"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Balıklıgöl’de sabah namazı bir başka...

12 Kasım 2017, Pazar
Yine günlerden Pazar idi. Pazar grubumuzla birlikte her hafta farklı faaliyetler yapıyoruz.

Adnan Besin - Mustafa Gönüllü

Geçen Pazar günü, Pazar grubumuzla birlikte, sabah namazını Balıklıgöl’deki Dergâh Camii’nde kılmaya karar verdik. Sebahattin Hocamız, Kadri Abimiz ve Abdurrahman Tan Abimiz, saat 05:30 gibi, arabalarıyla Pazar gençlerimizi aldılar ve birlikte Dergâh Camii’ne doğru yola çıktık. 

Aramızda, sabah namazını ilk defa Dergâh’ta kılacak arkadaşlarımız vardı. O ortamın havasını ilk kez tadacaklardı. Heyecanları yüzlerinden belliydi. 

Aynı zamanda, beraber olduğumuzda aldığımız lezzet çok daha farklı oluyordu. Çünkü Nur Talebeleri birlikte olunca, her tarafı aydınlatıyorlardı elhamdülillah. Uhuvvet ve muhabbet şöleni sürekli devam ediyordu. 

Bu arada Dergâh Camii’ne vardık. Önce Dergâh Camii’nin imamından muhteşem bir Kur’ân tilâveti dinledik. Ardından namazımızı kıldık ve tesbihatımızı yaptık. Kadiri Tarikatı’nın 400 yıldır devam ettirdiği zikri görmüş olduk. Gerçekten de oradaki ortamın havası bir başka idi. Maneviyatla dolup taştığımızı hissediyorduk. 

Daha sonra Balıklıgöl’e doğru yürümeye başladık. Kardeşlerimizle çok güzel vakit geçiriyorduk. Birlikte Balıklıgöl’de bir çok fotoğraf çektirdik. 

Sonra programımızda yemek vardı. Seçeneklerde tirit, çorba ya da ciğer vardı. Küçük bir istişare ile ciğer yemeye karar verdik. Sabah sabah ciğer yemeye pek alışkın değildik, ama Urfa’da yaşamak, sabah ciğerini denemeyi gerektiriyordu. 

Masalara oturduk. Tabi önce, Urfa’nın olmazsa olmazı olan isotlar masalara geldi. 

Küçük bir hatırlatma yapalım : Urfalılar’da, isot eğer acı çıkmazsa şöyle bir düşünce oluşur: ‘Allah’ım.. Ben ne günah işledim de isotum acı çıkmadı.’ Ayrıca, başkasının isotu acı çıktı ise de şöyle denir: ‘Ooo babo! Şanslısan ha, şansıya heyran!’  hatırlatmayı yaptıktan sonra programı anlatmaya devam edelim. 

Ciğerleri yedik, isotların acısı gayet güzeldi. Sabahları ciğer yemenin de, gerçekten ayrı bir lezzeti oluyormuş. Bu nimetleri veren Allah’a şükrederken, Kadri Abimize de ciğerler için teşekkür ettik. 

Daha sonra çaylar geldi. Çay eşliğinde Risale-i Nur dersimizi yaptık. Abdurrahman Abimiz dersi yaptı. Ders, İşarat-ül İ’caz eserindeki ‘Nübüvvet Hakkında’ başlıklı kısmın 7. Meselesi’nden oldu. Çok istifade ettik gerçekten. 

Yapılan dersten bazı bölümleri kısaca aktaralım:

Bu bölümde Peygamber Efendimiz’in (asm) izhar ettiği bazı mu’cizeleri izah ediliyor. Öncelikle ‘irhasat’ olarak adlandırılan, nübüvvetten önce izhar edilen mu’cizelerden bahsediyor Üstad Hazretleri. “Mecusi milletinin taptığı ateşin sönmesi, Sava Denizi’nin sularının çekilmesi, Kisra Sarayı’nın yıkılması ve gaibden yapılan tebşirler (müjdeler) gibi...” 

İkinci nevi ise gelecekte olan olayları önceden haber vermesi.. “Ezcümle, Kisra ve Kayser’in definelerinin İslâm eline geçmesi, Rumların mağlûp edilmesi, Mekke’nin fethi, Kostantiniye’nin alınması gibi hâdisattan haber vermiştir.” 

Üçüncü nevi, hissî hârikalardır ki muaraza zamanlarında kendisinden talep edilen mu’cizelerdir. 

Taşın konuşması, ağacın yürümesi, ayın iki parçaya bölünmesi, parmaklarından su akması gibi...

Üçüncü nevi mu’cizelerin en büyüğünün Kur’ân olduğundan bahsediliyor. Ve bu mu’cizenin vecihleri özetle şu şekilde sıralanıyor: Gaibden haber vermesi, âyetlerde çelişki bulunmaması, nazım ve nesir arasında ediblerce bilinmeyen bir üslûbun kullanılması, okur yazar olmayan bir zâttan sudur etmesi, insan üstü bir ilim ve hakikati ihata etmesi... 

Bunların dışında, “Kur’ân-ı Kerîm sûre sûre, âyet âyet, kelime kelime mihenk taşına vurularak, altından maada (başka) bir bakır eseri görülmemiştir.”

Ve Kur’ân’ın hiçbir şekilde benzerini getirememişlerdir. Getirilseydi tarihte gizli kalmazdı. “Mademki tarihte bulunmamıştır, demek yapılmamıştır. Madem yapılmamıştır, demek Kur’ân mu’cizedir.” (İşarat-ül İ’caz - 173 s.) 

Dersimiz bitti. Ve evlerimize döndük. Bugünü çok güzel değerlendirmiştik. Bir daha ki Pazar görüşmek üzere inşallah diyerek günü noktaladık. 

Okunma Sayısı: 2299
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı