"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman Hazretleri ile bir sohbet

22 Kasım 2015, Pazar
Efendim! Müsaade ederseniz, şefkatinize sığınarak, bugün sizinle hasbihal etmek, size içimi dökmek, sizinle sohbet etmek istiyorum.

Diyorsunuz ya hani “ruhumdan tevellüt eden hacete binaen...” Yüreğim parça parça efendim. Sizin ve dâvânızın hakkaniyetini bugünlerde ruhumda şiddetle hissettiğim. Beşer bataklığın içine düşmüş çıkamıyor. Bir ateş var, mânevî bir yangının maddî tezahürleri…

“Günahları işlemek imansızlıktan gelmiyor, belki his heves ve vehmin galebesiyle akıl ve kalbin mağlûp olması” bu kadar mı kolay? Haklısınız, karşımızda ittihat etmiş beşeri yoldan çıkarmak için kurulmuş ifsad komiteleri var, nasıl dayanır tek başına bir yürek? 

Ancak Risale-i Nur dairesine girerek…

“Ben tahmin ediyorum ki, bütün küre-i arzın bu yangınında ve fırtınalarında selâmet-i kalbini ve istirahat-ı ruhunu muhafaza eden ve kurtaran yalnız hakikî ehl-i iman ve ehl-i tevekkül ve rızadır. Bunların içinde de en ziyade kendini kurtaranlar, Risale-i Nur’un dairesine sadâkatle girenlerdir. 

Çünkü bunlar, Risale-i Nur’dan aldıkları iman-ı tahkiki derslerinin nuruyla ve gözüyle, her şeyde rahmet-i İlâhiyenin izini, özünü, yüzünü görüp her şeyde kemal-i hikmetini, cemâl-i adaletini müşahede ettiklerinden, kemal-i teslimiyet ve rızayla, rububiyet-i İlâhiyenin icraatından olan musîbetlere karşı teslimiyetle, gülerek karşılıyorlar, rıza gösteriyorlar. Ve merhamet-i İlâhiyeden daha ileri şefkatlerini sürmüyorlar ki, elem ve azap çeksinler. İşte buna binaen, değil yalnız hayat-ı uhreviyenin, belki dünyadaki hayatın dahi saadet ve lezzetini isteyenler, hadsiz tecrübeleriyle, Risale-i Nur’un imanî ve Kur’ânî derslerinde bulabilirler ve buluyorlar.”

Belî Üstadım…

Kur’ân hazinesinden öyle bir esere vesile oldunuz ki, inşallah imanlar onunla kurtulacak. Cenâb-ı Hak da bize o eserlerle müşerrefiyeti lütfetti. Evet, şimdi bize düşen imanımızı kurtardıktan sonra başkalarının da imanının kurtulmasına vesile olmaktır.

Fakat efendim bazen insanın çok bahaneleri oluyor.

“Ey kardeşlerim! Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır”.

Ama bazen de ümitsiz oluyor insan bu kadar manilere karşı. “Hamiyet, şiddet-i mevanie (engellerin şiddetine) karşı şiddetle metanet etmektir... Çabuk ye’se (ümitsizliğe) inkılâp eden hamiyet, hamiyet değildir.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 214)

Hımm demek öyle diyorsunuz peki o zaman vazifemizi yapıp bizi yese düşürmeye çalışanlara karşı; “La taknetu” Kılıncıyla mukabele ederiz evvellalah, öğrettiğiniz gibi Efendim!

MÜMİNE OKUR

Okunma Sayısı: 1603
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı