Geçtiğimiz günlerde Demokrat Eğitimciler Derneği tarafından “Ubudiyette (Kullukta) İhlâs” konulu seminer düzenlendi. Açılış konuşmasını Demokrat Eğitimciler Derneği Genel Sekreteri M.Hanefi Örnek’in yaptı. Seminerde konuşan Genel Cerrahi Uzmanı ve Kalite direktörü Op. Dr. Aytekin COŞKUN, dünyadaki işletme ve organizasyonları iyileştirme amaçlı kullanılan kalite yönetim sistemlerinden bir pencere açarak “İhlâs”ın da bir kalite yönetim sistemi gibi, bizi mükemmel kulluğa taşıdığından söyledi. 

İhlas Risalesi’nde kalite yönetimi var

Op. Dr. Coşkun konuşmasına şöyle devam etti: “Maddi dünyada iyi mükemmel ürüne ulaşabilmek adına, Avrupa’da toplam kalite yönetimi  diye bir sistem geliştirilmiş. Biz de bunu hastanelerde, fabrikalarda, birçok yerde kullanıyoruz.  Üstadımız bunu, İhlâs Risalesi’nde anlatmış. Kalite Yönetimine baktığımızda sürekli iyileştirme var. Peki, ihlâs yönetimine baktığımızda yine aynı şey var. Bırakmak yok, hep talimle ileriye gitmek var. Sürekli iyileştirme var. Hep talebe olmalıyız. İhlâs yönetiminde Üstad’ın bize verdiği öz de, mükemmel kulluk. Kalite Yönetimi ubudiyetimizin temeli olmalı. İnancımıza şekil vermeli. Dünyevi anlamda uyguladığımız kalite kriterleri, Allah’a ulaşmadaki kriterleri bizlere hatırlatmalı. Her şey de O’nun mührünü görmek çok önemli.”

Fıtratımızdaki mükemmeliğe nasıl ulaşacağız?

Bunu yaparken takım ruhuna ihtiyacımız olduğunu söyleyen Op. Dr. Coşkun: "Meşveretle, ortak akılla, yan yana yürüyerek ancak başarabiliriz. Dünyada Kalite Yönetimleri ile ilgili birçok sistemler var. Avrupa, kalite yönetim sistemini ‘’İnsana Hizmet Etmek’’ olarak görmüş ve kendi sistematiğini geliştirerek kurmuş. Medeniyet bu sistematiği iki şekilde kurmuş. 1.si, Bir temel oluşturmuş, sürekli gelişim gösteren, bu yapıyı yürütmeye çalışmış. Başarının asıl hedefinin sürekli olmak ve değer oluşturabilmek olduğunu yakalamış. Mükemmelliğe ulaşmak için hep bir adım sonrasını düşünerek ilerlemiş. 2.si ise sebep sonuç ilişkisinde doğru işin yapılmasını ve işin doğru yapılmasını işlemiş. Aslında bu bizim yaratılmamızdaki gayenin de asıl sebeplerinden biri. Demek ki, hayatımızda bir standardı bulmamız gerekiyor ki doğru işin yapılması, işin doğru yapılması, bu ikisini yaptığımız zaman ancak mükemmelliğe ulaşabiliyoruz” diye konuştu.

Kulluğun kalitelisi ihlastır

Hayatımızın her anında kalitenin etkili olduğundan bahseden Op. Dr. Coşkun, “Bu tarz kalite yönetim sistemlerinin hayatımızı ne kadar etkilediğini görmeye çalışmak lazım.  Biz sadece giydiğimiz eşyalarda, gittiğimiz mekânlar da, oturduğumuz koltukta mı arıyoruz kaliteyi? Aslında her yerde arıyoruz. Bize en uygun olanı, içimizi ferahlatanı, akıl, kalp, ruh noktasında rahat ettireni arıyoruz. Neden arıyoruz, mükemmel ürüne varmak için.  Kalite ile mükemmel ürüne, ihlâs ile mükemmel kulluğa varma var. Dünyevi anlamda baktığınızda mükemmel ürünü elde etmeye çalışıyorsunuz ve Uhrevi anlamda baktığınızda da kulluğun en iyisine, en mükemmeline ulaşmaya çalışıyorsunuz. İkisinde de standart, ölçü ve mükemmele götüren bir yol var” dedi.

Farkına varırsak, en alâ mertebeye çıkabiliriz

“Görme, duyma, tat alma duyguları mucize. Ancak kaybedildiğinde değeri anlaşılıyor. O zaman biz varken değerini bilelim. Cenab-ı Allah da bizden bunu istiyor. Farkına varın. Eğer farkına varırsanız inşallah, alâ-yı illiyyine kadar yol var. Bunu çıkmış olan Peygamberimiz (sav) var,  bekliyor bizi. O zaman zerreden şemse, ferşten arşa kadar olan bu yolda giderken, bizim gayemizin Ahsen-i takvimde yaratıldığımızı unutmadan, alâ-yı illiyyine çıkabilecek standartları kendi dünyamıza kazandırmamız lazım. Bütün gayemiz bu. Bize alâ-yı illiyyine çıkabilme fırsatı verilmiş. Bu şansı kullanmamak büyük bir kayıp, terakki etmemiz gerekiyor.“

İmanı billâh olmazsa her şey nakıs kalıyor

“Ahsen-i takvimi ancak iman-ı billâh ile gösterebiliriz. Üstad Hz. leri, Erkan-ı İmaniyenin kutb-u azamı  ‘İmanı billâhtır’ diyor. Demek ki, her şeyin başı bu. Sonra marifetullah ve muhabbetullaha yol açılıyor.Yani Cenab-ı Allah’ı bilmek, bizim üzerimizdeki standartların ne olduğunu ortaya koymak. Adeta bir toplam kalite yönetimi gibi, kendi dünyamızdaki latifelerimizi; aklımızı, ruhumuzu, kalbimizi, sırlarımızı bir kaliteyi yönetir gibi yönetebilmeyi başarmamız gerekiyor. İman nuru içimize girmezse, bizim içimizdeki o nakışlar okunmaz.”

Sünnet-i seniye ile mükemmelliği yakalarız

“Maddi ve manevi hayatta başarılı olabilmek için, Peygamber Efendimizin (asm) sünnet-i seniyesini en nitelikli bir şekilde yapmalıyız. Bunu kendi dünyamıza alabilirsek, ubudiyetimizde mükemmelliği yakalarız. Ürünü satabilmemiz için estetik olması gerekir. Peki, bizim de Cenab-ı Allah’ın karşısına gittiğimizde, estetik görünme noktasında ne yapmamız gerekiyor?  Sünneti hayatımızda düstur edinebilirsek, o estetiği ancak yakalayabiliyoruz. Maksimum faydayı sağlamalıyız kendimize. Çünkü biz, ahsen-i takvimde yaratılmış, alâ-yı illiyyine namzet olan bir varlığız.”

İhlâs usûldür, usûl her şeyden önce gelir

60,70 yıllık ömürde bir an bile olsa, Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanabilmenin öneminden bahseden op. Dr. Coşkun, "Biz de hayatımız boyunca bu an hükmüne geçecek anları, ihlâsla yaşasak, inşaallah rızaya ulaşırız. İhlâsla kim ne isterse verir, samimiyetine binaen. Unutmamak lazım ki; iman ve ubudiyet esastır, ihlâs ise usul. Usûl her şeyden önce gelir. Usûlde kastettiğimiz sistemin içine dahil olmak. Allah bizi kâinata bir usûl üzerine göndermiş. Yani prensipler manzumesi göndermiş.  İhlâs Risalesi bu usûlleri anlatıyor. Hayatımızdaki her şeyde kaliteyi ararken, kulluğumuzdaki kaliteliliği unutmamak lazım" şeklinde konuştu.

Haber: Kübra Örnek
[email protected]

Fotoğraf: Recep Bozdağ