"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adâlet ve ibadet

05 Mart 2017, Pazar
“Kur’ân’daki anasır-ı esasiye ve Kur’ân’ın takip ettiği maksatlar tevhid, nübüvvet, haşir, adalet ile ibadet olmak üzere dörttür.”1 Burada dört unsur sayılırken, adalet ile ibadetin birlikte sayılmasında ne hikmet vardır?

Bildiğimiz gibi meşhur manadaki adalet; her hak sahibine hakkının tam ve eksiksiz olarak verilmesidir. Kim neyi hak ediyorsa ona onu vermektir.

Rabbimizin biz insanlara en büyük emirlerinden biri de adaletli davranmaktır. Bu konu birçok âyetle sabittir. Yani adalet, Rabbimizin bir emridir.

İbadet ise, “Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret”tir.2 

Allah’ın emirleri nelerdir? Yüce Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’e göre Rabbimizin en büyük emri İman ve türevi olan emirlerine itaattir. 

Nehiyleri nelerdir? Küfür ve dalâlettir. Tağutları kabul etmek demek olan küfür, dalâlet ve türevi olan emirler Rabbimizin nehiyleridir. 

O halde, Rabbimizin bir emri olması hasebiyle, adaletin yerine getirilmesi bizim için bir ibadet olmaktadır. Yani adalet, eşittir, ibadettir.

Peki biz bu adalet ibadetini nasıl yapacağız? Hak nedir, hak sahipleri kimlerdir?

Hak, üzerinde söz ve fiil sahibi olunan gerçekliktir. Hak sahipliği ise, gerçeklik üzerinde söz ve fiil sahibi olan kişi demektir. 

Bu hak sahipliği unvanını kimler hak etmektedir? Bu manada hak ve dolayısıyla hak sahipliği, mutlak ve nisbi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 

Rabbimizin hak sahipliği mutlak olup, O’nun hakları hukukullah, mahlûkatın hak sahipliği ise, nisbi olup, onların hakları hukuk-u ibaddır.  

Peki Allah’ın hukuku nedir? İbadettir. O’ndan başka ibadete lâyık kim vardır?

İşte, mutlak hak sahibi olan Allah’ın hukukunun verilmesi (yerine getirilmesi); hem ibadettir, hem de adalettir.

Nisbi hak sahipleri olan kulların hukukunun verilmesi de; hem adalettir hem de ibadet olmaktadır. 

Görüldüğü gibi, adalet ve ibadet kavramları, etimolojik olarak aynı kökten gelmemiş olmakla birlikte, mana olarak aynı olup, birincisi, hukuk-u ibadın verilmesi (yerine getirilmesi), ikincisi hukukullahın verilmesi (yerine getirilmesi) anlamına gelmektedir.  Adalet hukuk-u ibadda özgülleşmekte, ibadet ise hukukullahta özgülleşmektedir.  

Dipnotlar:

1- İşaratü’l-İ’caz, s. 17.

2- İşaratü’l-İ’caz, s. 140.

Hacı İlbey / [email protected]

Okunma Sayısı: 1445
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı