlamıştı.
Yazının tamamına bu adresten ulaşabilirsiniz: www.huffingtonpost.com/julie-xia/my-istanbul-travel-experience_b_8677114.html
Mustafa Sait Önal / İstanbul
Haber Merkezi